~13~

16.7K 256 17
                                    

Bir hafta geçmişti bizim ayrı kalmaya karar verdiğimizin üstünden. Gerçi bunu ben istemiştim yalnızca. Onu kaypetmek düşüncesi beni korkutuyordu, o yüzden evinde kalmamı istemesi benim için de iyiydi.

Geçen haftamızda benden hep kaçıyor, hiç sesini duymamıştım, telefon geldiğinde ya üst kata çıkıp konuşuyor, ya da bahçeye çıkıyor. Koltukta oturduğunda bazen ben de salona gidiyorum, beni görür görmez kalkıp başka yere gidiyor, bir sözle tüm sözlerini tutuyor, varlığını hiss etmiyordum.

Regl dönemimde bütün dolapları sevdiğim şeylerle doldurmuştu, bazen sabahları kahvaltıyı o hazırlıyor bana da bırakıyor, ben erken kalktığımda ben hazırlıyorum, ona da bırakıyorum.
Geceleri yan odada uyuyordu, yani benim öyle sanmamı istiyordu. Her gece uyuduğumu zann edip yanıma geliyor, baş ucumda defalarca uyuya kalmıştı. Öpüyor, kokluyor, özür diliyordu. Sabahları onu öyle gördüğümde yanımda yatmasını bildiğimi bilmemesi için kıpırdanıyordum, o da kalkıp odadan çıkıyordu. O beni öpe, koklaya biliyordu da, ben hiç yaklaşamıyordum. Bazen bu cezayı aslında kime verdiğimi düşünüyordum. Öyle özlemiştim ki..

