#2# You're Disgusting

81 5 9
                                    

Arkadaşlar bölümler artık haftada bir, her cumartesi gelecek. Multide Annabelle var. İyi okumalar :)

"Eee? Gitmiyor muyuz?" dedi bir anda karşıma çıkan Sue.

'Nasıl yani' anlamında kaşlarımı çattım.

"Nereye?"

"Nereye mi?" Kocaman sırıttı. "Bilirsin işte."

"Ne?" Anladığımda gözlerimi kocaman açtım ve başımı hızla iki yana salladım. "Sue..." Kulağına eğildim. "O bir seferlikti."

"Ah, hadi ama Ann. Kabul et eğlenceliydi."

"Hayır, değildi." dedim istifimi bozmadan.

"Lütfen Ann."

"Neden beni istiyorsun ki? Orada bir sürü arkadaşın var. Beni görmüyorsun bile."

Omuz silkti. Derin bir nefes verdim.

"Tamam, ama bu son."

Heyecanla başını salladı ve boynuma sarıldı. Kapıya geldiğimizde rahatsızca etrafa bakındım.

"Endişelenme." dedi güven verir bir şekilde sırtımı sıvazlayarak. "Kimsenin haberi olmayacak."

"Peki." diye mırıldandım. Ama inanasım gelmiyordu. İçeri girdiğimizde dünkü siyah saçlı çocuk Sue'u karşılayan grupla oturuyordu.

Sue adımlarını hızlandırarak beni de peşinden sürükledikten sonra çocuğun yanına oturdu.

"Bugün maçın yok mu şampiyon?" dedi omzuna çenesini yaslayarak.

Sarı saçlı kız biraz kenara kayarak -sanırım- bana yer açtı. Gülümsedim ve yanına oturdum.

Çocuk Sue'a kısa bir bakış attıktan sonra bana döndü.

"Yine mi geldin sen?"

Sue'a sert bir bakış atıp tekrar gözlerimi ona odakladım.

"Üzgünüm."

"Bence tatlı kız." dedi yanında oturduğum sarı saçlı kız bana bakarak. "Ben Faith."

"Annabelle." dedim gülümseyerek.

"Harika film." dedi çocuklardan biri.

"Bence saçları hoş."

"Alt tarafı bir oyuncak bebek, aptal." dedi diğer çocuk Faith'e bakarak.

"Ben kızdan bahsediyordum."

"Ah, pekala. Öyleyse..." dedi ve beni baştan aşağı süzdü. "Bence ona bir direk vermeliyiz. Üzerinde iyi duracağına emini-"

"Nico! İğrençsin!" dedi Sue yüzünü ekşiterek. Tiksintiyle gözlerini kapatmıştı.

"Haklısın." dedi ve elleriyle yaptığı dikdörtgen çerçeveyi bana tuttu. "Yatakta daha iyi durur."

Hakkımda nesne gibi konuşmalarından rahatsız olmaya başlamıştım, ama bir yandan da hepsinden korkuyordum. Bu yüzden de tek laf edemiyordum.

"Tamam, abartmayın." dedi ve göz devirdi Sue'nun yanında oturan siyah saçlı çocuk.

"Bir de pembe bir giysi giydirs-"

"Nico! Kes sesini dedim!" dedi çocuk yumruğunu masaya vurarak.

Artık ciddi anlamda korkmuştum.

Nico denen çocuk biraz geri çekildi.

"Seni de bir daha buralarda görmeyeyim." dedi bana dönerek. "Huzursuzluk çıkartıyorsun."

"B-ben mi?" dedim biraz gerileyerek.

"Evet, sen."

"Pekala, öyleyse giderim." dedim ve ayağa kalktım.

"Kal diyen yok." dedi ve omuz silkti.

"İğrençsin." dedim yüzümü buruşturarak.

"Efendim?" dedi masadan destek alıp ayağa kalkarak.

"Dedim ki..." Ben de onun gibi ellerimi masaya yasladım ve tam karşısında durdum. "İğrençsin."

"Sen kiminle konuştuğunun farkında mısın?"

"Hayır, değilim."

Tam konuşacakken sözünü kestim.

"Ve o tanımadığım kişi çenesini kapasa iyi olur. Burada son sözleri ben söylerim." dedim ve bütün dişlerimi gösterecek bir sırıtış attıktan sonra arkamı dönüp oradan uzaklaştım.

Fighter -ARA VERİLDİ-Where stories live. Discover now