"Arkadaşlığımızı bozmak istiyorum."

743 64 62
                                    

Öğrendiğim tek bişey var; aşk dünyadaki en aptal, en sikik ve aynı zamanda en zevkli, en şehvetli ve en masum duygu. Biliyorum betimlemede iyi değilim ve cümlede çok uzun.. ama anlatamıyorum ki. O çocuk beni bıraktığından beri böyle herşey.

U.A iyi okul. Bana özel bir sınıf kurmaları sayesinde dersleri çok iyi anlıyorum. Ve bu olmasa sadece defterdeki notlardan birşey anlayamazdım.. Sadece All Might'ın Temel Kahramanlar dersine diğerleriyle birlikte giriyorum. Sınıfım 1-A ama sınıftakileri sadece All Might'ın dersinde görüyorum ve bu sayede o aptallarla daha az zaman geçiriyorum.

Hayat güzel gidiyor demek isterdim. Ama gitmiyor. O aklımdan çıkmıyor ve bana veda bile etmeyişi zoruma gidiyor. Telefon numarası hat dışı. Hiç bir şekilde ulaşamayacağımı biliyorum ama her gece mesaj atıyorum. Ya da arıyorum. Boş bir umut işte. Kendime acımakta haklıyım galiba.

Izukunun görüntüsü her zaman rüyalarımı süslüyor. Onun gülümseyişini her gözümün önüne getirip hissettiğimde, içimdeki o boşluk  hem derinleşiyor, hem de doluyor. Ama daha çok derinleştiğini hissediyorum. Çünkü o gülümseme bir zaman sonra kayboluyor. O yeşil saçlarla birlikte.

Söyleseydin ne olurdu Izuku? Gidiyorum deseydin.. bende sana veda edebileceğim en iyi şekilde veda eder, son bir kez sarılırdım sana. Kalplerimizin birleşmesine izin verirdim. Bir kere bile olsa. Çok mu zordu?

Ama düşünmeden de edemiyorum. Ya.. öldüyse? Ona ulaşamadığım her an bunu düşünmeden edemiyorum. Başına kötü bir şey gelmeseydi, bana haber verirdi. Veda ederdi. Ama hiçbir şey demeden, hiç bir şey belli etmeden yok oldu birden. Onu tanıyorum. Asla veda etmeden gidemezdi. Beni terk edemezdi. Arkadaş da olsak bana veda ederdi o.

Arkadaş olmamızı hiçbir zaman istemedim aslında. Her zaman arkadaştan daha fazlası olarak kaldı o benim için. İlk gördüğümde bile onu arkadaş olarak canlandıramadım zihnimde. İlk görüşte aşka inanmıyordum. Fakat bu çocuk.. işte bu çocuk benim hayatımı sikti..

Ona bağlandım. Düşünmeden edemez oldum, her anımda onu bekledim. Gözlerindeki bakışı hissettim. Evinin önüne kadar onunla gittim her zaman, sırf biraz daha onunla kalabilmek için. Gizli Parka her zaman erken gittim, sabırsızlanıyordum çünkü. Onu gördüğümde ise kalbimi ona vermeye hazırdım her zaman.  Onun sayesinde her duyguyu dolu dolu hissettim. İfadesiz geçirdiğim hayatım, birden onunla aydınlandı.

Ve bunlar sadece onunla geçirdiğim 3 haftada oldu. 1 ay bile değil..

Unutmaya çalışıyorum. Ama kalbime ateş düştü bi kere. Bir daha söner mi?

Ve şimdi, okula gitmek için hazırlanıyorum Gözlerim kapanıyor.. Uykum var.. Neyse, okuldan sonra bir yerde kestiririm.

Çantama defterlerimi koydum. Üstümü değiştirdim ve telefonumu elime aldım. Bu alışkanlık haline gelmişti. Okula gitmeden önce Izuku yazmış mı diye bakmadan gidemiyordum. O kadar acınası bir haldeyim yani..

O anda, içeri annem girdi,elindeki süpürgeden odayı temizleyeceğini anladım hemen. Hızlıca çantamı aldım ve kapıdan çıkacaktım ki.. annem omzundan tutmayı başardı. Off.. bu yaşlı kadın sadece iş yaptırıyor bana.

"Katsuki, çabuk şu defter rafını düzelt. Ayrıca kullanmadığın defterleri de at. Bu evde hizmetçimiyim ben?!"(el işareti ile diyo bunları. Mimiklerinden sinirli olduğu anlaşılıyor zaten.?yani umarım..-)

Tamam anlamında başını sallayarak rafın önüne geçtim. Defterleri sıraladım. Ve aradan bir defter düştü. Bizim defterimizdi bu.

Atmamıştım bu defteri. Ama hiç bakmamıştım da. Defteri çantama koydum ve odayı terk ettim. Annem halden memnundu ve odayı süpürmeye başladı.

(-----)

Okul bitmişti. Bahçedeydim. Bir banka oturdum ve defteri açtım. Yazdıklarımızı teker teker okumaya başladım.

"Sana Kacchan diyeceğim!"

"Sen inanılmaz birisin, Kacchan."

"Öyle deme!! Böyle olmayı sen seçmedin ki? Hem ben seni böyle seviyorum! Değişmeni istemiyorum Kacchan."

"Bugün çok eğlendim Kacchan! Seninle zaman geçirmeyi çok seviyorum!"

(Buraları böyle bir flashback olarak okuyun, yankılı sesle okuduğunuzu hissederseniz müq olurr)

Anıları teker teker hatırlıyordum. Unutamadım ki zaten,,

Sayfayı çevirdim. Bundan sonrası boştu. Ara sayfalarda hobilerimizden, okuldan bahsediyorduk zaten. Boş sayfaları teker teker çevirdim. Belki.. belki bir şey vardır diye..

"Sen benim için çok özelsin Kacchan."

Bu.. bunu hatırlamıyorum.. Bu nereden çıktı şimdi..?-

Bu sayfada sadece bu cümle vardı. Bunu hiç görmemiştim. Hatta.. böyle bir şey yazdığını bile görmemiştim.

Ama şimdi hatırladım. O gün, o delice koşarak mahalleleri aştığımız gün, defteri almıştı benden. Bayağı bir şey yazacak sanmıştım ama sadece bir cümle vardı.(cümle şu:"Bugün çok eğlendim Kacchan! Seninle zaman geçirmeyi çok seviyorum!". Anlamayan olursa diye söyleyeyim dedim--)
Demek ki ben görmeden bu sayfaya yazmıştı.

Kalbim uzun zamandır bu kadar hızlı atmamıştı. Cümleyi yüzden fazla kez okudum. Kafayı yiyene kadar. Yüzüm domates kadar kızarana kadar.

Diğer sayfalara da baktım.

" Arkadaşlığımızı bozmak istiyorum aslında.."

nE- bı dakka şimdi ne diyo bu?!

Bu son cümleydi. Bir süre oturup düşündüm. Hatta galiba bir süre değil, 1 saatten fazla düşünmüş olmalıyım ki, şu kırmızı saçlı çocuk gelip uyardı beni.

Ona teşekkür ettim ve okuldan çıktım. Gizli parka gittim ve banka uzandım tekrardan. Yoldan içecek ve yiyecek bir şeyler almıştım.

Aniden görmüştüm her şeyi. Birden  onun da bana karşı duyguları olduğu ihtimali aklıma girdi. Ama "arkadaşlığımızı bozmak istiyorum" da ne demek lan?

Izuku böyle şifreli ve anlaşılması zor bir biçimde konuşmayı severdi zaten. Sonda zararlı çıkan hep ben olurdum..

Bankta yatarak düşünmeye başladım. Bu çocuk.. hayatımı sikti demiştim ama, galiba pek de öyle değilmiş..

Burda bitiriyorumm ohh-
Artık huzurla yatabilirimm
Hepinizi seviyorummm byeesss!

••Sesini duymak istiyorum••|bkdk|Where stories live. Discover now