20.BÖLÜM

31.1K 889 710
                                    


Elimdeki telefonla öylece kalakaldım. Neden bir günümüzde normal geçmiyordu. Giray ile tanışınca beter olan hayatım sanki daha da beter olmuş ve sanki karmaşık değilmiş gibi daha da karmaşık hale gelmişti. Telefonu daha da sıkarak oturduğum koltuktan kalkıp, yukarı çıktım ve Giray'ın olduğu odaya girdim. Sinirle kapıyı çalmadan açtığım için üstü çıplaktı. Bakışlarımı ondan kaçırdım ve elimdeki telefonu yatağa fırlatıp, "Gö-görmek i-isteyec-ceğini d-düşündüm." deyip odadan çıktım. 

-GİRAY ZORLU-

Açelyadan gördüğüm tepki ile şaşırarak, yatağın üzerine attığı telefona bir bakış attım. Kim bilir yine hangi bela bizi bulmuştu. Elimde tuttuğum tişörtü josefin koltuğun üzerine atarak yataktaki telefonu elime alarak yatağa oturdum. Öncelikle mesaj kutusuna baktığımda hiçbir şeyin olmadığını gördüm. WhatsApp'a da bakmayı unutmayarak uygulamaya girdim ve son konuşulanlarda Damla'nın ismini gördüm. Sinirlenerek adının üzerine dokundum ve ekranda gördüğüm mesajı ve atılan fotoğrafı görünce dilimi dişlerimin üzerinde gezdirerek sakin olmaya çalıştım. Nefes alış verişlerim sıklaştı ve sinirlerime hakim olamayarak elimde sıkıca tuttuğum telefonu koltuğa fırlattım. 

Sakinleşmek adına ellerimi saçlarımdan geçirip derin nefesler almaya başladım ama pekte etkisi yoktu. Sinirle koltuğun üzerinde bulunan tişörtü üzerime geçirmek için ayağa kalktığımda bildirim sesiyle bakışlarım telefonumu buldu. Anlaşılan tişörtümü giymek bugünlük bana haramdı.

(Of of bugünlerde saçmalamakta üstüme yok eheheh dfjdfhdf.)

Koltuğa attığım telefonu elime alınca ekranda gördüğüm yazı dikkatimi çekerek tişörtümün elimden düşmesine neden oldu. Damla...

"Attığım görüntünün seni cezbettiğini biliyorum ama o kusurlu karın yüzünden ona acıdığın için bana yaklaşmadığını da biliyorum ama bu günlerin geçeceğini yeniden benimle sevgili olacağını yada ah pardon olmak zorunda olacağını da biliyorum. Bence bunu sende bil ve boşanma planını ona göre ayarla."

Okuduğum mesajın ne anlama geldiğini düşündükçe deliriyor ve delirdikçe de öfkeyle Damla'nın bel altı yazdığı tehditi görmezden gelerek telefon numarasını tuşladım. Karşı tarafın aramaya cevap verene kadar yerimde duramadan bulunduğum odada bir o yana bir bu yana ilerleyerek ağzımın içinden saydırdım.  Telefonu açar açmaz konuşmasına fırsat vermeden ağzıma geleni saydım.

"Sen ne kadar zavallı bir kadınsın lan. Eski fotoğraflarımla bana şantaj yapabileceğini ve beni karımdan ayırabileceğini mi sanıyorsun? İşte anca bu kadar da gerizekalısın. Bana bak Damla sakın o pislik hayatını benim evliliğime, hele ki karıma bulaştırıp bizim huzurumuzu bozmaya kalkışma!" 

İçimdeki tüm öfkeyi kustuğumda karşı taraftan duyduğum kahkaha sesi ile olduğum yerde mıhlandım. İçimden lanetler okuyarak, kahkasından sonra söyleyeceklerini duymak için bekledim. 

"Ah ama Giraycığım, aşkım. Sen, o güzel fotoğraflarımızı çekerken hiçte bu kadar öfkeli ve tepkili değildin. Hani nerede sende o cesur kaplan gücü? Şimdi kekeme karın için pisicik mi oldun?" 

Duyduklarım karşısında yutkunarak sinirle dişlerimin üzerinde dilimi gezdirdim. 

"Fotoğraflarımız derken se-..." Konuşmamı yarıda keserek araya girdi.

"Benim evimde aşk şarhoşluğu ile çektiğin nü portre ve sanatsal çalışmalar aşkım. Ah hadi ama benimle oyun oynama Giray! Yoksa bu sefer manşetlerde damatlıkla değil boxerlarınla poz verirsin..."

