"Abi sıkıldıkça gelirsin yanımıza ne duygusal davranıp, beni de ağlatmaya çalışıyorsunuz?" diye Ömür aramıza girdi. Sarılmamıza üçüncü kişi olarak katılmıştı. Ahsen bir şekilde ona da yaramıştı fark ediyordum. Fazla dilli düdük olmuştu bu kız. Eskiden masum bir şeydi.

Burada bu Aker belasına çatmasaydı, belki yanımda gelirdi. Hatta kesin gelirdi çünkü kader planlarımızı bozana kadar, babam onu da yurt dışında okur diye düşünüyordu. Ama Ömür inatçı ve kararlı çıkmıştı. Biraz da fazla aşık. Ne olmuştuk lan biz üç kardeş bu yaz?

"Sen de gelirsin belki. Fikir değiştirirsen bir telefon yeter," dedim ama geride kalmış Aker'den öldürücü bir bakış almıştım. Sırıttım. "Bizim üniversite daha iyi bu arada."

"Abi!" dedi sus der gibi. Atlaslığımı yapmıştım neyse ki. Saçlarını öptüm.

Aker yaklaştı yanımıza. Elini omzuma koydu. "Birader, sen neden kızın aklını bulandırıyorsun bakayım? Bas git işte sevgilinle yoluna. İşine fişine, dalgana bak."

Sahte ve kuru kuru öksürdüm. Aker ancak annemin yanımızda olduğunu fark etmiş gibi sustu. "Dalga derken, denizlerden bahsediyorum Semra Hanım teyze."

Annem kafasını yalandan salladı. Gülse mi ağlasa mı o andaydı.

Aker'le kafalarımızı tokuşturduk. Bugüne bugün en gıcık kaptığım kayınçomdu. Başka varmış gibi. Ahsen'e bayıldığımdan onu saymıyordum. Kız erkek de değildi anasını satayım ne saçmalıyordum?

"Ferrari'ne iyi bak," dedim. Bu konuda ona ve abime biraz gıcık, fazlaca kinliydim. Bana al dediğimde daha uzun düşünüyordu. Aker'in istediğini öğrenince ertesi gün getirtmişti. Benim için bekleme süresinin iki günü bulduğunu hatırlıyordum çünkü.

"Bir sıkıntısı olursa bana yaz, bugüne bugün onu altımızda eskitmiş adamız, dilinden anlarız." dedim sırıtarak.

"Kalsın," dedi Aker de sırıtışıma ortak olmuştu. "İşim düşerse, orijinal parçacı bilen Lodos abime yazarım."

Kaşlarım çatıldı. Bu çocuğun birader anlamında bile olsa Lodos hayranlığı beni kıskançlığa sürüklüyordu.

"Sıra bize de mi gelse?" dedi Ahsoş. Kollarımı iki yana açtım. Sekerek gelip arasına girdi. O da bana sarıldı sıkıca. "BFF'im yuvadan uçuyor. Bugün duygusal balık yanlarımdan uyandım," dedi.

"Bir şey olmaz, ağlama sakın." dedim yüzüne bakıp yanağından bir makas alırken. "Biz zenginiz kızım, neden fakir edebiyatı yapıyoruz. İstesem her gün gider gelirim benzin parası koymaz da yol yorar."

"Sen bizi gidince unutursun gibime geliyor ya..." dedi Ahsen gözlerini havaya dikerek. "Hadi hayırlısı. Orada başka kankalarınla delirmeceler." Bu kızdaki sahiplenme duygusunun fazlalığı şaka mıydı? Gerçi sevdiklerime karşı ben de böyleydim. Özellikle sevgilime.

"Onlar var şimdi yalan söylemem," dedim. Kafa çocukları özlemiştim.

"Neyse ki benim de okulum başladı seninle hiç uğraşamam."

"Havanı yesinler," dedim yeniden sarıldık. "Yeterli," diye ensemi tutup araya girdi abim.

Bir tur da ona sarıldım. Birbirimizin sırtını pat patladık. "Sen delirmecelere değil de derslerine odaklan." dedi tırnak içine bizim kelimemizi almış gibi bir baskıyla. "Mezun olman gereken konular var çünkü." diye ekledi gözleriyle Ahsen'i işaret ederek. İkisi de gün geçtikçe birbirinin aynı oluyordu ve bu gerçekti.

MAFYA BEY -TEXTING +18Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon