1.1

4.4K 338 34
                                    


Keyifliii Okumalarrr...

"Uçurumlar var diyorum, insanla insan arasında, kendiyle kendi arasında."

Madrigal - Dip

🦋

Cesur Karavus'un Ağzından:

Elimdeki sade sodadan bir yudum daha aldım. 30 yaşındaydım koskoca 30 yılı devirmiştim ancak hala annesinin ismi geçince gözleri dolan bir oğlan çocuğuydum. Üstelik abiydim sorumluluklarım vardı. Çünkü abim bana böyle öğretmişti. Herkes yatmıştı biz ise Borayla tek kalmıştık. Bahçedeki koltuklarda oturuyorduk. Saat bilmem gecenin kaçıydı.

"Annem burada olsa ne düşünürdü sence abi?"

Boradan gelen soruyla soda boğazımda takılı kalmıştı. 2-3 dakika öksürmüstüm. O ise öylece beni izlemişti. "Nereden çıktı oğlum bu soru? Gece gece tövbe estağfurullah!"

Gözlerini gökteki şahane yıldızlı manzaradan ayırmıyordu. "Hiç öyle aklıma geldi. Yıllarca onun ölümüne sebep olan kadın bu evde el üstünde tutuldu. O kadının çocukları bu evde doğdu. Peki ya annemiz? O bize kızıyormudur? Bizi yukarıdan izlediği zaman ne düşünüyordur abi?"

Boğazım düğümlendi cevap veremedim. "Neva'nın ismi ne kadar benziyor anneminkine değil mi? Kader mi bu? Neva ve Nevra nasıl isimleri gibi huyları da bu kadar benzeyebilir? Yüzü ne kadar o kadına benziyor olsa da huyu aynı anneminki gibi değil mi?"

Haklıydı gerçekten öyleydi. Sanki tek bedende iki kişiydi. Kişiliği aynı anneminki gibi narin ve zarif, yüzü ise aynı o kadınınki gibiydi. Bu yüzden anlamıştık o kadının bu kız çocuğunu bağrına basmayacağını. Çünkü o kadın her ne kadar melek gibi görünsede takıntılı bir şekilde ölmüş bir kadına bile nefret duyuyordu. Annemin ölümünün üzerinden 1 hafta geçmeden abimi evden anneannemlere göndermiş daha sonra annemin odasını darmadağın etmişti.

Engel olmaya çalışmıştım ancak ben O zamanlar çelimsiz bir çocuktum. Tek hatırladığım o kadının keskin uzun tırnaklarıyla koluma baskı yaptığı ve şunları söylemesiydi;

"Bana bak çocuk! Annen olacak o kadın geberip gitti! Şimdi ya gider uslu uslu oturursun odanda ya da seni bu evden gönderirim. O çok sevdiğin anneciğinin zıbardığı mezarını bile göremezsin! Duydun mu!? Hadi şimdi naş naş odana! Küçücük velete de bakınız bana engel olacakmış hah!"

Şimdi ise o küçük çocuk büyümüştü. Biz ise annemizin hatırası olan bu evden çıkamamış ve o kadına mecbur edilmiştik. Babamız ise hiç bir zaman nasıl biri olduğunu çözemediğimiz biriydi. Annem hayattayken mükemmel bir babaydı. Annemin ölümüne yakın sürekli İstanbula gider dururdu. Annemin aklına bile gelmiyordu o zamanlar aldatıldığı.

"Bunları mı konuşalım abicim ha? Kendimize acı çektirmekten başka bir işe yaramıyor. Aramızda 1 yaş var Bora biz birlikte büyüdük lan! Yeri geldi sen bana abi oldun yeri geldi ben! Sen sadece kardeşim değil benim ikizim gibisin biliyorsun değil mi?"

Kolumu omzuna atıp tek hamlede çektim kendime. Ensesinden tutup sarıldım.

