16.BÖLÜM

5.9K 89 7
                                    

Dudaklarını hareket ettirmiyordu. Ben ise durmuş ondan bir adım bekliyordum. Beethoven beklediğim adımı atarak iki elini kalçamın üstüne koydu. Dudaklarımızı aynı anda hareket ettirmeye başladık. Sert öpüyordu ama şairaneydi öpüşü. Tüm zıtlıkları üstünde barındırıyordu. Hem sert ve hoyrat hem naif ve kibar. Dişlerini üst dudağıma koyarak çekiştirdi kendine doğru. Ellerini kalçamdan çekerek biriyle başımı yan yatırdı diğeriyle belimr baskı uygulayarak kendine daha çok yaklaştırdı. Öpüşmemiz derinleşiyordu. Bunu kasıklarında hissedebiliyordum. Dili dişlerimin arasından geçerek dilimi buldu. Birbirleriyle buluştuğunda ortaya bir şölen çıktı. İkimizde aynı anda kafamızı geriye atarak inledik. Beethoven ensemden tutarak alınlarımızı birleştirdi. " Seni seviyorum. Birgün buluşacağız." dedi gizemli ve mayhoş edici bir tonda. " Şimdi seni evine bırakalım." dedi dudaklarıma nefesi çarparken. Allah seni kahretmesin ben öpüşmek istiyorum. Dudağımı büzdüm. Tam onu sevişmeye ikna edecekken. Dudağıma kısa ama etkili bir öpücük kondurdu. " Güzelim o dudaklarına sahip çık. Yoksa..." cümlesini tamamlamasına izin vermeden ben söze başladım. " Yoksa ne olur ?" dedim kısık ve tahrik edici bir tonda. Buna karşılık dudaklarıma kısa ama sert bir öpücük kondurdu. Mesajı almıştım. Hem onunla uğraşamayacak kadar yorgundum. " Sanırım artık eve gitmeliyim bugün çok yoruldum." deyip omuzuna tutunarak ayağa kalktım. O da ayağa kalkıp tekrar kulağıma yaklaştı. " Ben seni bırakırım." dedi. " Ama benim kendi arabam var. " " Sorun yok ben aldırtırım." dedi. Açıkcası halim yoktu. Biraz daha yanımda kalmasını istiyordum. Onun yönlendirmesiyle arabaya binip evime doğru yola koyulduk. Arabanın içi sessizdi. Az önce üşüyen nedenimin tekrar ısınmaya başlamasıyla mayışmaya başlamıştım. Nedensizce yanımdaki adama olan sonsuz güvenim , uyumamı kolaylaştırdı. Bir süre sonra bilincim açık olsa da uyumuştum. Arabanın hafif sarsıntısı uykumu güzelleştirirken motor sesinin durmasıyla gözlerimi açmam gerektiğini biliyordum. Ama açmadım. Şu hayatta nazımın geçtiği tek insan Beethoven olabilirdi. Bu yüzden bu hakkımı kullanmak istiyorum. Bacağımda elini hissettiğimde bacağımın üstündeki çantamı aldığını anladım. Anahtarı hızlıca bulup ilk önce kapıyı açtı. Daha sonra benim kapımı açıp bacaklarım ve ensemin altından elini geçirdi. Hiç zorlanmadan beni kaldırıp odama çıkardı. Sanki kendi evi gibi her yeri biliyor ve rahat hareket ediyordu. Beni yatağıma yatırıp alnımı öptü. Dudaklarının yeni durağı kulağım olurken etkileyici bir tonda fısıldadı. " Seni sevdiğimi unutma." deyip uzaklaşacakken bileğinden tutup" Gitme. Hem seni yine görmeyeceğim. Ben göz bandası takarak uyurum." dedim. Hafif kıkırtısı odayı doldurdu. Gülüşünün güzelliği uykumu tamamen kaçırırken ağzım hafif aralanmıştı şaşkınlıktan. Tekrar eğilip konuşmaya başladı. " Buna da tamam. Güzelim sabah erken gitmem lazım ama ." dedi. Kalmasının verdiği mutlulukla gülümseyip sadece başımı onaylar nitelikte salladım. Ayağa kalkıp ona arkamı döndüm. Fuları gözümden çıkartıp giyinme odasına doğru yürüdüm. Üstüme saten toz pembe şort askılımı geçirdim. Göğüs kısmı ve şortun bitimi beyaz dantellerle süslenmişti. Ali'nin kıyafetlerinden bir üst ve eşofman alıp bir tane de göz bandanası aldim. Kendi odamın kapısına geldiğimde bandanayı takıp öyle girdim. Beethoven elimden tutup yatağa oturtmuştu. Allahım sanki körebe oynuyoruz. Elimdekileri ona uzatıp açıklama isteği duyarak konuşmaya başladım. " Arkadaşımın kıyafetleri. Hiç giymedi. Onun için almıştım." dedim. O ise dediklerime yine hafifçe gülerken " Güzelim her şeyini biliyorum." dedi keyifle. Lanet olmasın bu adam gerçekten her şeyi biliyordu. Yatağa uzanıp tekrar gelen uykumla gözlerimi kapattım. Beethoven ise yatağın diğer tarafına uzandı. Ellerini saçlarıma atarak şefkatle okşamaya başladı. Fazlasıyla yakınımdaydı sıcaklığını hissedebiliyordum. Gülümsedim. Burda oluşu , bedeni , sıcaklığı güven veriyordu. Ben ise rahat durmayıp elimle çıplak göğsünde daireler çiziyordum. Yemin ediyordum dayaklıkdım. Adam ne güzel Romeo gibi romantik romantik hareketler yapıyordu. Ben ise belamı arıyordum. Resmen adama gel beni s... Tövbe tövbe ben iyice edepsizleşmiştim. Beethoven vüdunda herhangi bir tepki oluşmuyordu ama etkilendiğini biliyordum. Daha fazla zorlamadan elimi çekip beline sardım elimi. O da elini başıma bastırarak daha çok göğsüne bastırdı. Mayhoş kokusuyla kısa süre sonra uykuya dalmıştım.
🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋🦋
Gelen mesaj seslerini umursamadan uyumaya çalışıyordum. Ama sürekli gelen mesajlar sayesinde uykum açılmıştı. Zaten işe gitmem gerekiyordu. Kalksam iyi olacaktı. Gözlerimi zar zor açarak telefonu elime aldım. Mesajları atana baktığımda Beethoven'di. Adını görmemle dün olanlar bir bir gozümde canalandı. Ve yüzümde oluşan aptal gülümsemeye engel olamadım. Sabah giderken duymuştum onu. Alnımdan, iki yanağımdan, burnumdan ve en son dudağımdan öpüp boğuk sesiyle kısık bir sesle konuşmaya başlamıştı. " Güzelim sana bakmak varken nasıl uyuyabilirim? Birgün gitmek zorunda kalmayacağım. Senin beni seveceğine inanıyorum. Seni seviyorum." diyip gitmişti. Ben de tekrar uyumuştum. Şimdi ise mesaj atmıştı. Okumaya başladım.
Beethoven: Terk etmedi sevdan beni
Beethoven: Aç kaldım, susuz kaldım,
Beethoven: Hayin karanlıktı gece
Beethoven: Can garip, can suskun
Beethoven: Can paramparça...
Beethoven: Ve ellerim kelepçede,
Beethoven: Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Beethoven: Terk etmedi sevdan beni...
Beethoven: Günaydın Bengi'm.
Bengi: Günaydın Romeo. Sabah sabah bunları yazmaya erinmedin mi?
Bengi: Hayır yanlış anlama hoşuma gitmediğimden değil ama şımarıyorum.
Bengi: Sonra birgün gidersen kırılırım.
Beethoven: Sen istesen de ben gitmem.
Bengi: Bu arada çalar saatim gibi oldun. Her sabah senin mesajlarınla uyanıyorum.
Beethoven: Birgün başka şekilde uyanırsın.
Bengi: Tüü... Terbiyesiz hiç ahlak kalmamış.
Beethoevn: Güzelim senin aklın nerede?
Beethoven: Benim sesimle uyanmaktan bahsediyordum.
Bengi: Allah seni ne etmesin. Senin yanında kendimi ahlaksız gibi hissediyorum.
Bengi: Ben olsam seni şöyle uyandırırdım : Öncelikle kasıkalarının üstüne oturup çıplak gögsüne öpücüler kondururdum. Yavaşça aşağı inerdim.
Bengi: Eşofmanın üstüne geldiğimde ellerimle kasıklarını okşardım. Tahmin ediyorum ki sen uyanmış olurdun o zamana kadar.
Bengi: Ama seni öylece bırakırdım. Kötü kadın gülüşü 😈😈😈
Beethoven: Bunun karşılığında intikamımı alırdım.
Bengi: Nasıl olacakmış o !!?
Beethoven: Seninle sevişirken vajinanı emiyorum. Sen tam boşalacakken dilimi çekip boşalmana izin vermiyorum.
Beethoven: Bu sefer elimi vajinana getiriyorum. İşaret ve orta parmağımı ağzına yaklaştırıyorum tukürmen için. İstediğimi veriyorsun. Sonra hızlıca parmaklarımı vajiananda hareket ettiriyorum.
Beethoven: Sen yine tam boşalacakken ellerimi çekiyorum. Sen isyan edercesine inleyip bana yalvaran gözlerle bakıyorsun.
Beethoven: Bu sefer vajinanla penisimi buluşturuyorum. Ve sen tam yine boşalacakken...
Bengi: Allah aşkına boşalayım artık. Daha şimdiden kasıklarım sızlamaya başladı.
Bengi: Tövbe bir daha seninle uğraşırsam.
Bengi: Şu an ne kadar ıslandığımı biliyor musun?
Beethoven: Tahmin edebiliyorum. Merak etme buluştuğumuzda tüm pozisyonları üstünde deneyeceğim.
Bengi: Gözlerim kapalı da sevişebilirim.
Beethoven: Şimdi olmaz.
Bengi: Ama neden?
Beethoven: Emin ol güzelim benim kadar isteyemezsin.Ama...
Bengi: Ama??
Beethoven: Zamanı geldiğinde inlemelerini tüm dünya duyacak. Ama şimdi sana gönderdiğim karanfilleri al.
Bengi: Bu sefer yapboz yok mu?
Beethoven: Bu sefer yok. Dinlenmen lazım.
Bengi: Pekala o zaman. Karanfil için sağol. Öptüm. Görüşürüz.
Beethoven: Öpeceğim zaman da gelecek s..
Bengi: Hoşt sakin ol. Good boy , good boy.
Beethoven: Görüşürüz.

Evet yeni bolüm. Lütfen yazım yanlışı varsa kusura bakmayın hastayım zar zor yazdım. Kontrol etmeden atıyorum. Biraz Beethoven dolu bir bölüm oldu. Sizce nasıldı bölüm?

TEXTİNG (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin