Tamam

273 9 0
                                    

Multimedia: William

Sabah uyandığımda işlerin hiç de iyi gitmeyeceğini biliyordum.Yavaşça hazırlanıp kahvaltı bile yapmadan ayakkabılarıma yöneldim.
"heyy günaydın, kahvaltı?"diyen Başak a aldırmadan evden çıktım.
Arabaya atlayıp kendimi okula attım.Bugün 6 saat dersim var ve uğraşmam gereken bir abi ve bir de nişanlım var.Çok tatlı değil mi?
Okuldan çıkınca telefonum çaldı, arayan Elizabeth di.Durum yoklaması yapacak kesin
"efendim"
"Funda"
"efendim Elizabeth"
"emir ile konuştun?"
"ıı şey evet.Ama kesin bir cevap vermedi"
"kabul etti yani"
"tamamen değil."
"anlamıyor ben "
"şöyle yapalım.ben abim ile konuşup seni arayayım"
"okey."dedi ve kapadı.Bu iş hiç hoşuma gitmiyor ancak Elizabeth ın dediği geliyor hep aklıma 'sizin bir şansınız var' demişti.Gerçekten de benim, bizim bir şansımız daha var.Beklememiz gereken sadece 2 yıl.
Biran önce harekete geçmeliyim.Arabaya atlayıp sakin bir yere gittim.İşte işin sonuna geldik demek.Evet Gökhan benim çocukluk aşkım, yıllar süren platonik sevgilim ve şimdi hayallerimde ki gibi nişanlım.Ancak biri bana ailen mi Gökhan mı dese bu sorunun cevabı da belli.Kimse bana seçme şansı tanımamalı.Yan koltuktan telefonumu elime aldım.Derin bir nefes verdim.Evet ya bugün ya da hiç
"Alo Gökhan konuşmamız lazım"
"canım ben seni 1 saat sonra falan arasam"
"hayır Gökhan acil"
"tamam unutma diyeceğini arayacağım"
"Gökhan nişanı bozmaya karar verdim"
"dur dur bir saniye.Sen ne diyorsun"
"Gökhan ben yapamayacağım"
"Funda iyi misin?Be demek oluyor bu?"
"yapamıyorum anla.Bitti artık.Arama beni"
"Funda"dedi Gökhan ve ben telefon da daha fazla konuşamadım.Göz yaşları eşliğinde telefonu kapadım.Nasıl yaptım bunu?Nasıl da üzüldü kim bilir?Lanet olsun ki şuan Dünya da ki en kötü kalpli insanımdır herhalde...
Saatler sonra telefonumun çalması ile başımı direksiyondan kaldırdım.Göz yaşlarımı elimin tersi ile silip elime telefonu aldım.Arayan Başak.Açmak ve açmamak arası gidip geldim.Elimde telefon arabadan indim.Etraf kararmıştı.Kaç saat geçti acaba bu konuşmanın üstünden derken telefon sustu.Ekrandan saate bakınca saatin 21:47 olduğunu gördüm.Okuldan saat 15:15 de çıkmıştım.Baya geç olmuş.Telefon yine ısrarla çalmaya başladı.Başak arıyordu.Kafamı toplayıp arabaya bindim.Nasılsa eve gidiyorum, telefonu yan koltuğa koydum.Evin sokağının köşesini dönerken Başak da 7. aramasını gerçekleştiriyordu.Evin önüne yaklaşınca Gökhan ın arabasını gördüm.İnanmıyorum buraya gelmiş.Başak yine aradı.Arabayı durdurup telefonu açtım
"Alo"
"Funda nerdesin sen "
"noldu"
"şey merak ettim, neredesin? "
"neden soruyorsun ki bişey mi lazım eve gelirken almam için?"
"yoo hayır.Biz yani ben kızlarla çok merak ettim ettik"
"Başak telefonu Gökhan a ver"
"Ne Gökhan ı?Aaa dur bir saniye veriyorum, Funda nerdesin konuşmamız lazım böyle telefon da olmaz"
"Gökhan çık o evden.Lütfen işleri zora sokma."
"nerdesin geleyim Konuşalım"
