05

247 40 2
                                    

Öğle arasında herkes akşam beraber ne yapabiliriz onu konuşuyordu. Hâlâ ne yapacaklarını karar verememişlerdi.

"Film izleyelim işte,sonra dedikodu yapar yatarız."

"hep aynı şeyi yapıyoruz junkyu hyung." yedam düşünür gibi yapıp parmağını şıklatmıştı.

"bence dışarıda takılalım,sonra eve gelip dedikodu yapar yatarız."

"Dışarıda ne yapabiliriz yedam? Gece gece hem de. Abim izin vermez." junkyu gözlerini devirip konuştuğunda yedam dudaklarını büzmüştü.

"Junmyeon hyung izin verir bir kere."

"Evde yapacak bir şeyler düşünün. Hâlâ en mantıklısı film izlemek."

"film izleyelim o zaman." herkes onaylar sesler çıkarınca gülmüştüm. Yine ve yine aynı şeyi yapıyorduk ama her nasılsa çok fazla eğleniyorduk.

Haruto bana bakıp sırıttığında kaşlarımı çatmıştım.

"Ne sırıtıyorsun?"

"Şu senin mavili,yarım saattir seni izliyor."

bunu demesiyle junkyu sırıtmaya başlamış,diğerleri garip sesler çıkarmaya başlamıştı.

"ah,şu çocuğa senin ki deyip durmayın."

junghwan gülüp koluma vurmuştu. Gözlerimi devirip yerimden ayaklandım. Junkyu yavru köpek bakışlarını atıp dudaklarını büzmüştü.

"Nereye gidiyorsun yine?"

"bahçeye,biraz yalnız kalmak istiyorum. Çok kalmam."

Hepsi kafalarını salladığında hızlı adımlarla bahçeye çıkmıştım.

--

Arka bahçede kimse yoktu. Sadece kuşların cıvıltısı vardı ve çok hoştu. Gülümseyip bir ağacın altına oturdum. Aklıma defterin diğer sayfalarına bakmak gelmişti ama çantamda kalmıştı. Sıkıntıyla nefes verip gökyüzünü izlemeye başlamıştım. Yanımda bir hareketlilik hissedince o tarafa döndüm. O çocuk.

Mavi saçlarına güneş ışığı çarpıyordu ve bu saçlarını daha parlak gösteriyordu. Benim gibi gökyüzüne bakıyordu. Ona baktığımı hissetmiş olacak ki bana baktı. Gülümsemiş ve bana biraz daha yaklaştı.

"Yalnız kalmak istiyorum."

"Yalnızsın zaten." Hâlâ gülümseyerek bana bakıyordu. Kaşlarımı çatıp ona bakmıştım.

"Yanımda sen varsın,yalnız değilim."

"Eğer yanında kimsenin olduğunu hissetmezsen en kalabalık yerde bile yalnız hissedebilirsin,jihoon."

Dediği şeyi mi düşünecektim yoksa adımı bilmesini mi?

"Adımı nereden biliyorsun?"

"Sende benim adımı biliyorsun." Bakışlarımı o'ndan çekip ellerime indirmiştim. Nasıl yani? Onu ilk defa görüyordum. Yine bakışlarımı ona çevirmiştim.

"Seni ilk defa görüyorum,nasıl bilebilirim ismini?"

Gülümsemiş ve elindeki papatyayı göstermişti. Onu ne ara koparmıştı bilmiyorum.

"Bu bence hatırlaman için bir sebep." gülümseyip papatyanın yapraklarını tek tek koparmaya başladı. Koparırken seviyor,sevmiyor diyordu.

"seviyor,sevmiyor ve.. seviyor. Jihoon,beni seviyormuşsun." bana gülümseyip elinde sadece sapı kalmış papatyayı çimenlerin üzerine attı. Aklıma bu sabah okuduğum şey gelmişti.

daisy.

yerinden kalmış ve üstünü silkelemişti. Sonra bana dönüp elini uzatmıştı.

"Tanıştığıma memnun oldum,jihoon." Bir eline bir yüzüne bakıyordum. Sonunda elini tutup sıkmıştım.

"Ben de ... Uhm.. adın?"

elini geri çekmiş ve geri geri yürümeye başlamıştı. " Zaten biliyorsun."

göz kırpıp geriye dönmüş ve okula doğru yürümeye başlamıştı. Daha demin ne yaşadığımı sorgularken gözüm önümde duran papatyalara takılmıştı.

Ben sanki daha demin yaşadığım olayı daha önce yaşamıştım.

---

hoonsuk | lyricsOnde histórias criam vida. Descubra agora