Repörtajda tüm haberlerin yalan olduğunu söylemiş, ve herkesin önünde bana aşkını yeniden ilan etmişti. Röportajdan sonra eve geldiğinde güler yüzle bana baktı, bir şey bekliyordu ama röportajı görmemiş gibi yapmıştım. Artık inanmıştım ama, bilmiyorum işte, hala gidemiyordum ona.

~~~~

Yeni yıla girmemize 8 saat kalmıştı. Bizim evde hala soğuk rüzgarlar esiyordu. 2 hafta tatil vermişlerdi. Yatağımda uzanıp telefonuma bakıyordum. Sınıftan çoğusuyla instagramdan falan takipleşiyorduk. Her kes ailesiyle fotoğraflar paylaşmıştı. Hepsi mutlulardı. Benimse paylaşacağım bir şeyim yoktu. Anındaca gözlerimden akan yaşlar görmemi bulanıklaştırdı. Ben neden bu kadar yarımım ki. Şimdi de sevdiğim insandan uzaktım. İçimden ağlamak geldiği için pandama sarılıp yalnızlığıma, yarım kalmışlığıma ağladım.
Sonra Henry'nin kokusu, sıcak kucağı, aklımı başımdan alıp huzurla dolduran öpücükleri aklıma geldi. Ona dokunmak istiyordum. Kendimi toparlayıp aşağıya indim. Koltukta oturup kitap okuyordu. Ben de yanına gidib oturduğumda kalkmak istedi ama kolundan tutup yeniden oturmasını sağladım. Bana şaşkın gözlerle bakıyordu. Koltuğa uzanıp başımı dizlerine yasladım, ayaklarımı kendime çekip arkaya doğru ona biraz daha sokuldum. Kitapı sehpaya bıraktı. Ellerinden birini saçıma dokundurdu, sanki nasıl tepki vereceyimi ölçüyordu. Sessiz kaldığımda saçlarımı okşamaya başladı. Gözlerimden yaşlar akıyordu, kendimi tutamıyordum. Yerimden kalktığımda yine aynı şaşkınlıkla ne yapacağıma bakıyordu. Ayaklarımı açıp kucağına oturdum ve sıkıca sarıldım. Ağlamaklarım artmaya başladığında o da sıkıca sardı beni. Saçlarıma öpücükler kondurup, kokumu içine çekiyordu.

-Biliyor musun? - kafamı geri çekip ağlamaklarımın arasından konuşuyordum - benim senden başka kimsem yok ki. - onun da gözlerinden benimki gibi yaşlar akmaya başladı. Elleriyle yüzümü avuçlamış her akan yaşımı yorulmadan siliyordu. - yalnızlığıma bir gün gibi doğdun ve sonra beni o kadar yalnız bıraktın ki - ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım, sonra derince nefes alıp devam ettim - birlikte mutlu olsak olmaz mı? Benim sevilmeye ihtiyacım var. Benim sana ihtiyacım var..

Burnunu çekip konuşmaya başladı - bir daha acılarına, göz yaşlarına neden olmayacağım sana söz veriyorum. Hep mutlu olacağımıza da söz veriyorum. Beni bırakma sadece, nolur gitme. - diyip sıkıca sarıldı, ikimizde ağlıyorduk. Öyle kaç dakika ağladık bilmiyorum ama kendimi sakinleştirip kafamı kaldırdım ve dudaklarına yapıştım. Aynı şehvetle karşılık veriyordu. Dili ağzımı keşfe çıktığında sanki dünyanın en güzel şeyini tatmışım şimdi de aklımı başımdan alıyor gibi hiss ediyordum. Ellerim karıncılaşıyor, ona dokunmak istiyordum. Öpüş seslerimiz daha da arttıkca bütün mantığım uçup gidiyor, sadece ona ait olmak istiyordum. Kazağını tutup çekiştirdiğimde anlamış gibi tutup çıkardı. Ellerimle kaslı göğüslerine dokunuyor, six paklarını turluyordum. Kollarına çıktığımda tırnaklarımla aşağıya doğru çiziyordum. Diğer tarafdan da öpüşüyorduk. Nefes nefese kaldığımızda dudaklarımızı ayırdım ama o durmadı ve boynuma kadar öpmeye başladı. Zaten durmasını da istemiyordum. Kalçalarımı avuçlayıp sıktığında inledim. Tutduğu gibi erkekliğinin üstüne çekti beni. Bastırdığında kadınlığımdakı sızlama yine de inlememe neden oldu. Eşofman üstümü çekiştirdiğinde ellerimi kaldırıp çıkartmasına izin verdim. Lacivert sütyenimle kaldığımda arkaya çekilip bana baktı. Gözleri her yerimi süzdükten sonra yüzüme kalktı. Sanki devam etmek istediğime emin olmak istiyordu. Dudaklarına atlayıp saçlarını çeke çeke sertçe öpmeye başladım. Aynı karşılığı verdiğinde bir birimizi yemeye başlamıştık resmen. Kucağına kaldırdığı gibi beline doladım ayaklarımı ve bizi odaya çıkardı. Sırtım yumşak ve soğuk zeminle buluştuğunda ürpermiştim. Üstüme çıkıp sert öpüşümüze devam ettiğimizde kendini bana bastıra bastıra sürtüyordu. Boynumu emmeye başladığında hiss ettiğim hazla kafasını biraz daha bastırdım boynuma. Aşağıya doğru yaladı ve göğüslerime çattıkta elini uzatıp kopçayı açtı. Sütyeni çıkarıp göğüslerimi özgürlüğüyle buluşturduğunde sanki süt içermişcesine emmeye başladı. Alıdığım zevkle yerimde duramıyor, altında kıvranıyordum. Isırmaya başladığında attığım çığlık onu daha da şevke getirmiş olucak ki, sürtünme hızını arttırdı. Böyle orgazm ola bilirdim. Göbek deliğimi yaladığında alt hisselerde sızılar hiss etdim. Deli gibi ıslanmıştım. Eşofman altımı çekip çıkardı, aynı şeyi kendisine de yaptığında tek parçayla kalmıştık. Ayaklarımın arasında eğilip kadınlığıma öpücükler kondurdu. Sonra da kilotumu çekip çıkardı. Tamamen çırılçıplak kaldım. Bedenimi baştan aşağıya doğru şehvetli bakışlarıyla süzdü. Üzerindeki son parçayı da çıkarıp ayaklarımın arasında yerini aldı. Bana dokunan sertliğiyle inledim. Bir kalp gibi zonkluyordu. Üstüme biraz daha eğildi. Saçlarımı okşuyor, yüzümün her yerini öpüyordu.

Autumn (DADDY)Where stories live. Discover now