27

31.7K 2K 4.6K
                                    


Jungkook

Elimdeki telefonu hızla masanın üzerine atıp konuşmaya devam eden arkadaşlarıma döndüm.

"Jungkook aralarında bir şey yokmuş işte kendini üzme bu kadar" diyen Jimin'e sinirle bakıp "Sence sorun sadece bu mu?" diye yanıt vermiştim.

Taehyung gerçekten artık sinirlerimi bozmaya başlıyordu. Ne bok olduğumuz belli değildi ve ona sorduğumda ise söylediği tek şey "Arkadaştan öteyiz" oluyordu. Tamam arkadaştan öteydik ama bunun bir adı var ve Taehyung bunu söylemeye cesaret edemiyordu.

Telefonuma hâlâ bir sürü mesaj geliyordu Taehyungdan ama ben hiçbirine bakmak istemiyordum.

Attığı ilk mesajda "Yanına geliyorum" demişti. Attığı son mesajlara ise bakmamıştım.

Namjoon mesajlara bakmam için ısrar ettiğinde reddetmiştim diye Telefonu eline alıp kendisi mesaj yazacağını söyleyip sınıftan kaçmıştı. Hiç bir sorunum yokmuş gibi bir de bu aptalın peşinde koşturuyordum.

Sınıftan çıkıp koridora çıkmıştık.

Koridorda bir o tarafa bir bu tarafa giderken onu sıkıştırmış ve telefonu vermesi gerektiğini söylemiştim. Ama o her zaman ki gibi 148 ıq seviyesini kullanıp merdivenlere gitmişti ve merdivenlere gittiği gibi ayağının kayıp 20 basamaklı merdivenden düşmesi bir olmuştu.

"Jungkook amına koyayım senin orospu, senin yüzünden her yerim kırıldı" yerde yatarken bağırmasıyla bende gülmekten nefessiz kaldığım yerden kalkmış ve yanına doğru ilerleyip telefonu almıştım.

"Vermen gerektiğini söylemiştim" dedim yanına inerek. İlk olarak ondan telefonumu alıp cebime koydum sonrasında ise elimi uzatıp onu yerden kaldırdım. Öğretmen zili çalmıştı ve biz hâlâ orda durup gülüyorduk.

Benim de böyle arkadaşlarım vardı işte başımız bokta olsa biri üzülürse diğeri hemen güldürürdü.

Daha fazla orda beklemeyip sınıfa doğru ilerlemeye başladık.

Taehyung ile konuşmaya başladığımızda zil yeni çalmıştı ama konuşma bittiğinde zil de bitmişti.

Namjoon ile sınıfın önüne geldiğimizde ben kapının kulpundan tutarak aşağı indirip kapıyı açmıştım ve içeri girmiştik.

Hoca gelmişti ve tahtaya bir şeyler yazıyordu.

Bu dersten gerçekten nefret ediyordum çünkü dersi anlatan hoca kendini bi bok sanıp herkese kızıyordu. Dersi iyi anlatan bir hoca olsaydı alttan alırdım ama dersi kendi kendine anlatıp gidiyordu.

Kafamı sıraya yaslayıp kolumun üzerine yaslanırken, hoca tekrardan sınıftaki bir kaç öğrenciye dersle ilgili soru sormaya başlamıştı. Umursamayıp bende Yoongi gibi gözlerimi kapatıp uzanmıştım.

Ders öylece ilerlerken aniden kapı açılmıştı ve içeriye girip konuşan kişi ile kafamı kaldırmadan sesi dinlemiştim.

"Kusura bakmayın dersinizi bölüyorum ama Jeon Jungkook'u almam gerekiyor"

Taehyung'un sesiydi.

Kafamı hızla masanın üzerinden kaldırıp ona bakmıştım. O da bana baktığında gözlerinde ki parlamayı görmüştüm. Ona hâlâ sinirliydim ve ona bakmayı bırakıp ayağa kalkmış ve kapıya doğru ilerlemiştim.

Sınıftaki herkesin gözü bizim üzerimizdeydi ama bir bok anlamadıkları belli oluyordu.

Kapıya vardığımda Taehyung geriye çekilmiş ve dışarı çıkmama izin vermişti bende arkamdan kapıyı kapatıp ona bakmıştım.

True Love | Taekook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin