arkadaslar hic yorum yapmiyonuz bolum atasim kaciyo lan. yorum yapin ben yorumlarinizi okumayi cok seviyorum 😭😭🖤
***
"Bak yolda çok dikkatli olun, tamam mı?" dedi annem çantamı sırtıma takarken. "Yalnız sakın bir yere gitme, senin yol bilgini hepimiz biliyoruz. Kesin kaybolursun."
"O kadar da değil anne ya abartma."
"Canım daha geçen bankadan eve gelirken kaybolmadın mı sen hmm?"
"Ya yollar birbirine benziyor ben napayım??"
Annem gözlerini devirdi ve gülümsedi.
"Sanki ormanlık alanda yaşıyoruz Devin."
"Tamam tamam, dikkat ederim Hanzade Sultan."
Yanaklarına kocaman öpücük kondurdum. Karşılık olarak burnumu sıkıp iki yana salladı kafamı.
"Aylin'e de selam söyle."
"Olur söylerim. Hadi görüşürüz."
Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayıp dışarı çıktım. Aylin'in uykulu hâlini görmek istediğim için ben konuştuğumuz saatten biraz erken kalkmıştım. O muhtemelen şu an uyuyordu ya da Beril teyze onu kaldırmaya gitmişti. İlk seçeneğin olmasını tercih ederdim.
Aceleyle karşı eve geçip zile bastım. Birkaç dakika sonunda kapı açılmış ve Beril teyze üzerindeki sabahlığıyla beni karşılamıştı.
"Ah hoş geldin Devin." dedi bana sarılarak. "Beni kırmayıp Aylin'le gittiğin için teşekkür ederim."
"Ne demek Beril teyze benim için büyük bir zevk."
"Ama biraz erken gelmişsin, Aylin daha uyanmadı."
Yaşasın be!! Şans benden yanaydı ilk defa.
"Sorun değil, ben uyandırırım o minik barbie'yi."
Gülerek beni onayladı.
"Tamam o zaman sen onu uyandır, ben de bir şeyler hazırlayayım size."
"Ben yedim teyzecim, sen Aylin'e göre hazırla."
"Olsun, sen yine atıştırırsın."
Kafamı salladım. Annem ve Beril teyze bir şey yedirtmeden evden çıkmaya izin vermiyordu resmen.
"Ben Aylin'i uyandırayım."
Sırt çantamı yere bırakarak içeri girdim. Ayakkabı çıkarmama gerek yoktu ama ben çıkarıyordum. Evde ayakkabıyla dolaşmak bana göre değildi. Ayakkabılığa ayakkabımı yerleştirip hızlıca merdivenlere ilerledim ve koşarak çıktım. Sessizce Aylin'in odasının kapısını açtım. Oldukça dağınık yatan bir Aylin'le karşılaşmıştım. Bacağının arasına pikeyi almış, kolları arasına aldığı yastığa da başını koymuştu. Sarı saçları dağılmış, ağzı hafif açıktı. Bu görüntü bana dünyanın en tatlı şeyi gibi geliyordu şu an. Yüzümde aptal bir sırıtış peydah edinmişti. Şimdi ben bu güzelliğe nasıl kıyıp uyandıracaktım?
Yavaşça yatağına doğru adımladım ve boşta kalan yere yerleştim. Hafifçe ona doğru eğilerek gözlerimi kapattım ve derin bir nefes çektim içime. Burnuma dolan leylak kokusu yine beni mest etmişti. Sanki içim huzurla dolmuştu o an. Böyle oyalanmayı çok isterdim ama kaldırmam gerekiyordu onu. Hem 2 günü beraber geçirecektik zaten. Kokusunu duymaya bol bol vaktim olacaktı.
Elimi omzuna çıkararak dokundum.
"Barbie, hadi uyan."
Ağzından belli belirsiz mırıltılar çıktığında kıkırdadım. Şu an hafif kızarık yanaklarından ısırmak istiyordum.
