1.1

315 14 6
                                    

Ve sonunda beklenen an geldi. |Zil çaldı|

Evet yaklaşık 40 dakikadır bu anı bekliyordum. Sonunda Zil çalmış ve işkencem bitmişti.

Kafamı sıramdan kaldırdım ve yavaş hareketlerle sıramdan kalktım.
Çantamı da alarak sınıfın kapısına doğru ilerledim.
Herkes büyük bir gürültüyle sınıfı boşaltrken aralarında ezildiğimi hissediyorum. Bu kadar neşe,mutluluk bana
fazlaydı. Ruhum sıkılırken okulun kapısındandışarı çıkmamla
derin bir nefes aldım ve kalabalıktan uzaklaştım.
Kalabalıktan oldum olası nefret ederdim. Kalabalıktan,mutlu olanlardan, gürültüden, ailemden...Daha sayamadığım
bir sürü şeyden. Asosyaldim çünkü kimseyle konuşmazdım.
En yakın arkadaşım her zaman yatağım, kitaplarım ve müziktir.

Adımlarımı çok yavaş atmaya özen göstererek
kaldırımda yürüyorum. Neden mi? Dünyadaki
cehennemim olan evime varmak istemiyorum.
Kulağımda kulaklığım var ama hiçbir şey dinlemiyorum.
Kulağıma gelen gürültüleri umursamamaya
çalışsam da duyuyordum işte. Gözlerimi kısarak
koşu sahasının merdivenlerinden başlayarak sahanın
bir ucunda toplanan insanlar takıldı gözüm.
Merak ederek onlara doğru ilerledim.
Ortada bir açık alan vardı. İki kişi savunma pozisyonuna
geçmişti ve etraftakilerde onlara dövüşmesi için
gaz veriyorlardı. Çocuklardan biri gözüme takıldı.
Bu bizim sınıftan Yamamoto Takuya'ydı. Ağacın birinin arkasına geçerek ne olacağını izlemeye başladım.

İkili tam birbirine dalacağı sırada ortalardan bir çocuk ayağa kalktı.

"Durun!" diyerek bütün dikkatleri üzerine çekti. Sesi tanıdıktı ama yüzünü görmediğim için çıkarmamıştım.

"Hep aynı şeyi görmekten sıkılmadınız mı?"

Çocuk merdivenleri teker yeker inerken aynı zamanda konuşmaya devam etti.

"Peki şuna ne dersiniz? Köleye karşı lider?"

Çocuk ona arkası dönük olan kişiye bakarak
sözlerine devam etti:

"Kiyomasa abi sana meydan okuyorum"

Kalabalıktan büyük bir uğultu yükselirken kiyomasa
adındaki kişi ayağa kalkıp çocuğa döndü. Bakışları hiç hayra alemet değil gibiydi.

"Ne diyor lan bok parçası?"

Çocuk ondan yaşça küçük olduğunu bildiği halde ona meydan okumuştu. Kiyomasa denen herif çocuğa küçümser bir bakış attı.

"Takemichi yapma!"

Yamamoto gözlerindeki endişeyle takemichi ye bakıyordu ben ise olayı anlamamıştım.

"Tamam takemichi"

Büyük tezahüratlar eşliğinde ikili ortadaki açık alana çıktı.

"Kiyomasa işini bitir!!"

"İçinden geç kiyomasa!!"

"Lidere baş kaldırmasının bedelini ödet"

İğrenç insanların sözlerini duymamaya çalışarak ikilliye odaklandım.

"Canını alacağım takemichi"

-------

Son yumrukla 'işini bitir kiyomasa' şeklindeki tezahüratlar artarken kiyomasa yerde yatan takemichi ye bakarak:

"Sopamı getirin" , demesiyle içim acıdı. Sopa mi ne kadar adilce bı kapışma öyle değil mi? Takemichi yerden kalkmadan yüz üstü yattı.

"Özür dilerim"

Zorla çıktığı belli olan kelimeler bu oyuna daha fazla katlanamayacağım son noktaydı.

"Takemichi neden özür diliyorsun?"

Herkesin gözü direk olarak bana çevrilirken kendimi
kötü hissetsemde belli etmeyerek direkt olarak takemichi ye
baktım. Yüzü yara bere içindeydi. Bu hali bana kendimi hatırlatmıştı. Kalabalığı yararak onlara doğru ilerledim.

"Buda kim böyle?"

"2. Sınıflardan Yuri Yamashita, okulun en sessiz kızı. Şimdiye kadar kimseyle arkadaşlık kurmamış. Sesini duyan cennetlik heağmna?"

