Bambaşka bir evrenden kopup gelen bir kadın, bir Stark, bir Iron Woman..
"Sen, tıpkı Tony gibi sinir bozucu, bencil ve kendini beğenmiş birisin Tonia."
"Evet yüzbaşı, ben bencilin tekiyim. Sırf kendi bencilliğimden bu evrendeyim. Zenginliğime doyama...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İyi okumalar..
Tonia kollarını Steve'e sarmış, başını onun omzuna yaslamıştı. Steve ise genç kadının belini nazikçe ama sahiplenici bir tavırla tutup onu kendine yaslamış ve bu romantik dansı yönetmeyi kendine pay biçmişti. Sarılır vaziyette, çalan eski bir şarkıda sakince bir sağa bir sola sallanıyorlardı. Yedikleri leziz yemeğin, tatlı gülüşmelerin ve meydan okumaların ardından üstlerine çöken huzurlu bir yorgunluk vardı. Randevularının bitişine yaklaştıklarını fark ediyorlardı. Ama ne Tonia ne Steve ayrılmaya hevesli değildi.
Aralarındaki ilişkinin resmileşmesi için Steve centilmen bir adam olarak Tonia'yı randevuya çıkarmak istemişti. Tonia itiraz etmeden kendini Steve'in kollarında buldu. Ona olan ilgisinin tadını çıkarıyordu. Bir de Amerika'nın kıçı kadar geniş omuzlarının.
Steve'in ara ara boynuna, kulağının altına ve açıktaki omzuna bıraktığı öpücükler uykusunu getiriyordu. Fakat bunun aksine sırt dekoltesi sayesinde belinde hissettiği iri, kemikli ellerin onu tutuşu içinde bir şeylerin yanmasına sebep oluyordu.
Tonia, başını onun omzundan kaldırdı ve alttan Steve'e baktı. Ayağındaki yüksek topuklulara rağmen Steve'in omzuyla aynı hizaya erişebiliyordu. Steve yüzünü ona doğru eğdiğinde Tonia dudaklarını araladı ve Rogers'ın dolgun dudaklarını kendi dudaklarına hapsetti. Yumuşak dudaklarda az önce içtikleri şarabın tadı vardı. Steve onu biraz daha kendine çektiğinde Tonia onun alt dudağına hafif bir ısırık bırakarak geri çekildi.
"Bu gece sizi yatağa atabilir miyim yüzbaşı?" Steve sırıttı. Tonia'nın belindeki ellerinden birini kadının kalçasına indirdi. Tonia, onun iri elinin kalçasını sıktığını hissettiğinde kaşları şaşkınlıkla havalandı. "Hayır bayan Stark. Bu gece ben sizi yatağa atacağım." Tonia'nın yüzünde muzip bir gülüş belirdi. "Arsız Amerika? Imm.. sevdim."
*** Avengers üssünde ekipten kimseye görünmeden, bu önemli bir detaydı, Tonia'nın odasına çıkmayı başarabilmişlerdi. Tonia odanın kapısını kapattığı an Steve üzerindeki takım elbisenin ceketini çıkardı ve odadaki koltuğa bıraktı. Yol boyunca bir elini Tonia'nın bacağından çekmemişti. Kendine ne olduğunu bilmiyordu. Bildiği tek şey ellerini Tonia'nın üzerinden çekemediği ve çekmek de istemediğiydi.
Onu belinden tutup öpmek için kendisine çektiğinde odada Mari'nin sesi duyuldu. "Efendim, doktor Strange'den size bir mesaj var. Yarın sizinle görüşmek istiyor." İkisi de durakladıklarında Tonia'nın kaşları şaşkınlıkla havalandı. Onun aksine Steve'in kaşları çatılmıştı. Tonia'nın belindeki elleri sıkılaşırken bakışlarını onun kahverengilerine çevirdi.
"Strange neden seninle görüşmek istiyor?" Tonia'nın birkaç tahmini vardı elbette. Fakat bunu Steve'le paylaşamazdı. "Henüz bilmiyorum. Yarın gidip öğrenirim." Steve'in kaşları mümkünmüş gibi daha da çok çatıldı. "Daha önceki ziyaretlerinden bir fikrin yok mu yani?" Tonia derin bir iç çekti. Az önce aralarında oluşan çekim şimdi kaybolmuştu. Bu güzel anları hep bir şekilde mahvolmak zorunda mıydı?
