GÖKHAN

334 10 2
                                    

Multimedia: Elizabeth

Abim ve Elizabeth yüzüme bakarken çaresizdim.Nasıl evet diyebilirim onlara?Ya benim hayatım ne olacak?Daha saatler önce yüzük taktığım adam, ona ne olacak?Ben Gökhan ı çocukluğumdan beri seviyorum şimdi...
Tam ağzımı açacağım sırada odaya Gökhan girdi.Abimin de odada olmasına şaşırmıştı.
"şey ben Funda ya bakmak istemiştim.Hoşgeldin abi"dedi ve abime elini uzattı.Abim ayağa kalktı ve bana kısa bir bakış atıp Gökhan ın elini sıktı
"biz çıkalım artık"dedi ve öylece çıkıp gitti odadan.Bense sadece arkasından bakmakla yetindim
"Funda bişey yok değil mi?" dedi Gökhan ben abimin arkasından kapıya bakarken.
"Funda?" diye yineleyince
"ha yok, yok canım birşey."
"abin peki neden burada, dışarıda değil?"dedi
"şey için burda şey beni tebrik etmek istemiş başbaşa olalım istemiş."dedim sonra da koluna girerek
"hadi çıkalım bizi beklerler şimdi annemleri de endişelendirmeyelim değil mi? "dedim ve onu. Sürüklereyerel odadan çıkardım.şimdi sustu ama kafasına yatmadı tabi benim dediklerim.Alana geldiğimizde abim yalnızdı.Elizabeth ortalıkta yoktu.Acaba neredeydi?Bütün bir gece akıl karışıklığı ile son buldu.Evlere geçerken beni Gökhan bıraktı.Yol boyunca ki suskunluğum onu rahatsız etti ancak ağzını açmadı.Eve geldiğimizde
"abin geldikten sonra bütün gece çok gariptin"dedi.Haklıydı ne olduysa o zaman oldu zaten
"yoruldum ya ondandır "dedin ve kapıyı açıp arabadan indim.Gökhan da arabadan inerek yanıma geldi
"anlat bana Funda bilmek istiyorum "
"gerçekden bir şey yok, güven bana "dedim Gökhan da ellerimden tutup gözlerini gözlerime dikerek
"ben zaten sana güveniyorum "dedi.Allah ım bu adamı nasıl bir bırakırım.
"şey ben artık eve girsem iyi olacak insanlar yanlış anlamasın "dedim bu büyülü anı bozarak.Gökhan da elini çekti ve
"ımm şey haklısın, tamam.Seninle yukarı kadar gelmemi ister misin? "
"yok ben hallederim.Sen de baya yoruldun, dinlen biraz"dedim
"tamam o zaman yarın konuşuruz, iyi geceler "
"konuşuruz.Sana da iyi geceler birde şey seni seviyorum "dedim bu son sözüm yüzünde muhteşem bir gülümsemeye sebep oldu
"bende seni seviyorum "dedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu.Bende ise buruk bir sevinç kaldı.Sonra da eve girdim.Eve geldiğimde annem ve babam mutfakta günün kritiğini yapıyordu onları hiç bozmadan odama geçtim.Abim ile odalarımız yanyanaydı.Odama girdiğimde abimin telefon ile konuştuğu duyuluyordu
"bilmiyorum Elizabeth "
....
"zaten bunu niye yaptım hiç bilmiyorum "
....
"evet ama sonuçta Onu da çok seviyor"
...
"nezaman peki?"
....
"seni geçirmeye geleceğim "
...
"neden?"
....
"pekala öyle olsun"
....
"birşey daha var Elizabeth."
...
"ne olursa olsun ben seni seviyorum bunu unutma olur mu?"dedi ve sonra sesler kesildi.Allah ım bu nasıl bir araf?Benim mutluluğum abimin mutsuzluğu, abimin mutluluğu benim mutsuzluğum olacak.Hangisi daha zor?Bu düşüncelerde iken kapı çaldı ve annem geldi
"geldin mi kızım?"
"geldim anne"
"dur yardım edeyim de çıkar üstündekini"dedi annem ve nişanlığımı beraber çıkardık.
"biraz dinlensen iyi olacak yoruldun tabi sende"dedi annem odadan çıkarken
"tamam annecim "dedim ve yatağıma girdim bende.Ama bir türlü uykum gelmedi.Aklımda hep gelin odasında ki sahne.Nasıl evet derim abime?Ya peki abime ne olacak?Bu sorular içinde odam da dar geldi bana.Bir bardak su içmek belki içimde ki yangını hafifletir diye mutfağa gitmeye karar verdim.Mutfağa gidip bir bardak su aldım.İyi gelmişti gerçekten.Daha sonra odama gitmek için hareket ettiğimde abimin odasının ışığının açık olduğunu gördüm.Benim yüzümden uyuyamıyor.Yavaşça kapıyı tıkladım ve içeri başımı uzattım
"gelebilir miyim?"dedim.Abim o sırada yatağına oturmuş sigara içiyordu, canı gerçekten sıkkın.Bana cevap vermedi ama ben yinede içeri girdim.Oda havasızdı dumandan.Önce pencereyi açtım sonra da çalışma masasından bir sandalye çekip karşısına oturdum
"özür dilerim"dedim titrek bir sesle.Abim sigarasını bırakıp dirsekleri bacaklarına konmuş ve elleri birbirine yapışık bir şekilde derin bir nefes aldı
"ben özür dilerim asıl yani senin mutluluğunu çalmak gibi birşey olacaktı bu zaten"dedi.Ahh ne yapacağım ben!
"pek öyle değil ya aslında hiç de değil.Abi.Üzülme ne olur.Bunun başka yolu yok mu?"dedim ve ellerini tuttum.Abim başı yere eğik bir şekilde olumsuzca başını salladı
"Elizabeth nerede?"dedim biran da.Nerden geldi şimdi O aklıma?
"otelde"
"nişanın yapıldığı otel mi?"
"evet ortada pek seçenek yoktu."
"anladım"dedim ve abim cevap vermedi.Bu işin başka yolu gerçekten yok mu?
"şey ben gideyim o zaman"
"..." Cevap yoktu yine
"başka yapabileceğim birşey var mı? " dedim.Nerden dediysem bunu.Aptal kafam aptal!
Abim haklı olarak hemen başını kaldırdı sözlerim sonucunda ve acı bir gülümseme yolladı bana.Utancımdan yüzüm kıpkırmızı olarak odama gittim.
Sabah uyandığımda direk mutfağa gittim.Annem masayı kuruyor babam da televizyon da haberleri izliyordu.
"günaydın" diyerek önce annemi sonra da babamı öptüm.Annem masayı kurma işlemini üstlendiği için bende
"ben abimi kaldırayım"diye atıldım
"abin gitti kızım"dedi annem çayları doldururken.Dünyam yıkıldı.Bana veda etmeden mi?
"işleri varmış zaten bir gecelik gelmiş"dedi annem yüzümün düştüğünü görünce.
"bana birşey dedi mi peki?" dedim masaya otururken
"tebrik etti tekrardan bide başka ne demişti şey hatırlamıyorum Funda zaten uyanınca çantasını hazırlamış çıkarken buldum onu"dedi annem tabağını doldururken.Daha da üsteleyemedim bende.İştahım kaçtı biranda.Pek fazla yiyemeden masadan kalktım.En yakın arkadaşım, sırdaşım, kardeşim artık bana en uzak kişi oluyordu ve ben de buna 'dur' diyemiyorum.Odama gidip üzerime allel ade bişeyler alıp annemlere seslendim
"ben biraz hava alacağım"dedim ve kapıdan çıktım.Nereye gideceğim sanki?Otoparkdan çıkarken dalgınlıkla kaza yapıyordum.Allahtan ucuz atlattım.Sonra sahile gitmeye karar verdim.
Aklım dalgın bir şekildeyken denizi izlerken birden telefonum çaldı.Arayan tanıdık değildi ve yabancı bir numaraydı.Klasik para tuzakları olduğunu düşünüp açmadım.Telefonu tekrar çantama atarken yine ısrarla çalmaya başladı.
"ama yeter yaa!" diye telefonu açtım.
"Funda"dedi tanıdık bir ses.
"tanıyamadım"dedim birden
"şey haklısın kendimi tanıtmadı ben.Elizabeth ben"dedi karşı ses
"aaa şey çok özür dilerim tanıyamadım"dedim utanç dolu bir sesle
"yok problem değil.Ben sen konuşmak istedi"
"tabi çok iyi yapmışsın"
"şey önce özür diler ben.Senden istedik şey için"
"anlıyorum"
"yok gerçek özür diler ben.Ama sen anla bizi.Biz sevdik hem de çok"
"evet anlıyorum"
"yok anlayamaz sen.Biz yıllar sevdik birbirimizi.En son geldik dedik evlenelim.Benim büyük anne izin yok dedi"
"evet"
"sonra ben yalvardı çok.Dedi o zaman emir kız kardeş evlenecek William"
"ben nişanlıyım artık"
"evet biliyor ben."
"Elizabeth, abim benim için çok önemli bir insan.Bu Dünya da onun üstüne değerli biri yok öncelikle bunu bil.Sonra da ben şey yani ben Gökhan ı, nişanlımı nasıl bırakırım.Anla beni sende."
"yok anlıyor ben seni.Ancak istedi ben senle kadın kadın konuşmak.Evet William da sen gibi istemiyor.Ben ikna etti ama.Büyük anne bizi ayırmak istedi ondan yaptı böyle.Sen dile beni şimdi.Anlaşma yapacak siz biz.Biz evli olacak yıllar ama siz evli olacak 2 yıl.William dedi ben böyle olur o dedi o zaman olur.Şimdi diyor ben olur 2 yıl sen ne diyor?"
"Elizabeth"
"Bak 2 yıl geçecek arkadaş gibi sonra Türkiye gelecek sen.Sonra istedi evlenmek sen Gökhan yada başka biri"
"şey ben.Elizabeth anla nolur."
"dur verme cevap hemen.Düşün.Sonra gece olur sabah olur akşam olur ara beni.Cevap olumlu olumsuz yine ara."
"pekala"
"ve kapatacak şimdi ben ama şunu aklına getir olur?Sen ne sevdi O adamı bilmemek ben ama ben bilmek biz çok sevdik hemde çok.Bunu bilmek sen sonra aramak"
"tamam arayacağım seni"dedim ve telefon kapandı.Demek 2 yıl.Off Allah ım!Deniz kenarında ne kadar kaldım kaç çay kaç kahve içtim bilmiyorum.Ancak artık ruhum iyice daraldı düşünmekten.Hesabı ödeyip arabaya bindim.2 yıl...Peki Gökhan.Ona bu durumu nasıl açıklarım?Kendimi eve nasıl attım nasıl odama geldim bilmiyorum.Aklım Elizabeth ile olan konuşmamızdaydı.Abim ve Gökhan arasında gidip geldim uzun saatler.Artık saat geç oldu.Karar verme zamanım yaklaştı.Gün içinde Gökhan da aradı ama konuşmak gelmedi içimden.Parmağımda takılı olan yüzük sanki boynumdaydı.Ruhum daraldıkça daraldı.'ayy yeter' diye telefonu elime aldım.'ne olacaksa olsun artık.Kimse abimden daha değerli değil.Gerekirse mutsuz olurum gerekirse hergün ağlarım ama karşımda kimse üzülmesin yeter"
"Elizabeth"
"Funda"
"ben kararımı verdim"
"dinliyor ben"
"sizin dediğiniz olsun, kabul ediyorum ama sadece 2 yıl ve bundan sadece sen ben abim kardeşin ve büyük annenin haberi olacak.Kimse bu oyunu bilmeyecek.Anlaştık mı?"
"tabi tabi okey.Ben mutlu şimdi.İzin verir sen ben aramak Emir?"
"tamam"dedim ve telefonu kapadım.Naptın ben?Biranda düşündüm ve uyguladım.Ne hissediyorum?Boşluk, koca bir boşluk var içimde.Şimdi Gökhan ı nasıl aşacağım onu düşünme vakti...

Yorumlarınızı bekliyorum :)

FEDAİTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon