SINAV

891 49 29
                                    

Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.
                 Özdemir Asaf

"Başkanım, beni çağırmışsınız?"

Serdar, Halit başkanın odasından içeri girdiğinde, Halit başkan ciddi bir ifadeyle koltuğu gösterdi.

"Gel Serdar, otur."

Serdar, Halit başkanın gösterdiği koltuğa oturup merakla adamın yüzüne baktı.

"Başkanım ne oldu, bir problem mi var?"

"Aslında var Serdar," dedi Halit başkan.

Serdar kaşlarını çattı. "Konu nedir başkanım?"

Halit başkan derin bir nefes aldı. "Konu, Yağmur."

Serdar telaşlandı. "Başkanım, Yağmur'a bir şey mi oldu yoksa?"

"Hayır hayır, merak etme Yağmur iyi," dedi Halit başkan. Serdar rahatlayarak iç çekti.

"Ama," diye devam etti Halit başkan. "Yağmur'u korumak için onu takip eden ajanlarımız, Yağmur'un iki gündür yabancı birileri tarafından izlendiğini rapor ettiler."

"Ne!? Ne demek bu şimdi başkanım, kim neden izlesin Yağmur'u?"

"Serdar sakin ol," dedi Halit başkan. "Yağmur'un güvenliğini üç kat artırdık. Kuş uçmuyor şu an çevresinde, kimse yanına bile yaklaşamaz merak etme. Soruna gelince, tahminimiz Yağmur'u izletenin Yıldırım olduğu yönünde. Artık tamamen köşeye sıkıştı, yakalanması an meselesi. Bu yüzden de yaralı bir hayvan gibi nereye saldıracağını şaşırdı. Ekiple ilgili elinde çok fazla bilgi yok, o da bildiklerinden hareketle bir şeyler yapmaya çalışıyor. Muhtemelen Yağmur'u kullanarak ekiptekilerin kimliklerini ifşa etme niyetinde."

Serdar huzursuzca kıpırdandı. "Başkanım, bu iş benim hiç hoşuma gitmedi. Gidip bir de ben mi görsem Yağmur'u."

"Olmaz Serdar," dedi Halit başkan kesin bir dille. "Bizden birinin Yağmur'un yanında görülmesi, onu ancak daha çok tehlikeye atar. Dediğim gibi, Yağmur şu an çok iyi bir şekilde korunuyor. Ben seni başka bir şey için çağırdım."

Serdar'ın içi hala rahat değildi, yine de onayladı. "Buyrun başkanım."

"Zehra'nın bu durumdan ne olursa olsun haberi olmayacak Serdar," dedi Halit başkan. "Ve mümkünse bu tehlike geçene kadar Yağmur'la görüşmesini de engellemen gerek."

Serdar'ın gözleri kocaman açıldı. "Başkanım, nasıl saklarım ben böyle bir şeyi Zehra'dan? Kızını görmesini nasıl engellerim? Yapmayın lütfen..."

Halit başkanın ifadesi değişmedi. "Yapacaksın Serdar. Yıldırım'ı bahane et, tehlikeli olduğunu söyle, sizi takip edebileceğini söyle, engelle. Ve ne olursa olsun Yağmur'un takip edildiğini Zehra duymayacak."

Serdar kendini çok zor bir durumun içinde bulmuştu. "Başkanım, bunu Zehra'dan saklayamam ben, öğrenirse çok kötü olur sonra..."

"Öğrenmemeli Serdar. Yağmur Zehra'nın zayıf noktası, bunu biliyoruz. Eğer öğrenirse bir delilik yapmayacağının garantisini veremeyiz. E Zehra da senin zayıf noktan. O başını belaya sokarsa seni de tutamayız burada, her şey domino taşı gibi üzerimize devrilir, felaket olur."

"Başkanım..."

Halit başkan devam etmesine izin vermedi. "Zehra hiçbir şey bilmeyecek Serdar. Bu bir emirdir."

"Anlaşıldı başkanım..."

Serdar çaresizce onaylayıp odadan çıktı.

...........

SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANIWhere stories live. Discover now