Duyduklarım karşısında apışıp kalırken Damla çoktan aramayı sonlandırmıştı. Hayatıma girdiği için Damla'ya söverek, yerdeki tişörtümü alıp sonunda üzerimi giyindikten sonra aşağıya inip Açelya'ya bir göz attığımda onu televizyon karşısında dizi izlerken buldum. Hareketlerini takip ettiğimde beni görmezden geldiğini fark ettim. Su içmek için mutfağa gittiğimde masada duran notu fark ederek elime aldığımda bir takım psikologların numarası olduğunu gördüm. Durumu garipsedim ama fazla üzerinde durmayarak su doldurup içtim. 

Açelya'nın yanına giderek öteki koltuğa da ben oturdum. 

-AÇELYA ZORLU-

Giray'ın yanından ayrılıp aşağıya inerek sıkıntılı bir şekilde onu bekledim. Bunu yapacak kadar adi değildi değil mi? Hemde düğün gecemizde. Gerçi düğünde yaptıkları ne kadar adi olduğunu ispatlar derecedeydi ama ailesine bu şekilde zarar vermesi hiçte doğru değildi. Sonuçta aile her şeydir...

Yukarıdan gelen bağırışma sesleriyle bir anda irkildim ve televizyonun sesini kısarak olanlara kulak kabarttım. Bu yaptığım ne kadar ayıpta olsa onun yaptıklarının yanında bu bir hiçti. Aradan geçen birkaç dakikadan sonra kapının kapanmasını duymamla kıstığım televizyon sesini yeniden açtım. Merdivenlerin başında onu görmemle bakışlarımız kesişti ve sinirle bakışlarımı ondan çektim. Açıklama yapacak kadarda mı değerli değildim onun gözünde?

Mutfağa girmesiyle sıkıntılı bir nefes verdim ve yanımdaki kırlentin kenarlarıyla oynamaya başladım sinirle. Birkaç dakika sonra oturma odasına girerek diğer koltuğa geçip oturdu. Hala benimle iletişime geçmemesi beni sinirlensem de sesimi çıkarmadım ama sessizliğide artık can sıkıcı olmaya başlamıştı. Boğazımı temizleyerek dikkatini üzerime çekmeye çalıştım. Bakışları beni bulduğunda yerimde dikleşerek ona döndüm ve kollarımı göğsümde birleştirip tek kaşımı kaldırıp, hesap sorarcasına bakmaya başladım.

"Damla-..."

"D-damla m-mı? K-konum-muz şuan D-damla m-mı?"

"Konumuz ne öyleyse?"

"K-konum-muz s-sen ve D-damla! O-ona b-bu ce-cesareti s-sen ve-vermemiş ols-saydın b-böyle olmazd-dı. Bü-bütün s-sorumlu-luluğu ba-başkasına y-yıkamazsın!"

"Neden bütün suç benim üzerime kalıyor peki?"

"Bü-bütün s-sorun se-senken bunu de-demen biraz t-tuhaf ka-kaçtı sanki!?"

"Evet doğru söylüyorsun ya dünyada ki tüm olumsuzlukların sorumlusu benim. Hatta senin başına gelenlerinde sorumlusu benim. Babanın seni sevmemeside, annenin seni bize kakalaması da hep benim suçum. Senin kusurlu olman bile benim suçum." deyip sustu ve gözlerini sıkıca yumdu sanki son söylediklerine pişman olmuş gibi.

"Senin ben diline... Giray" diye mırıldandı.

En son söyledikleri kalbimi değilde bütün umutlarımı tek tek yıktı. Sevgiye olan, iyileşmeme olan bütün hayallerim yıkıldı ve gözlerim doldu. Onun yanında ağlayıpta onu mutlu etmemek için koltuktan kalkıp odayı terk ettim. Dolu gözlerimle mutfağa girdiğimde, bakışlarım Nermin teyzenin bana bahsettiği doktorların adının geçtiği kağıda takıldı. Elime alıp yırtarak çöpe attım. Artık onların bir önemi yoktu benim için.

<><><><><><><><>

Merhaba arkadaşlar. Yine ben geldim ve geç geldim ama size entrikalarla dolu bir bölümle geldim. Giray'a istediğiniz kadar sövebilirsiniz. Bu arada böüm nasıldı? ^-^

Yıldızımızı parlatmayı ve yorum yapmayı unutmatın lütfen sizleri seviyorum <3 

Kendinize iyi bakın...




Zoraki EvlilikWhere stories live. Discover now