Bambaşka bir evrenden kopup gelen bir kadın, bir Stark, bir Iron Woman..
"Sen, tıpkı Tony gibi sinir bozucu, bencil ve kendini beğenmiş birisin Tonia."
"Evet yüzbaşı, ben bencilin tekiyim. Sırf kendi bencilliğimden bu evrendeyim. Zenginliğime doyama...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Boool bol yorum yapabilir misiniz? 🥺 İyi okumalar..
"Tonia, önce sakin ol ve her şeyi tek tek anlat." Tonia, Strange'in onu yönlendirdiği sandalyeye oturduğunda elinde büyük bir bardak su belirdi. Strange de onun karşısına otururken endişeliydi. Ama endişesine karşın sabırla karşısındaki kadının sakinleşmesini bekledi. Tonia'nın hayatında olan şeyler onu birinci elden ilgilendiriyordu. Evrenler arası bir geçiş yeterince karmaşıktı zaten. Bu yüzden Tonia'ya bir şey olsa Strange büyük bir suçluluk duyardı.
Tonia bardaktaki sudan birkaç büyük yudum aldı. O ana dek uyandığından beri bir su bile içmediğini, boğazının aslında ne kadar zorlandığını fark etmemişti. Soğuk suyla bedeni ve zihni rahatladığında artık her şey aklında daha berraktı. "Bu bana zarar veriyor Strange. Yapamıyorum. Kontrolü sağlayamıyorum." Stange dik oturuşunu bozup sandalyede eğildi ve Tonia'ya yaklaştı.
"Sorun ne Tonia?" Genç kadının gözleri bir noktaya daldığında Strange olanları düşündüğünü anladı. Ama ona karşı hep nazik ve sabırlı olmak zorunda olduğunu biliyordu. "Mutfakta yemek yaparken Steve'in sesini duydum." Strange onun duraklamasına aldırmadı. Hala büyük bir sabırla onu bekliyordu. "Ve?" "Ve arkamı döndüğümde karşımda Steve değil Stella vardı."
Strange'in kaşları çatılıp yüzü yeniden ciddiyete bürünürken Tonia devreye girdi. "Sonra içeri Nathan girdi." Strange düşünceliydi. Gördüğü olasılıklardan herhangi biri olabilirdi bu. Bakışları yeniden Tonia'yı bulduğunda genç kadının gergin yüzünü, her an ağlayacakmış gibi dolu dolu olan gözlerini gördü. Tonia için gitgide daha çok endişeleniyordu.
Yaşadığı hiçbir şey kolay değildi, bu kadar zorluğa karşın çok iyi idare ediyor bile denebilirdi. Güçlü durma çabası ama aynı zamanda bu kadar kırılgan olması Strange'i hayrete düşürüyordu. Ama içten içe onun yaptığına hayranlık duyuyor, sonsuz bir saygı besliyordu.
"Daha önce böyle bir şey olmuş muydu?" Tonia başını sağa sola salladı. Elindeki bardaktan büyük bir yudum su içip cevap verdi. "Hayır. İşin kötüsü herkes halüsinasyon gördüğümü sanıyor. Bruce yorgunluktan olabilir demiş ama bu tekrarlanırsa delirdiğimi düşünecekler Strange."
Tonia sıkıntıyla Strange'i izliyordu. Onun da düşünceli oluşu genç kadına umut vermiyordu. Gittikçe bu çıkmaza daha çok saplandığını hissediyordu. Bunun üzerine devam etti. "Bu tekrar olabilir değil mi? Ben kontrolü sağlayamadıkça halüsinasyonlar devam edecek. Delirdiğimi sanacaklar ama kimse gerçekten ne olduğunu görmeyecek. Kimse taşın bana zarar verdiğini bilmeyecek."
Strange'in bakışları yeniden Tonia'nın kahverengilerini buldu. "Böyle bir şey olmayacak Tonia. Taş seni seçti." Tonia başını sağa sola salladı. "Taş sadece bana zarar veriyor." Strange ayağa kalkıp odada volta atmaya başladı. Büyük bir kumar oynadıklarının farkındaydı. "Geri dönmek mi istiyorsun?" Tonia başını sağa sola salladı. "Hayır."
