MAFYA BEY -TEXTING +18

ninety-eight

Selamsss aşklarım. Nabersiniz? Nasıl gidiyor hayat?

OKUYAN GARDAŞLAR BENİ WATTYDEN TAKİP EDİN 3000 OLAM SİNİR HASTASI OLDUM BNEEEEE

INSTAGRAM: @tamamyayazar

Keyifli Okumalar :)

💘OYLAR VE YORUMLAR ŞELALEEEEE💘

Sezer Sarıgöz-"Bi gülüşü vardı dünyamdı. Olmayacak rüyaya daldım. Aklımla kalbim arasında saklı kaldım."

 🖤

Çarşamba 19:38

Mafya yeni ailemin, benim kayıngillerimin evindeydik. Yemek yemek için nazik bir davet almıştık ve ben balıklama atlasam da, arayı iyi tutalım kafasına hafiften giren anne babam da bu daveti geri çevirmemişlerdi.

Aker gün boyu evde, bizim kayın taraf diye dolandığı ve beni kıskandırdığı için; neden bu hayatta berdel denen belanın benim başıma geldiğini sorgulayıp durmuştum. Allah'ım neydi günahımmmm? Günahım neydi Allah-

Ha onlar vardı pardon. Sorryyyy.

Her neyse bu sefer elimizde capcanlı çiçek buketleri ve yemek sonrası biz yiyelim diye aldığımız tatlıyla biz onların evinin önündeydik.

"Köşk anasını satayım," dedi babam, başını geriye atıp harbiden ihtişamlı bu müstakil eve bakarken. "İnsan biraz faturaları da düşünür." Bilerek şaşırmış numarası yapmıyorsa ben de neydim. Yine de faturayı düşünecek son insanı bulması komikti.

Öyle deme doğalgaz götünüze girecek kışın.

Belki şeye içerlemiş olabilirdi. Mahcup olmamak adına tatlıya neredeyse bir servet dökmüştük. Aker onlardan aldığı Ferrari'nin yanında baklavaları bile pahalı görmüş, bak bundan ikram etmezlerse ev sahipliği ölmüştür diye yol boyu laf yapmıştı.

Kafasına iki üç şamar hak ediyordu ama hiç modumda değildim.

Zili çaldım. Kapıyı elbette görevlileri açtı. Güler bir yüzle hepimize hoş geldiniz derken girişe adım atar atmaz, Semra teyze ve Fatih amca da bizi karşılamıştı. Evin minnak kızı Ömür tepemize koşmuştu bile. Bana sıkıca sarıldı. Sırtını pat patlayıp, elimdeki çiçekleri kibarca kaynanama uzattım.

"Senin için aldık, Semra teyze." diye de kraliçeliğimi yapmıştım.

"Çok naziksiniz, teşekkür ederim. Hoş geldiniz," dedi Semra teyze toplu bir düşünce olduğunun bilincinde. Harbiden de giderken kadına da bir çiçek alalım diyen annemdi. Magazin dünyasında kutlamacalarda her yere bir çelenk gönderildiğinden işi biliyordu.

Aile büyükleri tokalaşıp, sarılırken ben de Uğur'u arıyordum. Şirketten direkt buraya geleceğini söylemişti ama ortalıkta yoktu.

Fatih babayla sarıldık. "Daha gelmedi Uğur," dedi. Mahcup olmuş gibi başımı eğdim.

"Gelir ya, amaaan." diye geçiştirdim. Sonuçta Uğursuz bu evin tadı tuzu yok iması etmemeliydim. Fatih baba sırıttı. "Gelir tabi. Geçin hadi içeri."

Mafya babasını misafir ağırlayan babacan biri yapan ben değil miydim ulan? Benim büyüklük halis miydi?

Daha önce benim gördüğüm geniş salonlarına geçtik. Babamın aklından buranın bir tarla olacak kadar büyük olduğu kesin geçiyordu. Çünkü göz göze geldiğimizde göz kırpmıştı.