5.Bölüm

535 44 22
                                    

Okumalar gittikçe artıyor herkese sonsuz teşekkürler<3
Gerçekten çok büyük bi ümitsizlikle başlamıştım ama şu anda ilk bölüm toplam 78 okumaya ulaşmış. Beni ne kadar mutlu ettiğinizi tahmin edemezsiniz. Bu arada okuyanlar için fic hakkında düşüncelerinizi yazarsanız çoook sevinirim sizi seviyorum 😘

Jungkook

Namjoon hyungu beklerken gözüm sürekli olarak saate kayıyordu. Bir saat sonra beni almaya geleceğini söyleyeli tam tamına 32 dakika 18 saniye, 19 saniye, 20 saniye.... İşte geçmişti biraz zaman ortalıkta ne Namjoon' dan haber ne de Taehyung'dan haber vardı. Heyecan ve stres içerisinde bi oraya, bi buraya gidip duruyordum. Artık dayanamayıp tırnak yemeye başlayacağım an kapı çaldı. O kadar heyecanlanmıştım ki koşarken kapının eşiğine takılıp düşmeme ramak kala koltuğa tutunup kendimi durdurdum. En çok reyting rekorları kıran hint dizilerine taş çıkararak kapıya ulaşmayı başardım. Yerde uzanarak kapıyı açtığımda Namjoon'un ne oluyo amk? dercesine attığı bakışları umursamadan içeriye davet ettim. Oscar'lık performansımı düşünüp kendimle gurur duyarcasına yakalarımı düzelttim ve Namjoon'un yanına salona gittim.

"Çay ister misin hyung?" diye sordum. O kadar çay demlemiştim amk iç yaniii... Hayır anlamında kafasını sallamasına rağmen ayaklarımı popoma vura vura mutfağa gidip iki tane çay koydum. Arkamdan Namjoon gelip elini omzuma attı. "Sen konuş ben dinliyorum hyung" diyip gülümsediğimde çok ciddi bir konuşma başlatacağını belli edercesine boğazını temizledi.
"Gel oturalım," eli hâlâ omzumdayken ikimizinde bedenini salona doğru yöneltip koltuğa otutturdu. Ve söze başladı, "Aslında bu kadar gecikmeyecektim de son anda Jin ağlayarak sen mükemmel bir baba olacaksın diyince kalmak zorunda kaldım."

"Sorun değil hyung sen ne konuşacaktın?" Diye sorarken bile saate baktığım için anlamış gibi yüzüne bir tebessüm yerleşti.

"Bak Jungkook aşk mükemmel birşey. Aşık olabilirsin, bence aşkın cinsiyeti olmaz zaten biliyorsun ben ve Jin'de sevgiliyiz. Yoongi ve Hoseok ben aslında Jimin'in de onlarla birlikte olduğunu düşünüyorum ama neyse işte sonra sen ve Taehyung bak seni yadırgamıyorum ama homofobik birine aşık olmak ne bileyim seni zorlar. Tamam Taehyung genelde bize inat olduğu için bas bas ben homofobiğim diye bağırır ama ben o kadar da karşı olduğunu sanmıyorum." Anlamadığımı belli eder gibi baktığımda söze yeniden atıldı. "Kendimle mi çeliştim az önce ahh çok salağım. Aslında herşeyi ezberlemiştim ama unuttum neyse zaten zaman da kalmadı birazdan Taehyung gelir uzun lafın kısasını söyleyeyim." dedi ve ayağa kalkıp benimde kolumdan sürükleyerek odama getirdi.

"Ne yapacaksak, ne giyeceksen giyiyorsun sana bir hafta arkandayız biz zaten şu Taehyung'u kendine aşık ediyorsun." dedi ve omzuma iki tane geçirdi. Sırtımı bi baba, bi abi edasıyla sıvazlayıp dolabıma yöneldi. "Hadi seni giydirelim."

~~~~~~

"Herşey için sağol hyung" dedim ve el salladım gerçekten rahatlamamda yardımcı olmuştu. Gerginliği az da olsa atmıştım. Evett son beş dakika kalmıştı ama hâlâ Taehyung'dan bi haber yoktu. Telefonu elime aldığım gibi numarasını tuşladım ve kulağıma koyar koymaz telefonu açıp sesli bi şekilde " GELDİM BAK İKİ DAKİKAYA ORDAYIM!!" Büyük ihtimalle araba kullanmaya çalışıyordu ve acele ediyordu çünkü diğer sürücülere sırasıyla bildiği bütün küfürleri savurup telefonu kapatmadığını anlayınca da " Pardon ya amk herifleri araba sürmeyi bilmiyorlar sanki zaten gerginim kapatıyorum ben sen çık kapının önüne." Dedi ve cidden yüzüme kapattı. İnsan bi cevap vermemi bekler yaniii...

Taehyung

Gerginim... Çok gerginim... Neden böyle bişey teklif ettiğimi ve bana aşık olan adama daha doğrusu benim arkadaşım olarak gördüğüm insana neden bu kadar çabuk kendimi teslim ettiğimi sorguluyordum. Ehh anasını haa zaten zaman çok hızlı geçiyordu. Ne giyceğime kendim karar veremeyeceğim için Jimin'i aramayı düşünmüştüm. Sonradan çenesini tutamayıp Jungkook'a söyler diye Yoongi'den yardım almıştım. Aslında pek de faydası olmamıştı ama neysee... Evet kapısının önüne varmıştım artık. Geri dönemezdim çünkü kapının önünde beklediği için beni görmüştü. Yüzüne tatlı bi tebessüm yerleştirip bana el salladı. Ahh Jungkook ne yaptın bana neden bu kadar savunmasız kaldım ki ben şimdi...

no problems Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt