Her hikaye bir intikam yolcuğuyla başlardı. Karakter zarar görürdü, gururu ezilirdi ve bazen de kaçardı. Dünya'nın hikayesi ise intikam almasıyla başlıyor. Plan işleme kondu ve uygulandı. Sadece önünde bir pürüz var. Bu pürüz sırtında katran karası...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Benim yaptığımı nasıl öğrendin?" diye sordum. İnkâr etmek onun zekâsıyla dalga geçiyor olmam anlamına gelirdi. Onun elinde net bir kanıt olmadan bana saldırmayacağını biliyordum. Sadece beni net bir şekilde göremeden bu sonuca nasıl ulaştığını merak ediyordum.
Derin bir nefes alarak saçlarını geriye yatırdı. "Bak," dedi kendine hâkim olmak istercesine. "Sana en başından anlatacağım ve aynı dürüstlüğü de senden istiyorum."
Başımı "elbette" dercesine salladım.
"Mekâna girdiğinde herkese selam verdin. Günün ortasında genelev ve insan ticareti yapan bir yere geldin sen. Sen asla bu tarz yerlere gitmezsin ve hele de günün ortasında," dedi. Araya gireceğimi fark ederek beni durdurmak için elini kaldırdı. Ağzımı geri kapadım. Onun sözlerini bitirmesine izin verecektim. "Kafa dağıtmak için veya başkalarıyla konuşmak için arada bar gibi yerlere gittiğini biliyorum, Dünya. Ama günün ortasında oldukça uzun süredir gelmesi beklenen bir kızın açık arttırmasına katılacağını sanmıyorum."
"Belki ben de artık yalnız kalmak istemiyorumdur, olamaz mı?" dedim. Oraya gitmeme kılıf uydurmaya çalışmıyordum. Sadece bütün sebeplerimi nasıl çürüteceğini görmeliydim. "Sen yalnızlıktan sıkılınca-"
"O cümleyi tamamlamaya sakın cüret etme, Dünya," dedi. Tehditkâr bir şekilde üzerime doğru geldi. "Benim farklı sebeplerim vardı."
"Aynı sebeplerin bende de olduğunu düşünelim," dedim ona göre oldukça sakin bir sesle.
"Oyun oynamıyorum ya da hangimizin daha haklı çıkacağını bulmaya çalışmıyoruz."
Devam etmesini engelleyerek araya girdim. "İnkâr etmediğimin farkındasın değil mi? Meydanda çıkan kargaşadan ve insanların zehirlenmesinden dolayı beni suçladığını açıkça söyledin. Ben de sebeplerini ve neden böyle düşündüğünü anlamaya çalışıyorum," dedim ve duraksadım. Derin bir nefes aldım. Ortamdaki gerginlik seviyesi umurumda değildi ancak yine yatıştırıcı bir sesle konuştum. "Bak, dürüst olacağız dedik ve bunun arkasındayım. Şimdi anlatmaya devam et, lütfen," dedim sanki o anlatırken sözünü bölen ben değilmişim gibi.
"Kız için oraya geldiğini bir an bile düşünmedim sonra sen alkol kazanlarının olduğu masaya doğru yürüdün. Alkol ve sen yan yana gelmeyen bir ikilisiniz. Hadi diyelim ki o an insanların arasına karışmak için şarap aldın," dedi. Daha demin söylediklerine başka nedenler sunmamı taklit ediyordu. "Kimse bir kazanın başında bu kadar oyalanmaz ve herkesin görüş açısını engelleyecekmişçesine kazanın önünde durmaz."
Yaptıklarımın dışarıdan fazla normal görünmediğini ben de farkındayım ama beni tanımayan kişiler için bu o kadar da dikkat çekici olmazdı.
"Yanımda Ray vardı. O da sana kilitlenmişti ve-" Bakışlarını yüzümden kaçırıp derin bir nefes aldı. Dişlerini sıktığını çenesini kasmasından fark etmiştim. Başını başka yöne çevirip aldığı nefesi kontrollü bir şekilde bıraktı.
