İşaret ettiği sandalyeye yönelen Engin ile dolabına attığı dosyanın bulunduğu çekmeceyi usulca kilitledi. Engin, göstermiş olduğu sandalyeye bedenini yavaşça bırakırken, "Ayaklanmana sevindim. Doktorun eski bir arkadaşım. Duyduğuma göre yaranın durumu her gün daha iyiye gidiyormuş." diye mırıldandı. Gözleri kısarak burnundan sert bir nefes verdi ve sandalyesinde geriye yaslanırken, "Engin." diye mırıldandı. Gözlerini gözlerine dikip başını hafifçe sağa eğdiği esnada yüz ifadelerinden binbir duygu akışı geçti. Konu Burcu olduğu zamanlarda istisnasız her konuda sabrını sınamasının yanı sıra ona karşı içinde sebepsiz bir mesafe vardı. Fikir ayrılıklarının sebeplerini ve düşünce yapısını yetiştirilme tarzlarının farklılığına veriyordu ancak istisnaları kırmızı çizgileriydi. Kardeşleri ile ilgili olaylarda gevşekliğe, eksikliğe ve yetersizliğe tahammülü yoktu. Bu konulardaki sert tavrını daha önce dile getirmiş olsa da anlaşılan o ki bu kez göstermek zorunda kalacaktı. "Açıklamanı yapman için on dakikan var. Boşa harcayacak vaktim yok, ki olsa bile bunu seninle değerlendirmeyeceğimi bil."

Engin, boğazını temizleyerek bakışlarını önüne çevirirken durumun ciddiyetini sanki yeni kavrıyormuş gibi ellerini birbirine kenetledi ve göğüsünü şişirecek bir nefesle, "En başından anlatacağım." dedi. "Açıklamamı duyduğunda bana hak vereceksin."

Kulaklarında tekrar tekrar yankılanan Ömer'in cümleleri ve karşısında durumu yeni idrak eden adam ile masanın altında kalan sol eli yumruk haline gelirken, "Buna açıklamanı yaptığında ben karar vereceğim." diye çıkıştı.

Başını aşağı yukarı sallarken, "Tamam." diye mırıldandı. "Bu, seneler önce Doğu'da gönüllü olarak görev yaptığım zamanlardan kalma bir olay ve ben içimde git gide büyüyen bu korku sebebiyle bunu kimseye anlatmadım. Sanki kimse bilmez ve bu konu hakkında konuşmazsa olmamış, yaşanmamış gibi hissederim sandım." Dudaklarını birkaç kez araladı ancak bir şey söyleyemeden yeniden kapattı. "2015 senesinde Şırnak'taydım. Küçük bir kamp alanında benimle birlikte görevli 4 Doktor, 7 Hemşire ve 6 Paramedik ile birlikte gönüllü olarak sağlık hizmeti veriyorduk. İmkanlar dahilinde sağlık taraması yapıyor, aciliyeti olan hastaları araçlar ile en yakın hastaneye sevk ediyorduk." Bakışlarını gözlerinin içine çevirirken, "O adamla... yani Hamit ile orada görevliyken tanıştım." dedi.

Gözlerini birkaç saniye kırpıştırarak bakışlarını ellerine indirerek sımsıkı yumdu. "Aciliyeti olan öncelikli hastalar Doktorlar ve Paramedikler aracılığıyla dönüşümlü olarak hastanelere sevk ediliyordu." Dişlerini birbirine bastırdı ve anlatmakta güçlük çekiyormuş gibi yutkunarak duraksadı. "Sıra o gün bana gelmişti. Aciliyeti olan MI'lı bir hasta sebebiyle 2 Paramedik arkadaşım ile birlikte hazırlığımızı tamamlayıp hızlıca yola çıktık. Planımız en kısa yoldan, en hızlı şekilde hastaneye ulaşmak ve çabucak hastaya müdehale edilmesini sağlamaktı ancak planımız uygularken hesap etmediğimiz bir sorunla karşılaştık." Gözlerini araladı ve bakışlarının odağını ellerinden ayırarak kendisine çevirirken sıkıntılı bir nefes verdi. "Yola çıkmamızın ardından yaklaşık on beş dakika içinde altı kişilik eli silahlı bir grup yolumuzu kesti. Hastayı araçta bırakıp acil çantası ile aşağı inmemizi ve ilgilenmemiz gereken başka bir hasta olduğunu söylediler."

Gözlerini sımsıkı yumarak o anları yeniden yaşıyormuş gibi bir kez daha yutkundu. "Araçtaki hastayı o şekilde yarı yolda bırakmayacağımızı söyleyerek ilk itiraz eden yakın arkadaşım Atakan'dı." Dolu gözlerini kendi gözlerini çevirerek başını olanları hâlâ sindiremediğini belli edercesine iki yana salladı. "Aramızdan ilk onu öldürdüler." Dişlerini alt dudağına bastırarak gözlerini yumdu ve göz pınarından bir damla yaş yanaklarından aşağıya doğru hızla süzüldü. "Göğüsüne üç el ateş ettiler. Öylece kalakaldım. Silah sesi, Atakan'ın yeleğine bulaşan kan ve yere yığılan bedeni bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti." Dudaklarını birbirine bastırarak gözyaşını elinin tersi ile sertçe sildi. "Şoka girmiş gibiydim. Hareket dahi edemiyordum. Henüz diplomasını yeni almış taze bir doktor olarak doğuda gönüllü görev yapma fikri o ana kadar hiç bu kadar tehlikeli gelmemişti."

MