Bölüm 36

16 3 0
                                    

Gece ara ara kulaklarına vuran acıdan dolayı kesilen uykusundan sonra sabah kapısındaki kadın muhafızlardan olduğunu düşündüğü birinin kahvaltıyı getirdiğini söylemesiyle uyanmıştı. Uzuvlarını içeri çekip pelerinini taktıktan sonra kahvaltı tepsisini almak için kapıyı açtı. Ama karşısında tanımadığı bir çalışan duruyordu ve Katherine'in kişisel muhafızları ortalıkta görünmüyordu.

Katherine, Klus'un ona yanında olacağını söylemesinden ve Ray'in ölümünden haberi olduğunu belirtmesinden sonra büyük ihtimalle artık onu bir odada tutmaya gerek olmadığını düşünmüştü.

Klus'a getirilen kahvaltı normalde yaptığı kahve ve reçelli ekmek ikilisinden oldukça çeşitliydi. Kızarmış ekmeğine isminin ne olduğunu bilmediği değişik sosları sürerek yemeye başladı. İçinde farklı çeşit otları barındıran kış çayından da bir fincan doldurdu.

Konusu hiç açılmamıştı ancak Bayan Dorothy'nin barında viski fıçısının içine attığı beyaz tozun üstünden 3 gün geçmişti ve ilk günden bu yana ölümler olmuş olmalıydı. Bu ölümlerin sebebinin kendisinin olduğu gerçeği yüzüne o kadar sert çarpmıştı ki ağzındaki lokmayı çiğnemeden boğazına gönderdiği için tıkanarak öksürmeye başladı. Sıcak çayından içerek tekrar yutkundu.

Dünya'ya kalacak yer dışında pek bir ihtiyacı olmamasına rağmen anlaşmalarının kendine düşen kısmını yerine getirmişti. Günahlar başkalarının boynuna yüklenemezdi. Klus ne kadar Dünya'nın planın bir parçası olsa da biliyordu ki ölen insanların vebali ona kalmıştı.

Bir de Dünya'nın onu Bayan Dorothy ve Truman Hanesi'nin işbirliği içinde olduğundan uyarması vardı. Klus, Daekartaların iletişim içinde olduklarını biliyordu ancak aralarında böylesi sık bir diyaloğun olduğunu tahmin etmemişti.

Kahvaltısını bitirdikten sonra tepsiyi nereye götüreceğini bilemeyerek masasında bıraktı. Yatağın yanına konmuş dolabın içinden ilk geldiği gün rastgele alıp giyindiği kıyafetler dışında pek bakmamıştı.

Kalın bir pelerin, ceket ya da kalın olabilecek herhangi bir şeye ihtiyacı vardı. Askılarda içerisi yünlü kadife bir pelerinle karşılaşınca onu alarak uzuvlarını içeriye çekti. Pelerini takıp kapüşonunu başına geçirdi ve odadan ayrıldı. Beyaz ve siyah saç tutamları, gri gözleri yeterince dikkat çekiciydi. Bayan Dorothyper

Bulunduğu koridorda yanından geçen rütbeli Daekarta askerleri, değişik üniformalara ve cüppelere sahip insanlar, Daekartalar yanından geçerken dikkat çekip çekmediğini bilmiyordu çünkü bir tek ayaklarını görebiliyordu.

Aşağı katlarda sıradan çalışan ve hizmetlilerin olduğunu tahmin ettiğinden üst kata yöneldi. Geniş dönen merdivenin yan duvarlarında değişik yağlı boya çalışmaları vardı. Hepsi farklı ırklara ait olduğunu belli edercesine farklı teknik ve tonlarda boyanmıştı. Klus tablolara bakarak fazla zaman kaybetmedi.

Üst katın hemen girişinde sizin koridora girmenize izin vermeyeceğini belirten iki muhafız duruyordu. Klus, onları tamamen boş vererek ortalarından geçip gitmeye hazırlandı ancak ikisi de aynı refleksle önünü kesti.

"Buraya birinin gelecek olduğu hakkında bir duyum almadık o yüzden geçemezsiniz," dedi birisi. Yüzündeki ifade açıkça uğraşmak istemediğini gösteriyordu.

Klus girmeye çabalarsa bunun bir şekilde Bay Truman'in kulağına ulaşma ihtimalini göz ardı edemedi. "Peki, öyleyse Küçük Hanımefendi'nin nerede oluğunu öğrenebilir miyim?"

"Böyle bir bilgiyi size verebilmem için öncelikle yüzünüzü görmem ve isminizi duymam gerekiyor," diye cevap verdi adam. Klus, anlık ne yapacağını bilemeyerek öylece kalakaldı. İsim veremezdi ve yüzünü de açamazdı ama bunları yapmazsa da üzerine şüphe çekerdi.

KANATLARIN RUHUTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang