1.2

171 17 1
                                    

"ruhsal huzur bularak diğerlerinden daha kötü olmadığımı anladım;
belki parıltı yok, ışıltı yok, renk yok ama yine de insanım, kalbiyle ve düşünceleriyle
bir insanım ben."

Başımdaki dayanılmaz ağrıyla gözlerimi aralamaya çalıştım. Birkaç saniyede görüşüm netleştiğinde iki çift gözle karşılaştım. Birisi bana tepemden bakıyordu. En son ne olmuştu? Ve bu mal bana neden tepede bakıyordu? Takemichi, Kiyomasa, deve... Olaylar zihnime akın ettiğinde gerçeği kavramak biraz zor olmuştu.

"Uyandın demek"

Düşünce aleminden çıkaran sesin sahibi olan tepemdeki çocuğa baktım. Gülümseyerek yüzüme bakıyordu. Bu şu sarışın çocuktu. Herkesin önünde eğildiği, bizi Kiyomasa'dan kurtaran.

"Şey rahatını bozacağım ama kalkar mısın? Belden aşağısı uyuşru da bende ehehe"

Çocuğun dediklerini ilk başta idrak edemedim ama yavaştan anlar gibi olunca mırıldanarak bir 'siktir' çektim. Çocuğun kucağından kalkıp yerde sürünerek olabildiğince ondan uzaklaştım. Evet, harika. Rezil olmuştum. Neyse ki daha deminki kalabalık yoktu. Ama Takemichi ve şu deve olan çocuk vardı. Ha bide hala yerde olan Kiyomasa. Onun bizi duyduğunu sanmıyorum. Korkarak etrafa bakındığım sırada şarışın olan çocuk yerden destek alarak
ayağa kalktı. Üstünü silkelerken yerin dibine girmemi isteyeceğim bir cümle kurdu.

"Off çok feci uyuşmuş. Her yerim karıncalanıyor."

Başımı yere eğerek gerçekten yok olmayı diledim. Çok utanç vericiydi. Bu anı hatırlayarak kendimden nefret edecektim.
Bir süre böyle durduğum sırada aklıma Takemichi geldi. Kafamı yerden kaldırıp arkamdaki Takemichi ye baktım. Oda benim ona bakmamla bakışlarını bana çevirdi. Geriye doğru biraz sürünerek yanına vardım. Yüzündeki kanlar kurumuştu. Bana acıyan gözlerle bakıyordu. E haklıydı başımın ağrısından neredeyse onu oynatamıyordum.

"İyi misin Takemichi?"

"Beni boşver Yuri. Asıl sen iyi misin?"

Başımı evet anlamında sallasam da iyi değildim. Üstelik eve de geç kalmıştım. Hem burda hemde evde dayak yiyeceğim ne güzel.

"Siz sevgili misiniz?"

Duyduğum cümleyle gözlerim sonuna kadar açılırken kendimi gerçekten yerin dibine girdirmek istiyordum. Nolur bu anı yaşamayayım. Allah'ım nolur şuracıkta canımı al.

"Hayır. Sınıf arkadaşım sadece."

Benim cevap veremeyeceğimi anlayan Takemichi olayı direk özet geçti. Aslında özet geçmedi. Sadece sınıf arkadaşım.
Sarışın kısa boylu olan bize doğru yaklaşıyordu. Ona dönmedim bile. Utançtan yüzüne bakamayacak haldeydim çünkü. Bakışlarım yerdeyken üstümüze doğru eğildi. Dikkatle yüzümüze baktığını hissediyorum. Bu çok rahatsız edici.

"Adınız ne?"

Şaka mı yapıyo bu? Ya bunu sormak için neden
gerilim yaratıyon?

"B-ben Takemichi... Hanagaki Takemichi."

Sıra bendeydi. Evet cevap vermem gerekiyor. Ama konuşamıyorum. Korkuyorum ama neyden? Boğazımı
temizledim ve bakışlarımı yerden kaldırdım.

"Yuri... Yuri Yamashita"

Kekelemedim, gözlerimi kaçırmadım, dimdik gözlerine baktım. Evet hatırlatın bunun içinde bı ara utanmalıyım. Çocukta gözlerini kaçırmadan gözlerime baktı.

"Bende sano manjirou kısaca Mikey. Memnun oldum
Takemichi ve Yuri. Siz artık yeni kankalarımsınız."

