21- Bana Mı Güldün?

Start from the beginning
                                    

Az önce bana baktığında yüzü değişen Affan gibi bakışları değişti. Anlayışlı bir ifadeye büründü.

"Tamam bokunu çıkardım zaten, yeter bu kadar." Dedi gülümsemeye çalışarak. "Ama sizde hak verin, piç mi benim duygularım." Bir şeyleri düzeltmeye çalışıyordu. "Seni bilmem ama ben Ziko'mu her gün bir erkekle öpüşürken görmüyorum Affan. Bırakın da az bi şaşırayım." Ama başaramıyordu.

Ortamdaki garip havaya daha fazla tahammül edemeyip, tüm suskun kalma isteğime karşı gelerek kaşlarımı çatıp agresif gözükmeye çalıştım.

"15 dakikadır pezevenk gibi gülüyorsun piç! Şaşırmak mı oluyor bu? Durdurmasak götün yırtılacaktı gülmekten."

"Haklılık payım var." Diye isyan etti.

"Mesela amına koduğum?" Tek kaşımı kaldırdım.

"Neye şaşıracağımı şaşırdığım için duygularım birbirine girdi o yüzden böyle oldum."

Daha fazla konunun buralarda dolaşmasını istemediğim için "Tamam kes!" Dedim ve arkama yaslandım.

Affan'ın beni izlediğini biliyordum. Ona kısa bi an bakıp tekrar önüme döndüm ama yüzündeki duyguları göremediğim için tekrar kafamı çevirdim. Yüzü gevşemiş gülümsüyordu.

"O değilde Ziko?" Güngör'e döndüm ne? Dercesine. "Son bir şey sormama izin ver." Bunu derken işaret parmağını bana gösteriyordu. Bu malın kafası da hafiften kıyak olmaya başlamıştı.

"Tipe bak! Götün başın ayrı oynuyor." Cevap bekliyordu. "Sor."

"Sen şimdi Affan'ın üstündeydin ya, üstte sen mi oluyorsun? Gerçi seni altta da düşünemem ama Affan'ı da düşünemi-"

"Ulan!" Sesim olduğumuz katta yankılanırken, yerimden fırladığım gibi ona doğru atıldım. "Amcık! Gel buraya."

Ayağa kalktığı gibi sarhoş adımlarla dengesiz bir şekilde koltuğun arkasına geçip benden kaçtı. "Gelmem, sikersin."

"O artık Allah'ın emri." Olduğu tarafa doğru büyük bir adım attım. "Boşuna kaçma!"

Affan'ın kahkahasını duyunca dikkatim Güngör'den kayıp ona yöneldi. Keyifle bizi izlerken, zar zor kaldırdığı eliyle masada yarısı hala içki dolu olan şişeyi aldı.

Güngör'ü umursamayıp onun yanına gittim bu sefer ve neredeyse dudaklarına değmek üzere olan şişeyi bir hırsla elinden aldım. Bir yudum daha içse anasının amını görecek gibiydi çünkü. Ne olduğunu anlamayarak gülümsemesi solarken ondan uzaklaşan şişeyi izledi ve alanın ben olduğunu görünce gözlerime baktı.

"Amına koduğum bir dur sende! Sabahtan beri içmediğin bir ben kaldım"

Yutkundu. "Kalmasın."

Söylediği şeyi kavradığımda aynı onun gibi sesli bir şekilde yutkundum, karnımdaki hareketliliğe ağır bi küfür savurup Güngör'e döndüm.

"Tamam dövmeyeceğim, in aşağıya Kerem'e söy-"

"Ekrem." Diye düzeltti Affan.

Sabır diledim. "Ekrem'e söyle, abilerinin arabasını hazır etsinler hemen eve götürsünler, biraz daha kalırsa böyle sızacak."

"Söz ver vurmayacağına." Affan kadar olmasa da sarhoşluğu ağzına vurmaya başlamıştı.

"Siktir git hızlı ol Güngör, asabımı iyice bozma."

Yanımdan hızlıca geçip aşağıya doğru yöneldi. Ben de Affan'ı kaldırmak için ona doğru eğildim, gözleri kapanmak üzereydi. İyi bile dayanmıştı kaç şişe içkiye.

Kolundan tutup kendime doğru çektim ama gıdım kıpırdamadı hayvan. Gerçi ben niye uğraşıyorsam, adamları gelip halletsin. Düşüncemin aksine bu sefer yanına oturdum ve belinden kavrayıp ayaklandım.

Gerçekten hayvan gibiydi.

Zar zor dengemizi sağladıktan sonra, bir kolunu alıp omzuma atmasını sağladım. Belinden desteklediğim elimle yürütmeye çalıştım. "Hayvan gibi herifsin, ezilcem altında he."

üstümdeki ağırlık bir tık azalırken Affan'ın sıcak nefesini yanağımda hissettim. "Hep yanlış anlaşılmaya müsait cümleler kuruyorsun ."

Kafamı yana çevirmemem gerektiğini biliyordum, evet bunu kesinlikle biliyordum ama ne zaman Affan'ın yanında yapmamam gereken şeyleri yapmamıştım ki?

Ona doğru döndüm. Yüzlerimiz neredeyse birbirine değecek yakınlıktaydı. gözlerini kapatıp güldü ve zorlukla tekrar açtı. "Hayır Saltan yanlışın var. Sadece sen her şeyi götünden anlıyorsun."

"Hayır hayır eminim, sen hep yanlış anlaşılcak şeyler söylüyorsun."

"Hadi ya." Derken alayla güldüm. "Söylesene ne söylemişim yanlış anlaşılcak."

Bir kaç saniye gözlerimin içine bakıp bir şeyler düşündü. Düşündüğü her saniye gözlerindeki siyahlıklar büyürken başını iki yana sallayıp gözlerini kapattı. "Boş ver." Sesli bir yutkunmayla gözlerini tekrar araladı. "Evet, şu an kesinlikle boş ver hemde."

Bu hali gözüme tatlı gelirken istem dışı gülümsedim.

"Bana mı güldün?" Bunu biraz şaşkınlık biraz da hevesle sormuştu.

Dudaklarımdaki gülümsemeyi anında yok ettim. "Hayır."

Yüzündeki heves anında solarken gözlerini zar zor açık tutuyordu.

"O zaman..." Boynumda olan kolunu biraz daha sıkılaştırıp beni kendine yaklaştırdı ve beklemediğim bir harekette bulunup dudaklarını yanağıma bastırdı. Gözlerim irice açılırken yanağımı koklayarak öptü ve geri çekildi. Başı omzuma düşerken neredeyse mırıldanarak devam etti. "Bana güldüğünde haber ver."

O gece Ekrem geldikten sonra kollarımda sızmış Affan'ı alıp arabaya bindirdiğinde arkasından öylece bakmıştım.

Öylece ve birazda boşlukta kalmışçasına.

Affan'ı muhtemelen bir çoğunuz şu an tatlı buluyorsunuz, doğru mudur?

Bilen bilir gidişat hakkında spoi vermeyi sevmem ama 1-2 olay olacak ve Affan bunların karşısında 23. Bölüm Kemal'in yediği küfürlerin hepsini yiyecek sizden.

Şimdi huzurla uyuyun hajshjahahk

ZİKO (bxb)Where stories live. Discover now