3. BÖLÜM

11 3 0
                                    


Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen. Sizlerden sadece emeğimin karşılığını istiyorum, fazlasını değil. İyi okumalar <3

...

HOPE LARSEN,


Bazen annem bana derdi ki: Eğer hayatta kalmak istiyorsan en güvenli yolu bulmak zorundasın, hope. Çünkü senin sevdiklerin var. Seni seven insanlar var.

Bu cümleyi neden kurduğunu o anlarda anlamasam bile şuan daha iyi anlıyordum. Kendi adıma çok tehlikeli bir maceranın içine düşmüştüm. Dahası abim de aynı macera içindeydi. Buradan gitmem gerekiyordu ancak asıl soru şuydu: buradan yanlız mı gideceğim? Fudo şuan nerede ne yapıyor olabilir ki?

Merak tüm bedenimi delicesine sardığında nefes alışverişim düzensiz bir hâl aldı. Hayır. Bunun kesinlikle merakla alakası yoktu!

Hızla gözlerimi açtığımda başıma dikilmiş olan iki kişiye baktım. Kırmızı gözleri vardı! Çığlık atarak geriye kaçtım. Manyaklar mı bunlar be? "Sen kimsin?"

"Asıl siz kimsiniz?" Dedim sinirle.

"Biz setlans halkına ait üyeleriz." Dedi uzun olan. "Sende daha demin Berzahtan gelmiş bir kızsın ancak kimsin? Nereden geldin?"

"Dünya neresi bilir misiniz?" Dedim onlara gülümseyerek.

"Biliriz," dedi kısa boylu olan kız. Saçları da aynı kendisi gibi kısaydı. "Ve inan bana nefret ederiz."

"Onu korkutmayı kes." Diyerek uzun boylu adam uyardı onu. Yine bana döndüğünde gözlerini benimkilere dikti. "Burada yaşayacaksın artık dünyalı. Ve burada kaldığın sürece kendine bir halk seçmen gerek. Morgan, setlans ve Aster halkları var. Bu sana ait bir tercih ancak ben kesinlikle setlans halkını öneririm."

"Kalsın," dedim adama bakarak. "Aster halkının olduğu bölgeye gitmek istiyorum." Kelt bana öyle yapmamı ve yardım istememi söylemişti. "Nasıl gidebilirim?"

"Yılan mağarasını geçtikten sonra marisa denizini geçmen gerekir. Daha sonra ise sis ormanı ve eski orkasa mezarlığını geçmelisin. Bak az kalsın sarmaşık vadisini unutuyordum, son durak orası. Oradan sonrası hemen Adelard ormanına çıkar. Aster halkı orada yaşar." Ardından yanında ki kıza bir kafa işareti yaparak uzaklaştı. "Sana kolay gelsin, insan kız."

"Ne demek kolay gelsin?" Dedim arkalarından şaşkınca bağırarak. "Siz götürün beni!"

"Olmaz, biz sadece setlans halkına ait kişileri setlansa götürmekle yükümlüyüz." Dedi ve diğer kızla birlike ormanın derinliklerine ilerlediler.

"Hey!" Diye bağırdım. "Bari şu yılan mağarasının yerini söyleyin!" Ay bu ne korkunç isim böyle? Başka yolu yok muydu? Oflayarak bende yürümeye başladım. Etrafta kimse yoktu ve her yer ağaçtı. Tabi az ileride ki 4 tane patikayı saymazsak. Hangi yolu seçecektim ben şimdi? Ağlamak istiyorum.

Sol tarafa dönen patikaya ilerlediğim sırada hava hafif kararmıştı sanki. Hayır sadece kasvetli bir hâl almıştı. "Kimse var mı?" Diye bağırdım. "Sesimi duyan var mı? Hey!" Kimse yoktu bu ormanda. Hiç kimse!

Arkamda ki çalıdan gelen sesle hızla ileri doğru koşmaya başladım. Bir an önce buradan kurtulsam iyi olacak gibiydi. Ah aptal setlanslılar sizi! Ne diye bıraktınız beni? Her hangi bir şeyin gelmediğini anladığım anda durdum ve etrafa baktım. O an az ileride gördüğüm çanta beni heyecanlandırdı.

ASİZA VÂRİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin