5. BÖLÜM

11 4 0
                                    

ADİSH PARKER,

Sadakat her şeydir. Güvendir en başta. Güven ise kazancı getirir. Mutluluğu. Sevgiyi. Her daim en dikkat ettiğim şey bu oldu. Sadakat ve güven. Birisiyle arama dağlar kadar mesafe giriyorsa eğer bilirim ki onda eksik olan budur.

Hope ise o mesafeyi bir yandan aşmaya çalışmıyor ve bu yüzden hiçbir zaman başarılı olmuyordu. Bunun için çabalamıyordu bile.

"Amca lütfen biraz sakin ol," dedi Tera bana bir adımla yaklaşarak. "Eminim ki krallığı bilmediği için yardım almak üzerine gitti oraya."

"Yardım alacağı kişi kim Tera?" Dedim kaşlarımı çatarak ona dönerken. "İlk günden yaptığı doğru mu sence?"

"Seni anlıyorum," dedi Tera elini koluma koyarak. "Ancak kelt onun arkadaşı. Ondan yardım istemesi normal değil mi?"

"Hissettim Tera," dedim usulca. "Kelt'i gördüğü anda içinde ki tarif edilemez enerjiyi hissettim."

"Ona minnettar. Ona değer veriyor. Ancak fazlası yok." Dedi Tera. "Ben ona güveniyorum."

"Ben güvenmiyorum." Dedim düz bir şekilde. "Onunla işim bittiği anda bir daha yüzünü dahi görmek istemiyorum." Sinirle arkama dönerek tahtıma doğru yürüdüm. O insan kızı bu yaptığına pişman etmek istiyor ancak onun aynı zamanda Lisandre'nin kızı olduğunu hatırlayıp sessiz kalıyordum. Dua etsin, Hope, Lisandre'ye olan sözüme dua etsin.

O an kapı açıldı ve içeriye ağlayarak Hope girdi. Kaşlarımı çatarak ona doğru döndüğüm sırada Tera hızla onun yanına koştu. Neler oluyordu?

"Hope!" Dedi Tera telaşla. "Ne oluyor? İyi misin?"

"Gittim Tera," dedim dolan gözlerimle. "Fudo ile karşılaştık. Bana sarılmasını, özlediğini söylemesini bekledim."

"Ne yaptı?"

"Bana yaklaşmadı bile. Ona sarılmak istediğim de engel oldu. Dedi ki: Siz beni ailemden koparan insanlarsınız. Hakkım olanı benden almaya çalışanlarsınız. Bir daha ne seni, ne de diğerlerini görmek istemiyorum. Günü geldiğinde benden aldığınız her şeyi sizden alacağım." Sonra bir anda yine bir hıçkırık koptu dudaklarından.

O an Hope'a sarılan Tera bana yalvarırcasına baktı. Onu teselli etmemi mi bekliyordu cidden? Asla. Kelt teselli etsin onu.

"Belli ki birileri teselli konusunu eline yüzüne bulaştırmış." Diye söylenerek içkimden yudumladım. Gözleri beni buldu. Bakışları ardında gördüğüm hayal kırıklığı ise kalbime batsa da dik dik yüzüne bakmaya devam ettim."Git dinlen," dedim. "Umarım bir daha kafana buyruk hareket etmemen gerektiğini daha iyi anlamışsındır."

"Bu mu senin öğretme taktiğin?" Dedi sinirle gülerek. "Kelt'i haklı çıkardın gerçekten. Sen zalim bir şeytandan daha fazlası değilsin." Sözleri beni bir anda afallattığı anda ne diyeceğimi bilemedim. O da bunu anladığı anda hızla arkasına döndü ve odadan çıktı. Tüm koridorda onun ağlayışının sesini duyabiliyordum. Kalın onca duvara rağmen hem de.

"Keşke bunu yapmasaydın." Diyen Tera da onun peşine takıldı. Taht odasında yalnız kaldığım da sinirle tahtımın yanında ki masaya tekme attım. Yere devrilen masanın üstünde bulunan her şey paramparça olmuştu.

ASİZA VÂRİSİWhere stories live. Discover now