hoşça kal Hwang Felix Yongbok

1.7K 198 135
                                    

Taslaktaki bölümleri atıp duruyorum valla.

Şimdi Hyunjin'in gözünde bir damla yaş yoktu çünkü hepsini Felix Yongbok'un soğuk ve cansız bedenine sarılırken tüketmişti.

İpleri kopmuş bir kukla gibiydi. Asla kendi iradesiyle hareket edemiyordu. Sürekli birilerinin yönlendirmesine ihtiyacı vardı. Kulakları uğulduyordu ve aynı zamanda görüşü de bulanıktı. Ağzını bile açamıyordu.

Felix Hyunjin'in saçlarını taradı ve okşadı. Felix Yongbok'un cenazesi için evden çıkmaları gerekiyordu ama Hyunjin bunu yapamayacaktı.

''Hyunjin hadi tatlım.'' Felix fısıldadı.

Hyunjin boşluğa bakıyordu. Gözleri yandı ve gözlerini kapattı. Birbirine sıkıca bastırdığı dudakları zangır zangır titredi. Felix Hyunjin'in sırtını okşarken diğer eliyle de Hyunjin'in yanağını okşadı.

Chan ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle ikisine baktı. Hyunjin akıl hastanesine yattığı günlere dönmüştü tekrar.

''B-ben... b-ben...'' Kelimeler çok zor çıkıyordu ağzından.

Felix şefkatle baktı ona. Hyunjin'in canı acıyordu.

''B-ben onu b-bırakamam. F-felix Yongbok... F-felix Yongbok yalnız ka-kalamaz hem.''

Gözlerini açtı.

''Ç-çok korkar ve üşür. Y-yalnız kalamaz.''

Felix Hyunjin'in ellerini tuttu ve öptü. Hyunjin'in perişan olmuş gözlerine baktı.

Hyunjin haykırdı ve yere yığıldı. Felix sıkıca sarıldı ona ve o da ağladı. Hyunjin'in başını omzuna koydu ve saçlarını okşadı. Hyunjin hıçkırarak ağlıyordu. Felix ağlayan Hyunjin'in saçlarına öpücükler kondurdu.

Geçecek demeyi çok istiyordu ancak geçmeyeceğini biliyordu.

Chan yavaşça yanlarına geldi ve Felix ile ikisi Hyunjin'i sakinleştirmeyi denediler. Hyunjin'in iç burkan çığlıkları dinmek bilmedi.

Vakit yaklaşıyordu ve artık çıkmaları gerekiyordu.

''Hyunjin hadi canım, hadi abicim bak bana. Bak bana ve sakinleş tamam mı? Derin derin nefes al. Yavaşça ve sakince.'' Chan Hyunjin'in yüzünü ve saçlarını okşarken konuştu.

''G-gidecek.''

Cevap veremediler.

''Hyung o-o gidiyor. Felix Yongbok gidiyor. Hyung engel ol n'olur gitmesin.'' Ağlamaktan zor konuşuyordu.

Chan eliyle ağzını kapattı ve omuzları sarsılarak ağladı. Felix Hyunjin'i kollarında tutmaya devam ediyordu.

''Ne yapacağız?'' Felix sordu.

''Sakinleştirici iğne yapılmasını istemiyorum ama başka türlü de nasıl olur bilmiyorum.'' Chan titreyen sesiyle konuştu.

Changbin geldi.

"Artık çıkmamız gerekiyor."

Chan'ın yanına geldi ve yavaşça fısıldadı. Chan başını salladı ancak Hyunjin nasıl kendine gelecekti hiç emin değildi.

Felix kriz geçiren Hyunjin'e sakinleştirici içirmeye çalıştı ama Hyunjin içmemek için direniyordu.

"Hyunjin içmelisin bunu."

"Bırakın beni!" Felix Yongbok'un çok sevdiği oyuncak ayıcığına sarılıyordu.

"Hyunjin bana bak." Felix Hyunjin'in yanaklarını tuttu ve baş parmaklarıyla gözyaşlarını sildi.

365 | hyunlixWhere stories live. Discover now