Ne saçmalıyor bilmiyorum. Sadece nurdan bir an önce gitmek istiyorum. Eve zaten yeterince geç kaldım. Babam elinde kemerle kapıda karşılayacak beni. Babamı o haliyle hayal ettiğimde boğazıma bir yumru oturmuştu. Gözlerimin dolmaya başladığını hissettiğimde tekrar başımı yere eğdim. Ağlamamalıydım şuan değil, şuan olmaz.

"Hey sen ağlıyor musun?"

Gözlerimi elimin tersiyle silip hızlıca yerimden kalktım. İlk başta başım döndü. Dengemi tekrar sağladıktan sonra yere ne zaman bıraktığımı bilmediğim çantamı alıp sahanın çıkışına doğru koşar adım ilerledim. Lanet girsin. Gözyaşlarım durmak bilmiyordu. Kapşonumu taktım ve koşarak evin yolunu tuttum.

Titriyordum. Bedenim zangır zangır titriyor. Elimi çantamın sülük yerine atıp ev anahtarını çıkardım. bedenim sahada titrerrken anahtarı yerine zor yerleştirdim. Kapıyı sessizce açmaya çalıştım. Kapı bu ne kadar sessiz olabilir ki? Az sonra yaşayacaklarımı bilseydim asla açmazdım. Kapıyı yavaşça kapatmaya çalışırken arkama bir beden hissettim. Gözyaşlarım yanaklarıma firar ederken yavaşça arkamı döndüm. Tam tahmin ettiğim gibiydi. Babam arkamda kemerle bekliyordu. Kapıya yaslandım ilk başta. Bana yaklaşırken kapının koluna yeltendim. Sanki kaçabilecektim. Çığlık atarak kapıyı açmaya çalıştığım sırada büyük eli kolumu sarmaladı ve gerie çekti. Yere kapaklandım.

"B-baba yapma nolursun. Yemin ederim b-bir d-daha geç kalmayacağım. Nolur vurma"

Ne kadar yalvarsamda boşunaydı. Biliyordum ise yaramayacağını. Ama belki bı umut yalvarıyordum. Belki bana acır da vurmaz diye. Babam işini bitirdiğinde yine her zamanki gibi yerdeydim. Heryerim ağrıyordu. Yine yeni yara izlerim olmuştu. Ne harika. Hareket edecek gücüm yoktu. Biri beni kollarımdan çekiştirerek odama getirdi. Bu annemdi. Beni Zar zor kaldırıp yatağıma yatırdı. Gözlerimi açmak istemiyordum. Annemin bana ve kendine olan acılı bakışlarını görmek istemiyorum. Bedenimdeki yaraları hep annem sarardı. Ve yine sarıyordu. İnce uzun parmaklarının ucundaki mendille önce yüzümdeki kanı sildi.

"Okulda kavgaya mı karıştın?"

Cevap vermek istemiyorum. Çünkü annemi bile sevmiyorum. O hep babamın yanında. Ne yaparsa yapsın onu savunur. Bir ara babamı polise şikayet etmiştim. 'Bana ve anneme şiddet uyguluyor' diye. Polisler eve geldiğinde annem ne dedi biliyor musunuz? 'O daha çocuk fazla film izliyor onlardan etkilendi galiba değil mi yuri?':D
İşte benim annem o zaman öldü. Ben küçükken hem yetim hemde öksüz olarak büyüdüm. O güne kadar anneme hayrandım. Onunda bu evden kurtulmak istediğini düşünürdüm. Eğer beni sevseydi öyle yapardı zaten. O beni hiç sevmedi. Bende ondan nefret ediyorum.

"Seni ilgilendirmez çık odamdan!"

Gözlerimi açmadan zar zor konuşuyordum.

"Yapma Yuri. Ben senin an-"

Sözünü bitirmesine izin vermedim. Veremezdim. Çünkü benim bir annem yoktu. O ölmüştü.

"Sen annem falan değilsin!! Kendini kandırmayı bırak ve odamdan çık!!!"

Annem elini yüzümden çekti. Oturduğu yerden kalktı. Kapı eşiğindeyken tekrar dönüp bana baktı galiba. Sonra kapıyı çekip çıktı. Gözlerimden yaşlar bir bir dökülürken uykuya teslim oldum.

Kısa olduysa kusura bakmayın
Acemice olduysa da kusura bakmayın

İlk kitabım
Seviliyorsunuz...

S̴A̴Y̴A̴N̴O̴R̴A̴~m̴i̴k̴e̴y̴ (Hikaye Devam Etmiyor)Where stories live. Discover now