7. Geçmişin Yankısı

24 3 5
                                    


Sena Şener - Porselen Kalbim

Ahmet Kaya - Beni vur


Birileri vardı. Beni önemseyen, beni duyabilen, beni merak edebilen birileri vardı. Bu kafayı yediğim yerde, umudumu keseceğim yerde biri bana umut olmuştu. Biri beni o bataklıktan çıkarmak için el uzatmıştı.

Kaldığım o bataklıkta gözlerimin içine bakarak bana elini uzattı. Gözümden akan yaşla gülümsüyordum.

Elim hala Kerem’in elleri arasındayken gülümsüyordum.

Birileri vardı ve bana elini uzatmıştı. Beni gerçekten merak eden biri vardı. Berfu, bunun bana hissettirdiklerini bilse inanmazdı. Çünkü onu hep merak eden bir ailesi, onu soran yurt arkadaşları vardı. Onu gerçekten seven birileri vardı.

Benimde çevremde kalabalıklarım vardı. Ama sadece kalabalıklardı. Onlar benim anımı değerlendirdiğim, onların zaman geçsin diye konuştuğu insandım ben.

O yüzden Berfu bunun bendeki anlamını bilse güler geçerdi. Güler geçerdi. Onun için geçerdi. Benim için sahici duygular vardı. Eğer ben birine güvenirsem kendimden biriymiş gibi görürdüm. Kendime yapmadığım fedakarlıkları insanlar sırf beni sevsin diye yaptığım aptallıkları hatırladıkça kalbim yerinden sökülüyormuş gibi hissediyorum.

Ama her şey geride kalmalıydı benim için. Ama geçmiş geçmiyordu. İnsanların bana bıraktıkları yakıcı duygular şimdiki beni yarattı.

Şimdiki ben olmamın sebebi etrafımda sahici sandığım duyguların samimiyetsiz oluşuydu. Berfu’nun şimdi bana yaptığı bu iyiliğin anlamını bilse bunun benim için büyüklüğünü bilseydi şaşırır kalırdı. Birilerinin bana iyilik yaptığını gördüğümde ağlama isteği kasıp kavururdu beni. O kadar minettar olurdum ki defalarca teşekkür eder dururdum.

Ama önceki Gökçe öyleydi.

Ah Gökçe, ah kendini değmeyen insanlara feda eden Gökçe. Şimdi biri el uzatıyor nasıl da seviniyorsun bayram şekeri görmüş çocuklar gibi.

Kerem’in ellerinin sıktığını hissetim. Elim onun eli arasında olduğu için inledim acıdan. Kerem dönüp bana baktı ve ellerini serbest bıraktı.

Gözümden akan yaşları sildim.

“Taksiciyi sorguya çekmişler” dedi Tugay gözleri Kerem’in üzerindeyken. Kerem saçlarını geriye atsa da birkaç tel alnına yeniden düştü.  “Adam seni tarif etmiş” dediğinde şok olmuş gözlerle baktım Tugay’a doğru.

Kerem gözlerini kapadı sakince. Bu sakinliğinin ardında çok başka savaşlar gizleniyordu. “Adını bilse söyleyecekti yani” dedi. Tugay bana kaşlarını çatarak bakıyordu.
“Etrafta bu kızı arıyorlarmış” dediğinde Tugay’a sinirle baktım.

“Böyle olacağını hesaba katmadınız mı gerçekten!” dedim. Bir adım yaklaştım kapının ağzında duran Tugay’a doğru. “Birilerinin beni merak edeceğini düşünmediniz mi?” dedim onu küçümseyerek bakarken.

Birde doktor olacaktı güya. Gizem’in zekasıyla yarışamazdı bile. Ne zannediyorlardı kendilerini acaba?
Bunları söylerken dahi birilerinin beni merak edecek ihtimaline tutunuyordum halbuki.

Tugay bana öyle bir baktı ki ateş püskürdü o gözleri. Bana bir adım yaklaştığında Kerem beni kolumdan tutup arkasına aldığında kaşlarımı çatarak bakmıştım Kerem’in sırtına. Tugay birleşmiş ellerimize sonra bana ve en son Kerem’e baktı anlam veremeyerek. “O taksicinin benim adımı bilmediğinden emin misin Tugay?” dedi Kerem.

GECENİN KIYISINDAWhere stories live. Discover now