3

49.6K 4.1K 7.5K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Bir günde ikinci bölümle işte geldim buradayım jejwjjsj Hazır yazma havam ve ilhamım varken yazayım dedim, eh malum ben taslak tutma özürlüsüyüm o yüzden de yazdığım gibi paylaşıyorumm. Bir kaptırmışım kendimi, bölümler her geçen bölümde daha bir uzuyor, bu bölüm şu ana kadar yazdığım en uzun bölüm oldu bu fic için.:')

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Tam kapıyı açıp dışarıya çıkmak için hamle yapacağım sırada derin sesi kulaklarımı doldurdu.

"Artık çok sık göreceksin Jeon Jungkook." dediğinde kaşlarım çatıldı. Sözleri duraksamamı sağlamıştı.

Kapıyı tutmaya devam ederken, hafifçe yana döndüm ve omzumun üzerinden başımı çevirerek ona baktım.

Dudaklarımın arasında unuttuğum sigara genzimi sızlatmaya başladığı evrede parmaklarımın arasına aldım.

"Öğrenci misin cidden?" diye mırıldandığımda ellerini ceplerine tıkıştırarak dudaklarını büzdü. "Öğretmen gibi mi gözüküyorum?"

Soruma soruyla karşılık verdiğinde histerik bir şekilde güldüm. "Ne sikimsen, ilgilenmiyorum." diye homurdandım ve tek bir kelime daha etmesine izin vermeyerek aralık tuttuğum kapıdan dışarıya fırladım.

*

"Ha seni dövmedi yani?"

"Ne dövecek yaa? Ben döverim onu hah!" Jimin hızlıca sağlam olup olmadığımı kontrol ederken onu itekleyerek sandalyeye oturmasını sağladım.

"Peşinizden geldim de beni bu lavuk korumalar geri göndertti. Yoksa seni dövecekleriyle tehdit ettiler beni, ben de mecburen kafetaryaya geri döndüm. "

"Sorun yok Jim, iyiyim ben endişe etme." dedim sandalyeye iyice yayılıp otururken ellerini telaşla oynatan Jimin'e gülümsedim.

"Ödüm koptu cidden yaaa, artistlene artistlene gittin bir de, adamın babası mafyaymış mafyaaa!"

İçtiğim suyu onun yüzüne püskürtmemek için güçlükle yutup elimle ağzımı kapattım. Siktir ne?!

"Ne demek mafya?"

"Bildiğimiz mafya işte, adamın ceketini yaktın, yetmiyormuş gibi kabadayılık tasladın. Korumalarla neden gezdiği belli oldu yani, ah ciddi anlamda kurusıkı falan değildir o silahları da eminim..." diye soluk almadan konuştuğunda su şişesini masaya bırakıp elimin tersiyle ağzımı sildim.

Boğazıma kaçan su nedeniyle sertçe yutkundum. Genzim yanmıştı. "Az önce rest çeker gibi konuştuğum herif... Mafyanın oğlu mu şimdi? Hah hayır yaa, sen nereden biliyorsun Tanrı aşkına, yoktur. Öyle değildir değildir bak, yanlış duymuşsundur sen."

Jimin uzanıp masanın altından ayağıma çok sert sayılmayacak bir tekme geçirdi. "Babamın yanına gittim senin hemen arkandan, durunamadım kafetaryada. Gidip ağzından biraz daha laf almaya çalıştım. Silahlarla okula girip gezen korumaları gördüğümü falan ispiyonladım, o da bana söylemek zorunda kaldı. Öğrenciymiş! Yeni gelen öğrenci ve babası mafya lideriymiş, kesinlikle bulaşma diye tembihledi beni." dedi ve duraksayıp bu kez uzanıp masanın üstüne yasladığım koluma vurduğunda gözlerimi kısarak ona dik dik baktım.

Hızla geri çekilip ellerini başının iki yanında havaya kaldırırken şirince sırıttı.

"Salak arkadaşım Jeon çoktan bulaştı baba diyemedim. Her neyse, belli ki bu yeni gelen öğrenci gangster gibi korumalarıyla dolanacak okulda. Sikeyim ya boka bastık, hep senin yüzünden. Çocuğu ne zaman görsen başını çevir yanından geç git bak ciddi anlamda bulaşmamamız lazım, götümüzden vururlar bunlar bizim!"

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Where stories live. Discover now