11.BÖLÜM

28.5K 831 334
                                    

Merhaba arkadaşlar. Yarın yeni bölümü paylaşacağım deyip atmayı unuttuğum için hepinizden özür dilerim ;-; sabahın beşinde sizlere yeni bolum atıyorum umarım beni affedersiniz. 10. bölümde sizlere 2K olduğumuz için teşekkür etmiştim. Bu bölümde de 4.3K olmuşuuuuz eheh. Gerçekten hepinize çok teşekkür ederim Ailemize yeni katılanlar oldu onlara da hoş geldiniz diyorum ve yeni bölüme geçiyorummm. Umarım bölümü beğenirsiniz.

İyi okumalar...

<><><><><><><><>

Giray elimi tutarak bizimkilerin yanına yürümeye başladı. Bugünlerde ona bir şeyler olmuştu. Bana durduk yere iyi davranıyordu ama bunun bir oyun olduğunu falan düşünüyordum. Çünkü benden iğrenen adam bugün yanağımı okşamış, elimi tutmuş ve sarılmıştı. Bu inanılır gibi değildi. Ne yapmaya çalıştığına dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Sadece bunun bir plan, oyun olduğunu düşünüyorum.

Ben şaşkın bakışlar eşliğinde Giray'ın yüzüne odaklanmışken, onun bana dönmesiyle yakalanmış olduğum için her ne kadar utansam da bakışlarımı çekmedim. O ise bana bakıp gülümsemiş ve yeniden önüne dönmüştü. Bu yaptığıyla kaşlarım alnıma doğru yavaşça yükseldi. O bana gülümsemiş miydi? Ben kesinlikle büyük bir oyunun içerisinde olmalıyım.

Sonunda dışarı çıkmış, bizimkilerin yanına ulaşabilmiştik. Annemin ağzı kulaklarındaydı resmen. En sevdiği çocuğu ve ailesi buradaydı. Benden sonunda kurtuluyordu. Neden mutlu olmasındı ki? Elimi Giray'ın elinden kurtarmaya çalıştığımda daha sıkı tuttu ve yüzüme, 'uslu dur' bakışı attı. Kaşlarımı çatarak ona bakmaya devam ediyordum ki Nermin hanım konuşmaya başladı.

"O zaman akşam görüşürüz! Hepinizi bekliyorum." dedi tebessüm ederek. Ardından, "Açelya sen bizimle gel kızım. Seni biz bırakalım." dedi. Buna gerek yoktu abimin arabasıyla gidebilirdim. Tam ağzımı açıp cevap verecektim ki her zaman ki gibi başkaları benim yerime cevap verdi.

"Tabi olur. Hem bizde sıkışmamış oluruz." dedi annem. Paranın gözünü seveyim. Para için kızını satan başka neler yapmazdı...

El mecbur onları onaylayarak, kafamı salladım. Annemler hep birlikte abimin arabasına yerleştiler. Bizse onlar gözden kayboluncaya dek arkalarından baktık. Ben neden onlarla gidememiştim?

Giray tuttuğu elimi çekiştirerek beni arabasının yanına ilerletti. Nermin hanım arka kapıyı açarak, arka koltuğa oturacağını, benimse ön koltuğa oturmam gerektiğini belli etmişti. Derin bir nefes alarak tam kapıyı açıyordum ki, Giray benim yerime kapıyı açarak koltuğa oturmamı bekledi. Yaptığı harekete şaşırsam da bir şey demeyerek koltuğa yerleştim. Daha sonrasında Giray kapıyı kapatarak yan tarafımdaki sürücü koltuğuna geçti ve arabayı sürmeye başladı.

"Açelya?" diye seslendi Nermin hanım. Merakla arkaya döndüğümde, kendini bir şeyler söylemeye hazırlıyor gibiydi.

"Ailenle mutsuz bir yaşamın olduğunu biliyorum. Ama merak etme Giray ile evlendiğinde mutlu günler seni bekliyor olacak. Seni olmayan kızımız olarak görüyoruz. Artık sende bizim kızımız sayılırsın." dediğinde Giray'ın bakışları kısa bir an için beni bulmuş daha sonrasında yeniden yola dönmüştü.

"Te-teşek-kür e-ederim." dedim hafif tebessümle. Bunu zaten biliyordum. Beni kızları olarak gördüklerini... Ama Giray ile mutlu günlerin beni beklediğini düşünmek hiçte gerçekçi gelmiyordu. Böyle düşünsemde, 'keşke' diye geçiriyordum içimden. Mutlu olmayı çok istiyorum.

"Yarın bindallı, gelinlik ve damatlık bakılacak. Birde bizler için kıyafetler. Yorucu bir gün olacak ama buna değeceğine eminim." Birde bu vardı değil mi? Evlenmek ne kadar da zormuş.

Zoraki EvlilikWhere stories live. Discover now