Çalınan Yıldızlar

1.4K 102 301
                                    




"Bazen de yıldızlar bakar, insanlar kayar hayatlardan..."


Bu kendine güvenen kadın sesi kime aitti. Welat Ağa ve aşireti Aram ağa ile birlikte sesin geldiği yere bakmışlardı.

Bu ses ellerini trabzanlara yaslanan Dilan hanıma aitti. Bu kadının iki kez ciğeri yanmıştı. Bir daha yanmayacaktı.

Yavaş adımlarla onu pür dikkat izleyen adamların yanına doğru ilerledi. Bu kan davası başlamayacaktı.

Yaşlı kadın Welat Ağanın tam karşısında durdu.

"Benim iki kez ciğerim yandı. Bir kez senin kuzenin yaktı. Oğlumu öldürerek, birini ise sen yaktın. Kızımı benden alarak. Şimdi benden oğlumun canını istiyorsun!"

Acıyla karşısında ki adama bağırıyordu Dilan hanım elini yumruk yapıp iki defa kalbine vurdu. "Ben toprağın altına bir oğul, sana bir kızımı gelin verdim. Benim yüreğimi bir daha yakmaya hakkın yok senin!"

Welat ağa şimdi karşısında ki  ki kadına ne yapacaktı? Silah mı kaldıracaktı?

Silahını kardeşine uzattı genç adam. "Benim karım bu konakta öldüresiye dövülmüş, senin sesin o zaman çıkacaktı Dilan Xanîm!"

"Senin karın benim kızım! Benim can parçam. Sen benim engel olmaya çalışmadığımı nerden bilebilirsin Welat Ağa! Ben kızımı affettim!"

"Affetmen bir işe yarayamaz Dilan Xanîm! Sen bu saatten sonra benim yapabileceğim hiç bir şeyin önüne geçemezsin!"

Göz yaşlarını iç yanaklarını dişleyerek tutan kadın gözyaşlarını salmıştı.

"Sende hiç vicdan yok mu be adam! Benden iki can aldınız siz. Benim bir canım senin ellerinde. Senin gelinin oldu benim kızım.."

Bu kadının yüreği bir evlat acısına daha dayanamazdı. Ölüm bile yanında iyi kalırdı.

"Ben kızıma yıllarca senin yüzünden hasret kaldım. Kokusunu ben değil sen aldın. Onu her gün ben değil sen gördün! Benim kızımı sen nasıl bir çaresizlikte bıraktıysan bu olanların olacağını bile bile gelip bize sığındı." diyerek nefes verdi yaşlı kadın.

"Welat Karabaş sen benim kızımın ruhunu öldürmüşsün. Sana öyle bir ah ettim ki dilerim ki Rabbimden, ömrün boyunca kızımın yüzüne hasret kalasın, ömrün boyunca benim kaldığım gibi kızımın kokusundan mahrum kalırsın."

Genç adam hiç bir şey diyemedi karşısında ki kadına. Bir Allah'ın kulu korkudan bu adama ses edemezken, bu kadın herkesin içinden geçenleri tek tek döktü ortaya.

En çok can yakan kısmı ise bu kadının dibine kadar haklı oluşuydu. Genç adam bakışlarını Aram ağaya çevirdi. Haklı olan bu kadına söylenecek bir söz bulamıyordu.

"Eğer bu gün oğlunu öldürmüyorsam o da karımın hatrı içindir! Oğlunu buralardan gönder Aram ağa! Geçtiğim sokakta bile görürsem vururum. Bu seferki olsuna be yahut topuğuna olmaz! Direk alnının ortasından vururum. İki aşiret arasında kan davasının çıkmasını istemiyorsan bu şerefsiz oğlunu buralardan göndereceksin. Aksi taktirde hiç kimseye acımam! Ben Welat Karabaş'ım kimselere benzemem! Bu da böyle biline!" diyerek konağı terk etti genç adam.

Aşireti peşinden konaktan ayrılmıştı. Ferhat'ı göndermezler ise Ferhat Karabaş aşireti tarafından öldürülecek, bu sebep ile iki aşiret arasında kan davası çıkacaktı.
&&&

Gözlerini büyük bir yorgunlukla açtı genç kadın. Odasında olduğunu fark etmesi uzun olmamıştı.

Bu odaya en son ne zaman geldiğini hatırlamıyordu. Hatırladığı son şe kayınbiraderi olan Baran'ın yanına koşmasıydı.

KADINLARIN MATEMİWhere stories live. Discover now