"Çok zoruma gidiyor Cesur! Annemizin hakettiği hayatı böyle bir kadının yaşaması çok zoruma gidiyor be oğlum. Bak Neva'ya yaklaşmak istesem bile olamıyorum. Biliyorum ki sizde olamıyorsunuz. Bir tek Emre ona yaklaşabildi. Yiğit lan Yiğit! O kadar sevgi dolu bir çocuk olmasına rağmen o bile."

"Şşttt sakin! Tamam mı sakin ol!? Yıllardır nasıl Leyal'le ve Selime ne yaptıksak ona da aynısını yapıcaz."

Yüzünü buruşturup geri çekildi ve arkasına yaslandı. "Bana o keşten bahsetme abi tamam mı!? Ayrıca Neva ve o kızı bir tutmak bile saçmalık!"

"Bora! Gerçek kız kardeşimiz olmayabilir ama o da bir zamanlar bizim kardeşimizdi. Böyle konuşma oğlum."

Alaylı bir şekilde gülümsedi. "Ne kardeşi ya ne kardeşi? Sakladığı uyuşturucuları ona yardımcı olmak isteyen Yiğidin suçuna atmadı mı!? Ne kardeşliğinden bahsediyorsun sen!? Yiğit o gün Asımdan bir araba dolusu dayak yemişti abi! O gün ne halde olduğunu bir ben biliyorum bir de Tuğrul! Bana şimdi kardeş mavalları okuma!"

Haklıydı ağzımı açıp tek kelime edemedim. Biz görevdeyken olmuştu eve döndüğümüz zamandan çok sonra öğrenmiştik bu olayı. O herif Yiğidin uyuşturucu kullandığını zannettiği için Yiğidi konağın ahırında ıslata ıslata dövmüştü. Ama o zamanlar Leyal çok küçüktü. 12 yaşındaydı ve kimse uyuşturucu kullandığını düşünmemişti. Yiğit ise bunu tesadüfen öğrenmiş ve ona yardımcı olmak istemişti. Tek hatası bunu bizden saklamasıydı.

"Ama o kız hala akıllanmadı o herif ve karısı niye İzmire gitti biliyorsun. Tedavi için gittiler bakalım bu kaçıncı tedavi. Çocukluk böyle olmaz abi sanki biz hiç çocuk olmadık. Sanki biz hiç genç olmadık mı? Ama ne birisine iftira attık ne de saçma sapan şeyler kullandık. Annesi yanındaydı babası yanındaydı bizde onu el üstünde tutuyorduk. Yiğit dövüldüğü zaman bile birimiz çıkıp ona senin yüzünden oldu demedik. O kız büyüdükçe biz her dediğini yaptıkça şımardı. Ya Neva da aynısını yaparsa?"

Kaşlarımı çattım. "Saçmalama! Oğlum ben askerim insanları gözünden tanırım ve Neva öyle şeyler yapacak biri değil. Ben o kızda bunları görüyorum. Sende saçma sapan önyargılarının kurbanı olma abim! Sen yüreğini o kız çocuğuna aç gerisini ona bırak. Artık o davranışları ile cevabını sana verir."

Öyleydi gerçek bir kız çocuğuydu Neva. Emre'nin biraz şefkat göstermesi yetmişti. Şuan Emre ile birlikte uyuyordu. Annesinin onu bu kadar çabuk gözden çıkarması onu hem şaşırtmış hem üzmüştü. Tek korkum hem anne hem babasının yokluğunu arayan bu kızın o kadının tuzağına düşmesiydi. İnci zaaflara oynayan bir kadındı. Neva da annemin kişiliğini taşıyordu ve bu ondan nefret etmesi için oldukça yeterliydi.

Bora içinde benim içinde bu gece biraz kederli biraz hüzünlü ve uzun sürecek gibiydi. Gökteki yıldızlara bakıp içimden bir ah geçirdim.

🦋

Düşünceleriniz??

Biraz da Cesur'un ağzından okuyun istedim.

Başka ağzından okumak istediğiniz kişi varsa yazabilirsiniz.




NevaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin