28.BÖLÜM

13.8K 545 103
                                    

Açelya'dan;

Kemiklerimin sızısı hareket etmemi engelliyordu. Sanki birileri vücuduma iğneler batırıp duruyordu. Bu yüzden gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum ve bu da başımın ağrımasına neden oluyordu. Hasta olmaktan nefret ediyordum. Çünkü hastayken birisi benimle ilgilenince daha çok ağlayasım geliyordu.

Giray'ın bana duş aldırdığını hatırlıyordum. Bunun her ne kadar bir rüya olmasını istesem de maalesef hayatımda bir şey bile düzgün olmadığı için bu da öyle değildi. Saçlarım ıslaktı ve şuan Nermin hanım beni giydirmek için dolabın önündeydi. Giray yaklaşık iki dakika önce banyo kapısını çarparak sinirle odayı terk etmişti. Bir anda ne olmuştu da sinirlenmişti hiçbir fikrim yoktu.  

"Gel bakalım kızım, daha fazla ıslak çamaşırlarla durma. Bir güzel giydirelim seni daha sonra bende sana bir tarhana çorbası yapayım. Bak bakalım daha bir şeyciğin kalıyor mu?" dedi ve gülümsedi. Bu kadar ilgiye alışık olmadığım için daha çok ağlayasım geliyordu. 

"Ne oldu da birden hastalandın ki acaba?" dedi ve gözlerini gözlerime çıkarttı. Bakışlarımı kaçırarak sessiz kaldım. Nermin hanımda fazla üstelemeyerek sessizce giyinmeme yardım etti. Zira kolumu kaldıracak gücüm bile yoktu. 

"Gel bakalım uzan sen şöyle." dedi ve kolumdan tutarak yatmamı sağladı. 

"Hemen çorbanı yapıp geliyorum." dedi. Tam odadan çıkacaktı ki zar zor, "G-giray nereye g-git-ti?" diye sordum. Her ne kadar utanmış ve sinirlenmiş olsam da bana çok yardım etmişti. 

"Bilmiyorum ki kızım. Yine bir şeylere sinirlenmiş. Zaten sinirlenmeye yer arıyor beyefendi. Hayır anlamıyorum acaba neyi unuttuk da bu çocuk bu hale geldi?" dediğinde kıkırtıma engel olamadım. Gülmem tebessüme dönüştüğünde Nermin hanımın yüzünde buruk tebessümüyle bana baktığını fark ettim.

"Sen hep gül olur mu güzel kızım? Seni gülerken görmek beni çok mutlu ediyor. En çok mutlu olmayı da sen hak ediyorsun. Yüzündeki gülümsemeler hiç solmasın." dedi ve odadan çıktı. 

Nermin hanımın söyledikleri yıllar önce içimde öldürdüğüm o küçük kızı hatırlattı bana. Sırf gülüyor diye başına gelmeyen o küçük kızı...

Derin bir nefes alarak yatakta sırt üstü döndüm ve asla olmayacak hayaller kurmaya başladım. Her şeyden uzaklaştığım sessiz, sakin ve huzurlu bir hayat... Düşüncelerimden sıyrılmama neden olan kapıya vurulmasıyla tavandaki bakışlarım kapıya çevrildi. Giray mıydı acaba gelen?

Yatakta hafifçe doğrularak kendime çeki düzen verdim ve örüyü üzerimi çekerek üstümü başımı kapatarak odanın dışındakine, "G-gelebilirs-sin." diye seslendim. Hafifçe boğazımı temizleyerek odaya giren Mavi'ye baktım. Tebessümle yanıma gelerek, "Oturabilir miyim?" diye sordu. Hafifçe tebessüm ederek yavaşça yatağa vurarak yanıma çağırdım. Yanıma oturarak endişeyle gözlerimin içine baktı.

"Açelya, şimdi daha iyi misin? Sabah seni o halde görünce çok korktum." dedi ve elleriyle oynamaya başladı. O da sanırım benim gibi utangaç bir insandı. Bende tanımadığım birilerinin yanında bu şekilde ellerimle oynardım.

"E-evet iyiyim t-teşek-kür ed-derim." dedim gülümseyerek.

"Emin misin? Bak biliyorum yeni tanıştık, birbirimizi fazla tanımıyoruz falan ama içinde tutmaktansa anlatmak çok daha iyi geliyor. İnan bana..." dedi ve elleri ellerimi sıkıca sardı. Güven verici bir şekilde bakıyordu ve içimden her ne kadar ona sarılmak gelse de hasta olduğum için bu fikirden hemen vazgeçtim ve gülerek kafamı salladım.

"Ç-çok iyi biris-sin ama b-belki daha s-sonra. B-beni düşünd-düğün için t-teşekkür ederim." 

"Tabii sen ne zaman istersen." 

Kapının dışından gelen Nermin hanımın sesiyle ikimizin de bakışları kapıyı buldu. 

"Mavi kızım kapıyı açar mısın tatlım?" 

Hızla yataktan kalkan Mavi kapıyı açtı ve Nermin hanım elinde tepsi ile odaya girdi. Odayı dolduran çorbanın kokusu resmen iştahımı açmıştı. 

"Oh, ne güzel koktu Nermin sultan!" diye şakıdı Mavi. Nermin hanım gülerek Mavi'ye baktı ve, "Oy kuzum benim. Acıktıysan sende ye sıcak sıcak." 

"Senin yaptığın yemekleri aç olmasam da yerim o kadar güzeller." dedi ve kahkaha atarak ekledi. "Benim mutfak faciası aklıma geliyor sürekli. Toprak olmasaydı sanırım mutfak gidecekti." 

Nermin hanımda Mavi'ye güldü ve "Ne olacak sanki. Hem ben sana öğretirim merak etme yemek yapmasını. İsterse Açelya kızım da bize katılır." dedi ve yatakta yanıma oturarak benim içmeme engel olup bana elleriyle çorba içirdi. 

Öz annemin yapmadığı şeyleri bir başkasının yapıyor olması... 

Dolan gözlerime inat gülümseyerek, ağzımdaki lokmayı yutarak," E-ellerinize s-sağlık." dedim.

"Afiyet olsun bal bal kızım benim ama bu bitecek ona göre." diyerek bir kaşık çorbayı daha uzattı.

"Ç-çok d-doyd-dum." desem bile bir kase çorbayı bana içirdi. Daha sonrasında tepsideki ilaçları da içirerek Mavi ile odadan çıktılar.

"Allah rahatlık versin kızım. İyi geceler." dedi kapıyı kapatmadan önce.

"İ-iyi g-geceler." desem de cümleyi içimden 'anne' diyerek tamamladım...

Giraydan devam;

Sinirle odadan çıktıktan sonra salona inerek babamın yanına gittim.

"Sende Baran'ın numarası var mı baba?"

"Sen ne yapacaksın bu saatte Baran'ın numarasını? Hem dur bakalım konuyu değiştirme. Seninle konuşacaklarım va-"

"Baba, acil!" diyerek babamın sözünü kestim.

"Söz veriyorum bu konuyu konuşacağız ama bana Baran'ın numarasını ver. Lütfen!" 

Babam neler olduğunu anlamayan bir ifadeyle birkaç saniye yüzüme baksa da en sonunda telefonunu çıkararak numarayı verdi. Numarayı telefonuma kaydederek hızla evden çıktım. Evden çıkmadan önce duyduğum son ses babamın bu saatte nereye gittiğimi sormasıydı. Hiç kimseye nereye gittiğimi haber vermeden hızla arabama bindim ve Baran olacak o şerefsizin numarasını  tuşladım. 

Her ne kadar gördüklerimi inkar etmek istesem de, bu kadarını da yapmazlar artık desem de olanlar gerçekti. Ve bir abi olarak kardeşini korumayan o kendine abi diyen mahlukata gününü gösterecektim. Bu olanlar yanlarına kalmayacaktı. 

Açelya'nın ailesi onu her ne kadar sildiklerini söyleseler de yaptıkları yanlarına kar kalmayacak!

Uzun bir çalıştan sonra açılan telefonla beraber o itin uykulu sesini duydum.

"Efendim?"

"Alt mahallenizdeki parka gel! Çabuk."

"Siz kimsiniz?" 

"Görürsün geldiğinde benim kim olduğumu!"

Bekle beni Baran efendi...

Celladın geliyor!

<><><><><><><><>

Nihahaha sonunda bir sonraki bölümde içimin yağları eriyecek... 

Eveeet bundan sonra konuya tam olarak giriş yapmış olacağız ve açıklamada olan ve çok merak ettiğiniz o kısma çok çok az kaldı <3

Umarım yeni bölümü beğenirsiniz. Bundan sonraki bölümleri daha a uzun atmaya çalışacağım ^^ 

Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmayın...

Hoşça kalın ve unutmadan...

Sizleri seviyorum, bir sonraki bölümde görüşmek üzere ^^

Zoraki EvlilikWhere stories live. Discover now