28.Bölüm

18.8K 1.8K 2K
                                    

merhabalar! nasilsiniz?

siniri bir gunde gectiniz farkindayim fakat ben covide yakalandigim icin bolumu yazamadim. bugun bitti karantinam, anca yetistirebildim. umuyorum ki ayni performansi bu bolum icin de gosterirsiniz cunku siniri bir kucuk arttiracagimm.

son olarak sizce kitabin kapagini degismeli miyim?

sinir 1,5k yorum :)

iyi okumalar.

Uykusuzluktan kızaran gözlerimi elimle kaşıyıp esnediğimde, Taehyung belime yerleştirdiği eliyle birlikte ilerlememde yardımcı olmuştu. Gelene kadar uyumuş olmama rağmen, uykumu alamamış ve huysuz bir şekilde uyanmıştım. Belki de buraya dönmek istemememden dolayıydı, bilmiyordum.

Valizleri Taehyung taşıyordu ve ne kadar yardımcı olmak istesem de kabul etmeyeceği için uzatmadan yalnızca yürüyordum. Saat burada gecenin ikisiydi ve ben geri dönmek için her şeyi yapacak vaziyetteydim. Çünkü Taehyung'un babasıyla, benim babam dışarıda bizi bekliyordu.

Daha doğrusu birkaç gündür dönmemizi bekliyorlardı fakat Taehyung kızgınlıkta olduğumuzdan bahsedince pek üsteleyememiş ve beklemek zorunda kalmıştılar. Mutsuzdum, bunun en büyük nedenlerinden biri şüphesiz Taehyung babasına henüz dönmeyeceğimizi anlatırken, babasının Taehyung'a kızgınlık boyunca korunması gerektiğini sert bir dille anlatması ve bunu duymuş olmamdı.

Beni kabul etmeyeceklerini açık bir şekilde belli ediyorlar ve bundan çekinmiyorlardı. Anlamadığım nokta, benim hiçbir yanlış hareketim olmadığı halde bir anda bana cephe almalarıydı. Bu durum beni fazlasıyla üzüyordu ve düzeltemeyeceğimi bilmek ağlama hissi uyandırıyordu.

"Bebeğim, asma şu güzel suratını." Taehyung valizleri bırakıp önüme geçtiğinde büzdüğüm dudağımla birlikte kollarımı kaldırıp omuzlarına sarmış, sarılmasını istemiştim. Beni rahatlatan tek şey şüphesiz Taehyung'tu. Sıcacık kollarını belime dolayıp, vücudumu kendi vücuduna yapıştırdığında derin bir nefes alıp dudaklarımı boynuna bastırdım. Feromonlarını sakinleşmem için kullanıyordu.

Birkaç dakika boyunca orada sarıldık. Etrafımızdaki insanlar uzun bir aradan sonra görüştüğümüzü bile düşünebilirdi fakat bizim derdimiz başkaydı. Mecburen, belimden tutarak yavaşça beni kendinden uzaklaştırdıktan sonra valizleri tekrardan alıp elimi tuttu. Evet gitmek istemiyordum ama bunu ne kadar ertelersek, o kadar stres olacağımı biliyordum.

Stresten titreyen ve terleyen elimi eşofmanıma sürtüp adımlarımı biraz olsun hızlandırdım. "Çok mu kızarlar?" diye mırıldandım yutkunmadan hemen önce. Sanki boğazımda kesici bir alet varmış gibi hissediyordum, her yutkunuşumda acıyordu.

Sıkıca tuttuğu elimin üzerini baş parmağıyla okşayıp derin bir nefes aldı. Benden daha sıkıntılı olduğunu biliyordum çünkü benimle ailesi arasında kalıyordu. Benim ailem, onun ailesine göre daha anlayışlıydı bu konuda. Üstelik annem aramızdaki ilişkiyi az buçuk biliyordu.

Otomatik kapıdan çıkıp, soğuk havanın yüzümüze vurmasına neden olduktan sonra çok aramamıza gerek kalmadan biraz ileride bizi bekleyen arabayı görünce nefesimi tuttum. Ayaklarım geri geri gitmek istese de maalesef öyle bir şansımız yoktu. Taehyung'un elini daha sıkı sarıp, hızlandırdığı adımlarına uydum. Dışarısı fazlasıyla soğuk olduğundan, içeride bekliyor olmalıydılar.

Arabanın hemen arkasında durduğumuzda Taehyung'un babası arabadan inme zahmetinde bulunmadan bagajı açmış, Taehyung'un o sırada titrek bir nefes aldığını işitmiştim. Valizleri arabaya bıraktıktan sonra bana dönmüş, montumun fermuarını çekmiş ve sweatimin şapkası başıma geçirmişti. "Söz var bana" dedi hemen sonra. Bagajı kapatıp tekrardan bana döndü. "Onların karşısında ağlamayacaksın tamam mı? Benim tek zayıf noktam sensin Jeongguk, beni güçsüz düşürmelerine izin vermeyeceksin, söz mü?" başımı hızlı hızlı sallarken şu anda gözlerimin dolu dolu olması bile sözümde duramayacağımın kanıtıydı. Taehyung eğildi, alnıma, saçlarımın üzerine küçük bir öpücük bırakıp elimi tutarak tekrardan arabaya doğru ilerletti bizi.

Lick Me | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin