Final - Kısım I: Gerçek Yalanlar

2K 148 20
                                    

Hayat değiştiren kararların gece alınacağını, yaşadığım yıllar fazla uzun olmasa bile öğrenmiştim çok önceden. Sizi paramparça etmiş, etmeye devam eden anılar gece aklınıza gelirdi ya da bir gecede doğardınız yeniden. Nedenini bilmezdi pek çoğu.

Ben biliyordum.

Sessizdi gece. Issız, karanlık. Gündüzün kalabalığında yitip giden tüm düşler, tüm düşünceler gecenin serinliğinde yavaşça ortaya çıkardı. Cinayetlerin çoğu gece işlenirdi örneğin. Aşklar geceleri itiraf edilir, çiftler geceleri ayrılırdı. Öfke, keder, heyecan, sevinç, yalnızlık, çılgınlık...Gece, içimizde yaşanan her anıyı, her duyguyu perde perde ortaya seren şeydi.

İşte bu yüzden, tüm gece düşündüm.

Geçmiş ve geleceğin ortasında bir ağaç, o ağacın gölgesinde oturan ben...Gitmek ve kalmanın arasında sıkışmış, sıkıştığı yerden ne kadar kurtulmaya çalışsırsa çalışsın başarılı olamayan, kendisine uzanan bir el bile bulamayan ben...

Neydi doğru olan? Her daim gerçeği söylemek miydi yoksa hiç var olmamış bir ilişkiyi sonlandırmak mı?

Susmak ya da susmamak. İşte tüm mesele, buydu.*

Sessiz kalmak, son bulmaktı. Konuşmak, geçmişte kalması için çabalanan her anıyı yeniden yaşamak. Tüm korkularım, acılarım, o derin yalnızlığım...Levent'e gerçek benliğimi, geçmişimi, Karmen Alatlı'nın karanlık yüzünü göstermek, neyi değiştirecekti ki?

Hiç. Cevap, beni de içine alacakmış gibi hissettiğim o koca hiçlikti.

Çok sevdiğim bir şiirin dizelerinde yazdım sonumuzu.

ay ışığına batmış
karabiber ağaçları
gümüş tozu

Her şeyin başladığı o yere doğru adım adım ilerlerken, topuk seslerim sokaktaki insanların gürültüsüne karışıyordu. Canlıydı şehir. Oysa ben, bir ölünün cenazesini taşıyordum içimde.

gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
yaseminler unutulmuş
tedirgin gülümser

Bir adım daha, iki adım, üç adım...Her adımla biraz daha kendi içime saklandım.

çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var

Ve durdum.

çünkü ayrılık da sevdâya dahil

O sokak lambasının hemen altında, yalnız bir şekilde, belki umutla bekleyen o adamı gördüm. Alnına dökülen, bir kez bile elimi uzatmaya cesaret edemediğim saçlarına dokundum uzaktan. Şimdi göremesem de bana huzur veren yeşil gözlerinde soluklandım.

çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

Aklımda satır satır beliren o şiirin bir mısrası döküldü dilimden, gecenin karanlığında bir ışığı mesken edinmiş o adama bakarken. "Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili."

hiçbir anı tek başına yaşayamazlar

Saatine baktı çatık kaşlarla. Bekliyordu, beklemesine ama dönülmez bir gecenin başlangıcında olduğumuzu bilmiyordu henüz.

her an ötekisiyle birlikte

Canım yandı, canı yanacak diye.

her şey onunla ilgili

Başını kaldırdığında beni gördü. Metrelerce mesafeden gözlerindeki bekleyişi tanıdım.

telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
gittikçe genişleyen
yakılmış ot kokusu

EvimWhere stories live. Discover now