"Vay anasını"

Takamichi'nin yanına geldiğimde kolunun altına girerek onu ayağa kaldırdım. Evet bunu yaptım neden bilmiyorum ama bunu yaptım. Ben birine dokundum isteyerek. Şuan dayak yemenin korkusu ve birine dokunmuş olamanin rahatsızlığıyla Kiyomasa'ya baktım. Evet sıçtığımın resmi. Şuan ne yapacağımı bilmiyorum. Filmlerdeki havalı sessiz çocuk değilim ben. Dövüşmeyi bırakın elimi yumruk yapıp sıkamam bile o kadar.

"Yuri Yamashita! Ne yaptığını sanıyorsun?!"

Onu duymazdan gelerek Takemichi'ye baktım. Gerçekten kötü benzetmişti Kiyomasa şerefsizi.

"İyi misin Takemichi?"

Kanlı kaşını kaldırarak bana baktı.

"Beni bırak Yuri eğer kaçmaya devam edersem hiçbir şey değişmeyecek. Ben hala pes etmedim."

"Sus Takemichi."

Takemichi'yi kolundan kendime yaslayarak götüreceğim sırada kafama gelen sopa darbesiyle ikimiz beraber yere kapaklandık.
Acı ile ensemi tuttuğumda sıcak kanın elime değmesiyle canımın gerçekten yandığının farkına vardım.

"Yoluma çıkmayacaktın sokak faresi. Şimdi ikinizi bir geberteceğim."

Kiyomasa yerde yatan ben ve Takemichi'ye doğru yaklaşırken kafam gitmeye başlamıştı. Büyük ihtimal bayılacaktım. Son gücümle ayağa kalkıp Takemichi'nin önüne geçip kollarımı iki yana açtım. Bunu neden yaptığımı sorgulamayın. Bende bilmiyorum.

"Ona dokunmana izin vermeyeceğim Kiyomasa!"

Beni deli skmis amk. Daha çocuğu tanımıyorum. Sadece adını biliyorum. Ve sadece adını bildiğim bı çocuk için kendimi feda ediyorum. Evet bravo bana. Alkış seslerini duyamıyorum. Heh oldu şimdi.

"Senden izin isteyen yok kıçımın kenarı"

Sopayı havaya kaldırıp tekrar vuracağı sırada gözlerimi sımsıkı kapatıp sopanın ağırlığını hissettim. Kaşımdan akan sıcak sıvı ağzıma dolarken demir tadından kan olduğunu anladım. Ölüyorum galiba. Son gücümle tekrar ayağa kalkıp Takemichi'nin önüne geçtim. Gözlerim kararıyor ağzımdaki demir tadı kendini daha çok belli ediyordu. Zar zor dudaklarımı araladım:

"Ona d-dokunmayacaksın"

Yüzündeki o iğrenç sırıtış yerini alırken sopasını tekrar havaya kaldırdı. Bu sefer gözlerimi açmamak üzere kapatıyordum ki bir ses duyuldu.

"Kiyomasa"

Herkes sesin sahibini görünce yarı eğilir pozisyona gelip sanki anlaşmış gibi 'Hoşgeldiniz reisim' dediler. Ben Kiyomasa'nın arkasında olduğum için görmemiştim gelenleri. Saygı duyulan birisiydi demekki.

"Hoşgel-"

Kiyomasa sözünü tamamlayamadan iki büklüm yere çöktü.
Sonunda haşmetli sesin sahibini görmüştüm. Hangisi bilmiyorum ama iki kişi bize doğru yaklaşırken kendimi git gide kaybediyordum. Her an bayılmam an meselesiydi. Sarı saçlarını en üstünden arkaya doğru bağlamış olan çocuk bana yaklaştı. Arkasındaki deve ise ayağını Kiyomasa'dan çekerek sarı saçlı olanı takip etti. Aslında ikisi de sarı saçlıydı. Yüzlerini bulanık hatta yavaştan görmüyordum bile.

"Adın ne senin?"

Diğerine göre kısa olan bana birşeyler söylerken gözlerim kapanmış kendimi bırakmıştım. Sesler yavaşlamıştı. Evet korktuğum olmuştu.

Bayılmıştım,harika.

İlk kitabım ilk bölümüm,
Acemice yazdım kusura bakmayın.

Sevgilerle~sue

S̴A̴Y̴A̴N̴O̴R̴A̴~m̴i̴k̴e̴y̴ (Hikaye Devam Etmiyor)Kde žijí příběhy. Začni objevovat