Autumn (DADDY)

~27~ FİNAL~

11 yıl sonra..

-Happy birthday to you! - hepsi bir ağızdan okumaya başladılar. Koltuktan kalkıp dolan gözlerimi es geçerek onlara sarıldım.

-İyi ki, doğdun anne - Daniel mutlulukla sarıldı.

-İyi ki, doğdun annem - Bethde sarılıp tabakları getirmek için gitti.

-İyi ki, doğdun anne - Luis sıkıca sarıldı.

-İyi ki, doğdun hayatım, iyi ki varımsın - Henry sıkıca sardıktan sonra dudaklarına öpücük bıraktım. Biraz daha eğilip öpmeye başladı. Çocukların öksürükleri duyuldukta sırıtarak ayrıldık ama kolunu belime koyup sıkıca tuttu.

-Sizde hayatınızın aşkını buldukta bizi anlayacaksız çocuklar - diye söylendim.

Mumları üfleyip pastayı dilimledim ve tabaklara koyup hepsine verdim. Ve büyük dilimi de Henry'e uzattım.

-Bizi babamız kadar sevmiyorsun değil mi? - Daniel sırıtarak oyuncu edasıyla sordu büyük dilimi işaret edip.

-Her zaman sevdiceğinize büyük dilimler vermek gerekir kuzum. - göz kırptım, hepimiz kıkırtayıp güzel anımıza devam ettik.

Saat geç olduğundan her kes kendi odasına çıktı. Ben de odaya girdiğimde Henry duştan çıkıyordu. Banyoya yönelip yanından geçtiğimde yanağıma öpücük bıraktı. Aynadan kendime baktım. 42 yaşım olmuştu. Ama kendimi Henrye yakıştırmak için bakımlı tutuyor ve spor yapıyordum. Bu yüzden yüzüm ve vucudum ince ve güzeldi. Saçlarım da uzun ve ipek gibiydi. Henry'nin de benden geri kalan yanı yoktu. Biraz saçlarında beyaz tüyler ve göz kenarlarında kırışlar olsa da, vucudu kendi heybetini koruyordu. Yakışıklılığıda aynı kalmıştı. Duşumu alıp kırmızı geceliğimi giydim. Saçlarımı banyoda kurutup odaya döndüm.
Henry yatak başlığına yaslanmış kitap okuyordu. Beni gördüğünde sırıtarak süzdü ve yeniden kitabına döndü. Makyaj masama yaklaşıp kırmızı rujumu sürüp saçlarımı elimle hacimlendirdim. Henry tarafa gidip elindeki kitabı çekip komodine koydum. Dudakları yukarı kıvrıldı. Yorganı aşağıya çekiştirip eşofmanı üstünden erkekliğine oturup ellerimi çıplak göğsüne yasladım.

-Bayan Cavill.
- elleri belimde yerine alıp okşuyordu.

-Bay Cavill. Bu geceyi kendinizi bana hediye ede bilirsiniz - kıkırtadı.

-Ben zaten seninim kadınım. - eşofman altını çıkarıp boxeri üstünden sürtünmeye başladım. Saçlarımı tek elimle yukarıda tutuyordum. Elleriyle geceliğimin askılarını çıkarıp göğüslerimi açtı. Biraz sürtündüm ama hala sertleşmemişti. Bir yıldı nerdeyse sertleşmekte sorun yaşıyordu. Bazen de hiç olmuyordu şimdiki gibi. Nerdeyse 3 aydı tamamen sertleşemiyordu. Doktora gitmesini istiyordum ama, dersem üzülür diye hiç bir şey söylemiyordum. Artık sertleşmeyeceğini anladım ve haraketlerimi durdurdum.
Onun da üzüldüğü görünüyordu. Her zaman aktiv bir cinsel hayatımız olduğu için böyle olması ikimizi de üzüyordu.

-Artık benden etkilenmiyor musun Henryiyiy? - dudağımı sarkıtıp şakayla sordum. O da burukça gülümsedi.

-Hayatımda gördüğüm en etkileyici kadınsın hayatım, hala da güzelliğin ilk günkü gibi. - eğilip dudaklarına öpücük bıraktım.

Askılarımı kaldırıp kendimi yatağa attım.

-Hadi seni rahatlatayım.- eteğimi kaldıracakken izin vermedim.

-Gerek yok hayatım - boynuna sokulup sıkıca sarıldım.

-Özür dilerim - elimle ağzını kapadım.

-Bir daha duymamış olayım. - avcuma öpücük bıraktı.

-Yarın doktorla randevum var. - demesiyle sevinçle yüzüne baktım. - kadınımı mutlu etmem gerek - alnıma öpücük bıraktı.