|23|

98 25 32
                                    

♪Ed Sheeran-Photograph♪

İyi okumalar 💙 yorumlarla bölümü süslemeyi unutmayınn, son dokunuşlar sizde snoxnwkzmsk

"Piknik için harika bir gün." dedim, batmakta olan güneş ışığına hayranlıkla bakarak.

Hoseok da mırıldanarak bana katıldığını belli etti ve kafamdaki şapkayı düzeltti. Şapkanın gölgesi yüzüme düşüyor olmalı ki Hoseok yamuk gülümsemesiyle başını eğip bir iki saniye gözlerime baktı, ardından geri önüne döndü.

Ellerimizi birbirine kenetlemeyi de unutmamıştı.

Sıcak eli içimi de ısıtmaya yeterken gözüm diğerlerine kaydı. Jin kolunu Yoongi'nin omzuna atmış ona takılırken Namjoon da gülerek onları izliyordu.

Konuşmalarına kulak kabartırken ben de gülümsemeden edemedim. "Yoongi sence mandalinalar portakalların çocuğu mu?"

"Ben nerden bileyim bunu?"

"Sence diyorum zaten."

"Bana ne." Yoongi bıkkınlıkla soruları geçiştiriyor, büyük ihtimal içten içe Jin'in susmasını istiyordu ama Jin hiç oralı olmayıp konuşmaya devam etti.

"Bir ejderhan olsaydı ismine ne koyardın?"

Yoongi Jin'in kolundan kurtulmaya çalışırken "Bir ejderha sahiplenmeyeceğim." diye yakındı. Kolundan kurtulmuş, ondan uzaklaşacaktı ki Jin anında onu yakaladı ve bu sefer iki koluyla tuttu.

"Bu boş muhabbetlerden sıkılmadınız mı artık?"

Hoseok'un sorusuyla Jin kafasını iki yana sallarken Yoongi tam tersini yapıyordu. "Ben sıkıldım, Tanrı aşkına beni şundan kurtarın."

Yoongi'nin isyanıyla sesli bir şekilde gülmeme engel olamadım. Yoongi ise bana gözlerini kısarak bakmış ve "Tabi sevgilisinin elini tutarak huzurla yürümek güzel." diye söylenmişti.

Namjoon'un tarafından yine birkaç tane deklanşöre basma sesi gelince başımı oraya çevirdim, o da benim kameraya gülerek baktığım bir yüzümü yakaladı.

Çektiği fotoğrafa bakıp yüzüne bir gülümseme yerleştirerek "Çok güzel çıktı." dedi. "Ben de bakabilir miyim?"

Soruma başını iki yana sallayarak cevap vermişti. "Daha değil, bunları bir albümde toplayacağım, sonra bakarsınız."

Dudaklarımı büzüp "Peki." dedim.

J-Hope kolumu hafiften dürtüp dikkatini kendisine vermemi sağlayınca ona baktım. Elindeki telefondan yarışma ilanına benzer bir resim gösterince gözlerimi kısıp okumaya başladım.

Hoseok da bir yandan bana kısaca anlatıyordu. "Resim yarışması varmış, iki gün sonra. Sen de katılsana, hem sana özel bir şeyler yapabileceklerini düşünüyorum. Şartları falan ona göre ayarlarlar."

Gözlerimi telefondan ayırıp bir süre düşündüm. O da merakla cevabımı bekliyordu. Daha önce hiç bu tarz yarışmalara katılmamıştım. İstemiştim aslında ama fırsatım olmamış, daha sonra da hastalığımdan dolayı da katılmamıştım. Biraz depresif takıldığım doğrudur da, hevesim kalmamıştı hiçbir şeye.

Ama şu an durum farklıydı. Her şeyi denemek, içimde kalan ne varsa gerçekleştirmek istiyordum. Bu da bir fırsat olabilirdi. Bu fırsatı yine onun önüme sermesi ayrı bi güzel hissettiriyordu.

Happiness Virus〆JHSWhere stories live. Discover now