"Güüüüünaydddıııın aşkların en güzeli!" diyen sesim de bu kutu gibi arabanın içinde haliyle patlamıştı. Yeni araba kokusu rahatsız etmiyordu. Uğur'un baş döndüren parfümü içeriye çoktan sinmişti. Sıra benim kokumun onunkine karışmasındaydı.

Imh koklim?

"Günaydın," dedi Uğur çapkın ve yarım bir gülümsemeyle. Gözündeki güneş gözlüklerini alnına doğru itmişti. "Da sensin benim güzelim?" diye sorar gibi ekledi.

Sırıttım. "Pekii en yakışıklısı mı demeliydim?" dedim cilveyle. Üzerine eğildim. Arabanın içi beklediğimden rahattı. Bu dip dibe olma durumu da benim işime geliyordu. Dudaklarımız mıknatıs kutupları gibi hızlıca birbirini buldu. Onun üst dudağının tadına varırken, o da benim alt dudağımı sızlatacak kadar ısırmıştı. Dudaklarının ortasına şap diye bir öpücük kondurup geri çekildim.

"Bana sorsan tercih ederdim öyle demeni," dedi Uğur ukalaca.

Çok uzaklaşmadan yanağından bir makas aldım. Elime kirli sakalları battı. "Ama olur mu öyle minişim? Sensin tabi ki benim için günün en güzel varlığı. Bunu sana ben de demezsem kim diyecek?"

Erkeklerin araba aşkı o an devreye giriverdi. Ya da Uğur bu vıcık muhabbetten kaçmak istemişti. "Peki yeni oyuncağım nasıl?"

"Ellerinde oyuncak olmak isteyen bir ben varken, arabana bunu demen şaka mı Uğur?" dedim. Nazar değmesin diye görmezden geliyordum. Yoksa aklımı uçururdum.

Parmaklarının tersini, giydiğim askılının açık bıraktığı omuzlarımda gezdirdi. Hava serinlerse diye ceket almıştım yanıma ama yılın son iyi günlerindendi.

"Aklımı karıştırmaya çalışıyorsun," dedi Uğur. "Zaten bu ara hep sınırdayım. Ne öyle oyuncak falan?" Gerçeği varken oyuncağa hiç gerek yoktu gerçekten!

"O sınırı geç artık diyorum ben de," dedim direterek. Yok muydu okul kantininde sevişmemiz?

Yuh Naz!

Yani lavabo da olurdu canım. Hatta boş amfi bulursak falan?

Sen kudurmuşsun.

Ben ne anlatıyorum sabahtan beri iç ses.

"Sabret bebeğim," dedi Uğur. "Ders çıkışından sonra seni kaçırabilirim herhalde?"

"Yoksa ben seni atımın terkisine atacağım," dedim. Uğur sırıttı.

"Minik kedime de bak ne laflar biliyor?"

"Var bende her tel, sana hangisinden çalayım?" dedim. Uğur, dudaklarımı yeniden öptü. Geri çekilirken başparmağıyla yanağımı sıvazlamıştı.

"Güzel bir gösteri yapacağına inanıyorum sevgilim," dedi. O iş bende der gibi göz kırptım. Sonra arkama yaslandım. Kemerimi taktım. Uğur da bir bakışımla taktı. Artık canımızın kıymetini biliyorduk. Arabayı çalıştırdı. Gerçi bu yerde yürüyen uzay mekiğini kullanmak artık pek de zor değildi. Resmen kendi kendini sürüyordu.

Playlist'imden güzel bir şarkı açtım. Kısık ses içeriyi doldururken, okul yoluna yeni koyulmuş bebeler gibi hevesli davranıyordum. Uğur da bunu fark etti.

"Heyecanlı mısın?"

"Sevgilim beni okula bırakıyor. Bundan daha büyük heyecan mı olur?" dedim. Abarttığım kesindi de hislerim de kesindi.

"Görelim bakalım okulunu," dedi Uğur da. "Bu dönem herkes de ayağını denk alması gerektiğini görsün. Sana yaklaşamayacaklarını anlasın." Gözlerimi kısarak ona döndüm. Geçmiş geçmişte kalmıştı herhalde?

MAFYA BEY -TEXTING +18Kde žijí příběhy. Začni objevovat