1.6

136 8 6
                                    

"Yuri!Dur!!!"

Bedenim sanki benden habersiz hareket etmeyi kesmişti. Hiç kıpırdamadan arkamı bile dönmeden dudaklarımı araladım;

"Neden duracak mışım?"

"Çünkü ben senin annenim Yuri"

Gözlerim dolmaya başlarken sertçe arkamı döndüm ve bakışlarını yakaladım.

"Annem falan değilsin!"

Kırgın bakışları gözlerimi buldu bir süre. Umrumda değildi.

"Kabul etsen de etmesen de ben senin annenim."

Bakışlarımı kaçırdım. Tekrar gitmeye yeltendiğim sırada tekrar adımı sayıklamasıyla durdum.

"Yuri... Eve dön lütfen"

Bu bardağı taşıran son damlaydı. Eve dönersem beni yaşatmayacağını bildiği halde benden eve dönmemi istiyordu.
Sakinliğine son kırıntıları da yok olduğu sırada hışımla tekrar ona doğru döndüm.

"Sen... Hala kendini annem olarak mı görüyorsun? İçimde şu kadar bir sevgin vardı, onu da aldın. Helal olsun sana! Ya o eve dönersem o adamın beni yaşatmayacağını bildiğin halde gelip bana bunu dedin ya..."

Sesim titremiş gözlerimdeki yaşları daha fazla tutamayarak yanaklarıma doğru süzülmelerine izin verdim. Daha fazla konuşabileceğimi sanmıyordum. Arkamı dönüp koşarak ordan uzaklaşmaya başladım. Bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor bir yandan da koşuyordum. Hiçbir şey düşünemiyorum sadece ağlayarak koşuyordum. Bayağı bir uzaklaşınca caddenin kenarlarından ara sokaklardan birine girdim. Ne duyuyor ne görüyordum. İnsanlardan yeterince uzaklaştığımı fark ettiğimde daha fazla dayanamayarak yere bıraktım bedenimi.

Çok geçmeden yanımda bir hareketlilik hissettiğim halde o tarafa dönmedim. Çünkü kimseye ağlarken görünmek istemiyorum. Kim olduğunu biliyordum. Yanıma oturdu. Hiç konuşmadan kafamı omzuna yatırdı. İlk defa tereddüt etmedim çünkü gerçekten dinlenecek bir omuza ihtiyacım vardı.

_________

Ağlamam bitmişti ama hala omzundan kalkmamıştım. Saçma bir şekilde huzurlu hissediyordum. Mikey'de geldiğinden beri hiç konuşmamış sadece ağlayışımı dinlemişti. Bir süre sonra ayıp olacağını düşünüp başımı omzundan kaldırdım.

"Yuri-chin yanlış anlamassan bir şey söylemek istiyorum"

Başımla onayladım sırada sözüne devam etti.

"Eğer kalacak yere ihtiyacın varsa Ken-chin de baya bende kalabilirsin. Rahat edemezssen Ken-chin'in mekanında da kalabilirsin. Ama orası...biraz ıııı nasıl desem..."

"Anladım ben. Teşekkür ederim ama ikinizde de kalamam. Zaten size borçluyum birde üstüne..."

"Teessüf ederim Yuri-chin ne borcu ben işimi yapıyorum"

Bu hali beni güldürmüştü. Benim gülmemle o da gülmeye başladı.
Güneş batmak üzereydi. Mikey'nin telefonu çaldığı sırada dikkatimi tümüyle ona verdim.

"Buyur Ken-chin... Ah özür dilerim Ken-chin haber vermeliydim. Neredesiniz?... Tamam geliyoruz"

Telefonu kapattığında gülerek bana baktı.

"Ken-chin çok sinirli. Arkasından geldiğimizi sanıp baya bı koşmuş. Sonra bir bakmış arkasına biz yokuz. Ahahahah"

Gülerek ayağa kalktığı sırada bende onunla beraber ayağa kalktım. O önde ben arkada yürümeye başladık.

___________

Dragen'in çağırdığı parka geldiğimizde Mikey beni arkasında bırakıp diğerlerinin yanına koştu. Neredeyse herkes buradaydı. Takemichi'nin çetesi, Hina ve adını bilmediğim sarışın kız.

S̴A̴Y̴A̴N̴O̴R̴A̴~m̴i̴k̴e̴y̴ (Hikaye Devam Etmiyor)Where stories live. Discover now