~26~

6.2K 117 4
                                    

2 hafta geçmişti Henry'le kavgamızın üstünden. Çocuklar için gün içinde konuşsam da geceler misafir odasında uyuyordum. Her dakika etrafımda dolaşır, bir dediğimi ikiletmiyordu. Ama yine de kırgındım işte. Hangi kadın eşi tarafından öyle imada bulunduktan sonra hiç bir şey olmamış gibi yapa bilir ki. Kırgındım ama, çokta özlemiştim. Gerçekten kokusuna, dudaklarına, tenine hasrettim. Ona ceza verdiğimi düşünüyorum ama, kendimi de cezalandırıyordum. Bu gün salıydı ve benim için ev günümdü. Çocukları servisle okula gönderdikten sonra evde bir kaç iş, temizlik yaptım. Henry de evdeydi. Temizlik yaptığımda o da bana yardım etti. Gerçi evi temizlemek için 2 günden bir gelen kadın hizmetçi vardı ama, evde olduğum için bu gün kendim yapayım dedim. Sonra duş alıp saçlarımı kuruttum ve yatağa uzandım. Henry de salondaydı galiba. Sesler geliyordu. Saat 12di ve çoçukların gelmesine 3 saat vardı. Telefonuma gelen aramayla kaşlarımı çatıldı istemsizce.

-Efendim Bayan Clark.

-Merhaba bayan Cavill. Acaba okula gele bilir misiniz?

-Çocuklar iyi mi? Bir şey mi oldu?

-Efendim, Luis merdivenlerden düştü, şimdi revirde, kendisi iyi.

-Geliyorum - endişeyle telefonu kapayıp- Henryy - diye bağırdım. Çocuklara bir şey olduğunda çok korkardım. Şimdiden bile ellerim titremeye başladı, çabucak dolapdan uzun boğaz salaş örme elbisemi giydim.
- Henry- bir daha çağırıb kapıdan çıkacakken merdivenlerden hızlıca yukarı çıkan Henryi gördüm.

-Henry Luis, - yanıma gelip kolumdan tutdu - merdivenlerden düşmüş. - gözlerimin dolmasına engel olamıyordum.

-Hadi çıkalım - hızlıca montumuzu ve botlarımızı giyip arabaya bindik.
- nasıl oldu?

-Öğretmeni aradı, merdivenlerden düştü dedi ama, iyi olduğunu söyledi. Endişeleniyorum, biraz hızlı sür.
- elimi tutup öptü.

-Tamam, iyi olucak sakin ol - onun da halinden çok endişe ettiği ortadaydı ama benim daha da endişelenmemeğim için sakin duruyordu.

-Tartışma falan ola bilir mi acaba? Ama Luis sakin bir çocuk.

-Umarım öyle olmaz küçüğüm, bakıcağız endişelenme.

Okula çattığımızda arabayı park etmesini beklemeden inip okul bahçesine ordanda okula koşar adım geçtim. Henry de arkamdaydı. Revire girdiğimde Luis'in ağlanaklı yüzüyle karşılaştım.

-Oğlum.

-Anne.

-İyi misin bebeğim? - sol dizinde küçük yara vardı ve onu sarmışlardı.

-Acıyor. - onu sakinleştirmek için ben de güler yüzle konuştum.

-Bak annem, küçücük bir şey, bir kaç güne kalmaz iyileşir tamam mı, birtanem. - saçlarını öpüp kucağıma oturtdum. Henry de gelip saçlarını öptü.

-Aslanım çabucak iyileşecek ya, hadi ağlama bakalım.

Luis'in öğretmeni ve kolundaki yazıdan anladığım kadar nöbetçi öğretmen olan bir adam revire geldi. Bayan Lara Clark Luis'in öğretmeni, hiç sevmezdim. İlk günden beri Henry'e sulandığı her halinden belliydi. Yine sürtükçe dibine kadar girip konuşmaya başladı.

-Luis iyi misin kuzum? - oğlum kucağımda hafifce kafasını salladı.

-Nasıl oldu? - Henry sert sesle öğretmenlere sordu.

-Efendim, teneffüs zamanıydı. Merdivenin 4 basamağını çıktıkta ayağa burkulmuş galiba.

-Kameralara bakmak istiyorum.
- galiba Henry de benim gibi bir tartışmanın söz konusu olduğundan endişe ediyordu.

Autumn (DADDY)Där berättelser lever. Upptäck nu