"konuşulacak birşey yok.Git nolur"dedim ve arabanın sol tarafında Gökhan belirdi.Allah ım işler bu kadar zor mu olmalı?Telefonu kapattı ve yaklaşıp kapıyı açtı
"lütfen Funda.Bu kadarını hak ettim değil mi?"dedi ve elini benden tarafa uzattı.Elini tutmadan arabadan indim.Şimdi O gözlere bakarak nasıl yaparım bu vedayı?
"Gel bin arabaya.Bir yerlere gidip konuşalım.Eminim halledilmeyecek birşey değil"
"Gökhan "
"lütfen Funda."dedi ve arkamı dönüp arabadan çantamı ve anahtarları alıp indim.Gökhan ın yüzüne bile bakmadan onun arabasına bindim.
"yemek yedin mi?"
"hayır"
"tam da tahmin ettiğim gibi "dedi ve güzel bir restoranda geldik.Onu kırmadan bu işi bitirmelisin Funda.Restorana girip boş bir masaya oturduk.Garson şiparişleri isteyince birşey istemediğimi söylesem de Gökhan kendince sipariş verdi.Yemek gelince iştah ile yemeye başladı.Bense daha çatal bıçak bile oynatmadım.Gökhan yemeğinden bir parça daha alıp konuştu
"yesene"
"istemiyorum, sen yemeğini bitir ve konuşup gidelim"
"o zaman bu yemek bu akşam hayli uzayacak "dedi ve yemeğe devam etti.İş dayanılmaz bir noktaya geliyordu artık.Biran önce bitmeli işkence.Birden Gökhan ın önündeki tabağı masanın ortasına çektim.Elinde çatal ve bıçak ile kalan Gökhan bu duruma şaşırdı tabi haliyle
"bence artık konuşmak gerek"dedim.Sıkıntı ile ağzını sildi
"bak Funda, konu nasıl bu noktaya geldi bilmiyorum.Daha bir iki hafta önce nişanımız oldu bizim"
"Gökhan senden birşey isteyeceğim ve sende bana olan sevgi ve saygından dolayı bunu kabul edeceksin, tamam mı? "
"...."
"tamam mı?"
"seni dinliyorum "
"şimdi buradan kalkıp gidicem ben.Sen de güzelce yemeğini yiyip gideceksin.Beni sakın ama sakın durdurmaya çalışma.Bu seninle belki son karşılaşmamız olmaz hem.kim bilir 2 yıl sonra belki...Neyse bu yüzüğü lütfen kabul et ve bittiğini anla.Daha fazlası yok.Şunu bil ki sen çok iyi bir insansın, bencil olan benim.Kendine iyi bak"dedim ve ayağa kalktım.Yüzüğü çıkarıp masaya koydum.Hala şaşkındı.Ayağa kalkmaya başlayınca
"hayır bir anlaşma yaptık."dedim ve Gökhan ellerini yumruk yapıp masaya vurdu.İnsanlar kısa bir süre dönüp bize baktı
"bunu sadece sana olan saygımdan yapıyorum.Ancak sende şunu bil eğer bu kapıdan çıkıp g iş dersen hani dedin ya belki 2 yıl sonra haah işte belki diye birşey olmaz.Bir daha yüzümü göremezsin, bir daha sen ve ben, biz olamayız!"dedi tam da gözlerimin içine bakarak.
"seni gerçekten çok sevdim bunu bil yeter"dedim ve arkama bakmadan restorandan çıktım.
Taksideyken artık göz yaşlarıma mukayyet olamıyordum.Artık biz diye de birşey olmayacaktı.Ben kendi ellerim, seçimlerim ile bunu yaptım.
Eve gelince kızlara birşey demeden kendimi odaya attım.Kapıyı arkadan kilitleyip gece boyu delicesine ağladım.Yıllardır emek verdiğim, sevdiğim adam ile olan ilişkim nasıl bu kadar kolay bitti.Kolay mıydı ki?Yoo hiçte kolay degildi, Gökhan ın o son sözleri yüreğime oturdu kaldı, hele bakışları yüreğime dayanılmaz şeyler yaşattı..Öyle sanıldığı gibi kolay olmadı hemde hiç olmadı.

FEDAİWhere stories live. Discover now