DUMAN VE AYNALAR

3K 57 29
                                    

Güvenli ev .

Yine yabancı bir ülkenin yabancı bir şehrinde, bir güvenli evdeydiler Serdar ve Zehra.

Üstelik gerçekten zor ve yorucu bir gün geçirmişlerdi. Takip ettikleri adam onları bir tuzağa çekmiş, bir ordu insanla yüzleşmek zorunda kalmışlardı. Bir noktada da ayrı düşmüşlerdi.

Hele telsiz iletişimini kaybettikleri, Serdar'a yıl gibi gelen o birkaç dakika vardı ki, o an hissettiklerini hatırladıkça bile ürperiyordu hala Serdar.

Bu berbat kaybetme korkusu birlikte çıktıkları her operasyonda eşlik eder olmuştu artık Serdar'a. Zehra'yı gözünün önünden ayırmak istemiyor, telsizden sesini duyamadığında paniğe kapılıyordu.

Çok sağlıksız bir duyguydu bu, hele de onların işi söz konusu olduğunda, farkındaydı bunun, ama engel olamıyordu kendine.

Yanında oturmuş, tabletinden Uzay'ın gönderdiği bazı bilgileri inceleyen Zehra'ya dikti gözlerini bunları düşünürken. Genç kadın, Serdar'ın aklından geçenlerden habersiz, önündeki işe dalmıştı.

Serdar, genç kadının artık ezberlediği yüz hatlarını inceledi bir kez daha. Konsantrasyondan hafifçe kırışmış alnı, iri gözleri, uzun kirpikleri, biçimli burnu, dudakları... Işık saçan bir güzelliği vardı Zehra'nın, bağımlılık yapıyordu adeta.

"Serdar?"

Zehra'nın sesiyle dalgınlığından uyandı Serdar.

"Efendim?"

"Bana bakmayı kesecek misin?" dedi Zehra gözlerini ekrandan çekmeden. "Odaklanamıyorum."

Serdar çapkınca gülümsedi. "Geçirdiğimiz berbat günden sonra moralimi yerine getirecek bir şeye bakmak istemem kötü mü?"

Zehra'nın dudakları hafifçe yukarı doğru kıvrılsa da, gülümsemesini bastırmayı başardı.

"Serdarcığım, çalışmamız gerekiyor."

Serdar ani bir hareketle tableti Zehra'nın elinden kaptı.

"Hayır gerekmiyor," dedi. "Bin kere inceledik o raporları. Yeni bir bilgi gelene kadar elimizden bir şey gelmez. Rahatla biraz."

Zehra gözlerini devirdi. "Maşallah sen ikimizin yerine de rahatlıyorsun zaten."

"Yeterince gerildik bugün zaten," dedi Serdar. Aklına yine Zehra'ya ulaşamadığı anlar gelmişti. "Beni bayağı korkuttun," dedi ciddileşerek.

Zehra şaşırarak baktı. "Ne yaptım ki?"

"Telsiz iletişiminin kesildiği zaman," diye cevap verdi Serdar. "Başına bir şey geldi sandım Zehra."

"Serdar, böyle şeyler her zaman olur," dedi Zehra. "Bizim işimiz asıl o anlarda paniklememek."

"İşimiz," diye söylendi Serdar. "Her seferinde bunu hatırlatmak zorundasın çünkü. Paniklememin sebebini çok iyi biliyorsun Zehra."

Zehra şakaya vurarak geçiştirmeye çalıştı. "Evet, biraz duygusalsın çünkü."

Serdar gülmedi. "Hayır, söz konusu sen olduğunda duygularım devreye giriyor çünkü."

"Serdar..." dedi Zehra uyarır gibi.

"Hayır ya," dedi Serdar kısa bir duraksamanın ardından. "Bu sefer durmayacağım. Bir kez daha geçiştirmene izin vermeyeceğim."

Zehra gözlerini Serdar'a dikerek sert bir sesle konuştu.

"Serdar, bu konulara girmenin ikimize de faydası yok."

SEVMEK VE ÖLMEK ZAMANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin