1. Bölüm: Sevdiğim Allah Belanı Versin

2.9K 88 16
                                    

Beşiktaş Fenerbahçe derbisinin olduğu bir gündü. İstanbul'da herkesin gitmek için beklediği o derbi... Arya erkek arkadaşını zor da olsa ikna etmişti derbi maçına gitmeye. Çünkü erkek arkadaşı ne Fenerliydi ne de Beşiktaşlı. Genç adam her ne kadar futbolla ilgilenmese de içten içe Galatasaray'ı tutuyordu. Arya bu durumu her ne kadar değiştirmeye çalışmış da olsa bir türlü başaramamıştı.

"Maçtan önce bir şeyler içmeye gidelim diyorum sence nasıl olur?" Telefonu omzumla kafama bastırırken bir yandan da hazırlanmaya çalışıyordum dolaptan gözüme kestirdiğim bol açık mavi pantolonu çıkarırken bir yandan saate bakmak için kafamı duvara doğru çevirdim. Daha bolca vaktim olduğunu görünce hemen cevap verdim. "Bana uyar." Pantolonu hızlıca üzerime geçirmeye çalışırken zıplamaya başlamıştım. "pekala o halde seni yarım saate alırım hazırlan." "Tamamdır görüşürüz seni sevi-" telefonun kapandığını haber veren sesle telefonu elime aldım muhtemelen bir an önce hazırlanmak istiyordu. Umursamadan telefonu yatağın üstüne fırlattım.

Aynanın önüne geçip parlatıcı sürdüm.
Makyaj yapamazdım çünkü hava yağmurluydu. Hızlıca üzerime siyah uzun kollu bir tişört giydim çünkü bu havada eğer formayı direkt olarak giyseydim üşümekten tezahürat bile yapamazdım. Dolabımdan siyah rosier formamı çıkarıp hızlıca üstüme geçirdim.

Son bir defa aynanın karşısına geçtiğimde kendi kendime Beşiktaş marşı söylüyordum. Futboldan anlamayan insanlar bu halimi garipseyebilirdi ancak futbol benim için oldukça önemliydi lise yıllarında okul takımında oynamaya başlamıştım. İzmirde oturduğumuz için Altay'ın altyapısına bile girmiştim. Ancak bir süre önce İstanbul'a taşınmam gerekti ve hemen öncesinde geçirdiğim sakatlıktan dolayı da futbola yeniden başlayamamıştım. Ancak nerdeyse her gün antrenman yapıp formdan düşmemek için elimden geleni yapıyordum. En büyük hayalim Beşiktaş'ta oynamak. Kim bilir belki bir gün...

Korna sesi duymamla anahtarlarını alıp evden çıktım. Bahçe kapısını da kilitleyip arabaya doğru ilerledim. Erkek arkadaşım Deniz arabanın içinde rllerini klimaya uzatmış öylece bekliyordu. Hızlıca arabaya bindim. Binmemle hemen hareket ettik ondan hiç ses çıkmıyordu. Tuhaf bir sessizlik hakimyetini kurmuştu. O herhangi bi şey söylemediği için ben de söyleme gereği duymadım ve derin bir sessizlik içinde Beşiktaş'a varmıştık.

Arabayı park edince hızlıca arabadan indim. Bir anda soğuk sarmalamıştı bu his hoşuma gidiyordu. Daha sonra bir şeyler içmek için yürümeye başladık. Benim favori mekanıma gelmiştik. Burası tüm çarşı taraftarının toplandığı bir yerdi. Her yer siyah beyazdı.tıpkı yaşantılarımız gibi. Hepimizin anlatabileceği siyah beyaz hikayeleri vardı. Biz burada bir aileydik ve Beşiktaş da bizim yuvamız.

Hava buz gibi olmasına rağmen açık bir mekanda oturuyorduk. Hemen sıcak birer kahve söyledik içimizin ısınması için. Deniz in yüzüne bakıyordum bir an için göz göze geldik ancak gözlerini benden ısrarla kaçırıyordu. "Bir sorun mu var çok sessizsin." Kahvemden bir yudum aldım gelecek olan cevabı beklerken. "Arya sana karşı dürüst olmam gerekiyor ve açıkçası lafı dolandırmak da istemiyorum. Seninle pek çok güzel anımız oldu birlikte güldük eğlendik. Hayatlarımızı paylaştık. Sana aşıktım ben... Ya da aşık olduğumu sanmıştım." Ne dediğine bir anlam veremden öylece yüzüne bakmaya devam ediyordum. Artık beni sevmediğini mi söylüyordu? Yoksa en başından beri kendimizi kandırdığımızı mı? Hangisi daha kötü karar vermekte zorlanıyordum. "Tam olarak ne demeye çalışıyorsun" yağmur atıştırmaya başlamıştı. Düşen bir kaç damlayla kafamı gökyüzüne çevirdim. Aklımdan geçen tek şey bir anda yağmurlu bir günde marşı olmuştu. Bir an için gülümsedim. Bu marşı oldukça severdim.

Gülümsediğimi gören Deniz daha fazla dayanamadı ve sesi olması gerekenden bir tık daha yüksekti. Hatta belki de bir tıktan iki tık daha fazla "Sana aşık olduğumu sanmıştım ama fark ediyorum ki artık sana karşı hiç bir duygum kalmadı seni daha fazla oyalamak da istemiyorum anla artık." Yüksek çıkan sesi yüzünden tüm çarşı adeta bize odaklanmıştı. "Ne yani benden ayrılıyor musun bu kadar basit mi?" Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Bak artık hayatımda başka birisi var. Bunu sana söylemek benim için ne kadar zor sana anlatamam. Ama artık hayatımda sana daha fazla yer yok." Bir anda sinirle ayağa fırlamıştım. " Ne yani beni aldattın mı gerçekten mi bu kadar mıydı?" O da ayağa kalktı benim gibi " üzgünüm artık sana aşık değilim"

Bu sözler beni incitmişti, aldatılmam beni incitmişti. Gözlerimdeki yaşlar yağmur damlalarına karışıp yanaklarımdan süzülürken zorla da olsa konuştum. "Bana aşktan bahsetme." Doğrudan gözlerinin içine baktım "Sen aşktan ne anlarsın..." bu sözlerim üzerine daha fala durmadı ve kalkıp kafeden ayrıldı.

Olduğum yere geri oturdum taraftar etrafımda toplanmış moral vermeye çalışıyordu. Kahvemi içtim gözlerimdeki yaşları sildim. Hep bir ağızdan sevdiğim allah belanı versin söylüyorduk. Taa ki maç saatine kadar.











Selamlarrr ilk defa futbolla ilgili bir kitap yazıyorum çok fanatik bir Taraftarım. Kitabın çok okunacağını sanmıyorum ancak en son umutlar ölmez mi? İşte bizimki de bir umut yazıyorum hikayeyi ilk bölüm fazlasıyla kasvetli oldu gibi ha? Eğlenceyi ilerleyen zamana saklıyorum :D

Bana Aşktan BahsetmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin