30.Bölüm

14.1K 1.4K 987
                                    

merhaba, nasılsıniz?

umuyorum ki cok guzel bir gun gecirmis ve musmutlu bir sekilde bolumu okumaya gelmissinizdir.

bol bol yorum yapin ki birazcık ilham olsun...

iyi okumalar.

Küçük adımlarla önümde koşan çocuğun peşinden giderken kendimi tutamadan kahkahalar atıyor, minik bedeni düşüp zarar görmesin diye elimi bedeninin iki yanında tutuyordum. Benim kahkahalarıma karışan şirin sesleri kulaklarımın pasını siliyordu adeta. Ben de peşinden koşarak bu güzel anı doyasıya yaşıyordum. Kendine oldukça bol gelen tulumunun paçalarını katlamıştım az önce düşmesin diye.

"Gel buraya ısıracağım seni!" hala peşinden gitmeye devam ederken oldukça şirin çıkartmaya çalıştığım sesimle kurduğum cümleye karşın yüksek desibelli bir kahkaha atmış ve "Hayır!" diye bağırmıştı peltek bir şekilde.

İyice yorulan ve terleyen bedenini daha fazla koşup hasta olmasın diye hızla yakalamış, dolgun yanaklarına birkaç öpücük bırakmıştım. "yaaa!" diye mırıldandığında kucağımdan inip tekrardan koşmaya çalışıyordu fakat bırakmaya niyetim yoktu. Hasta olursa kendimi fazlasıyla suçlu hissederdim.

"Eğlendiniz mi?" diye soran Taehyung'un hemen yanına yerleşirken başımı hızlı hızlı sallamış, kucağımdaki bedeni yüzü bize bakacak şekilde oturtmuştum.

Taehyung'un kuzeninin evindeydik birkaç saattir. Müstakil olan evlerinin bahçesinde sallanan koltuklarda oturuyor ve sohbet ediyorduk. Aslına bakılırsa Seul'de de değildik. Taehyung, kuzeninin bizi görmek istediğini ve evine davet ettiğini söylediğinde başlarda ailesiyle aynı tepkiyi verecek diye çekinmiş fakat sonrasında kabul etmezsem bencillik yapacağımı düşünerek yola koyulmamıza neden olmuştum. Şimdiyse burada, Daegu'daydık.

Taehyung'un kuzeni Yoongi hyung ve eşi Hoseok hyung bizi çok güzel karşılamıştı. Yine de başlarda çekinmiş ve birkaç kelimenin dışında konuşamamışken, yaklaşık bir saat önce uyanan oğulları beomgyu beni kabuğumdan çıkartmıştı. Çocukları çok severdim fakat beomgyu'yu bu kadar sevmemin bir diğer nedeni Taehyung'a çok benziyor oluşuydu. Bu benzerlik yüz hatlarını barındırmıyordu elbette, mimikleri ve hareketleri sanki karşımda küçük Taehyung varmış gibi hissettiriyordu.

"Gyu seni çok sevmiş olmalı, normalde bu kadar yaklaşmaz yeni tanıdığı insanlara." Hoseok hyung, elindeki tabağı bana uzatırken gülümsemiş ve oğlunun saçlarını sevmeyi de ihmal etmemişti. "gguk çok tatlı" diye mırıldanmıştı bu sırada Beomgyu. Bu beni gülümsetti ve biraz da utandırdı.

Dudaklarımı birbirine bastırıp kaçamak bir şekilde Taehyung'a baktığımda onun da gülümseyerek bizi izlediğine şahit olmuştum. "Taehyung'da çok sever çocukları hatta biliyor musun Jeongguk, en büyük hayallerinden biri futbol takımı kuracak kadar çocuk yapmaktı." Yoongi hyungun söyledikletiyle gözlerimi kocaman açıp Taehyung'a döndüğümde, çaprazında oturan kuzenine kucağındaki yastığı fırlattığını görmüştüm.

"Yok öyle bir şey güzelim, şaka yapıyor kendince." tekrardan arkasına yaslandığında muhtemelen kızarık yanaklarım ve kocaman açtığım gözlerimle ona bakıyordum. "Şaka mı? Buradaki eski evlerinde ilerideki çocuklarını çizdiği bir tuval bile var. İşiniz biraz zor Jeongguk." Yoongi hyung gülerek söylediğinde, Hoseok hyung tarafından bir öpücük kazanmıştı.

Tam o sırada onları ne kadar kıskandığımı fark ettim. Birbirlerine olan sevgileri bizi bile etkilerken, burada ailelerinden hiçbir tepki almadan mutlu bir şekilde yaşıyorlardı. Üstelik dünyalar tatlısı bir çocukları bile vardı. Sessizce iç çekmekten alamadım kendimi. Bu sırada kucağımdaki Beomgyu kalkıp tatlıdan yemek için babasının kucağına gitmişti.

Lick Me | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin