26.Bölüm

19.7K 1.8K 1.3K
                                    

merhabalar! nasilsiniz?

oncelikle geciktigim icin cok utaniyorum, en son bolum attigimda 400k olmustuk fakat su an 460k'yi gecmis bulunuyoruz.. elimde olan bir durum degildi ama yine de kotu hissediyorum..

ikinci olarak bu sabah Jimin'imizin basina gelenleri ogrenince cok kotu oldum. umuyorum ki melegimiz en kisa zamanda eski sagligina kavusur ve bu sureci en acisiz sekilde atlatir. twitter ve weverse uzerinden guzel mesajlar birakmayi ve bol bol dua etmeyi unutmayin.

okuyan herkesin yorum yapacagini umaraktan..

iyi okumalar.

Silmekten tahriş ettiğim burnumu aynadan izlerken, çok şey geçiyordu aklımdan. Heyecandan ve stresten vücudum tir tir titriyordu. Taehyung birkaç dakikaya gelecekti ve eminim ki on metre ötemden bile ağladığım anlaşılıyordu. Aslında bu kadar çok tepki vermeme ben de şaşırmıştım, evet fazlasıyla kırıldığım doğruydu fakat yine de güçlü durabileceğimi düşünmüştüm. Öncesinde de omrga oluşumdan dolayı bir sürü hakaret yemiş, böylesine tepki vermemiştim.

Sanırım bu konuda Taehyung'un ailesi olması tepkimi biraz daha arttırıyordu. Sonuçta bir ömür boyu görmek zorunda olduğum insanlardı ve benim hakkımda böyle düşündüklerini öğrenmiş olmam canımı acıtıyordu. Musluğu açıp soğuk suyla yüzümü yıkadıktan hemen sonra peçeteyle kurulamaya başlamıştım ki zil çalmıştı. Çabucak peçeteyi çöpe atıp kapıya doğru koştum. Dışarısı soğuktu ve Taehyung fazlasıyla üşümüş olmalıydı. tabii ben de biraz özlemiş olabilirdim ama üşümüş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

"Bebeğim" Kapıyı açtığım an maskesini çıkartıp alnıma bir öpücük kondurduğunda gülümsemeden edememiştim. Kalbim göğüs kafesimi çoktan dövmeye başlamıştı, onun yanında heyecanlı olmaktan asla kurtulamıyordum. "Aşkım" dedim ben de karşılık olarak.

"Buz gibi olmuşsun gir içeriye hadi." Yüzündeki kocaman gülümseme, gözleri yüzümün her bir köşesini gezince silinmiş ve kaşları yavaşça çatılmıştı. Bir şey diyecek sandım fakat o beni yanıltıp, belimden tutarak hafifçe içeriye geçmemi sağlamıştı. Sanırım üşümemizi istemiyordu daha fazla.

Elindeki poşetleri yere bırakıp kapıyı arkasından kapattıktan hemen sonra ıslanmış olan montunu çıkartıp askılığa asmış ve omuzlarımın altından tutarak kolayca beni kucağına almıştı. O mu çok güçlüydü yoksa ben mi çok küçüktüm onun vücuduna göre bilmiyordum. Fakat beni böyle sürekli olarak kucağında taşıması hoşuma gidiyordu.

Bacaklarımı hemencecik onun beline sardığımda, kollarım da çoktan boynunu bulmuştu. "Jeongguk, güzelim neden böyle incecik giyiniyorsun bak üşümüşsün." burnumu, mühür izinin üzerine sürtüp derin bir nefes aldım gözlerimi kapatırken. Bana huzur veriyordu, bana öylesine huzur veriyordu ki ömrümüm sonuna kadar burada, onun kucağında durabilecekmişim gibi hissediyordum.

Salona geçeceğimizi sanıyordum ki Taehyung ikimizi de yatak odasına götürmüş, yatağa oturup beni de kucağına iyice yerleştirmişti. "Bebeğim, neden ağladın sen? Bir şey mi oldu?" Ben göğsüne yaslanmaya çalışırken, omuzlarımdan tutarak kendinden uzaklaştırdığında yutkunup gözlerimi kaçırdım. Çünkü konuşmadan beni rahat bırakmayacağını biliyordum ve şu anlık onunla göz göze gelmek beni tekrardan ağlama noktasına götürebilirdi.

Ağlamaktan sıkılmıştım artık!

Ama konu Taehyung olunca, Taehyung'un yanında bulunduğumda her şey değişiyordu. Onun yanında tamamen  duygusal bir kişiliğe bürünüyordum.

"Bir şey olmadı gerçekten, duygulandım biraz." burnumu çekip gözlerimi tekrardan onun güzel yüzüne çevirdiğimde kaşlarını kaldırmış bir şekilde beni izlediğini gördüm. Pekala inanmamıştı.

Lick Me | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin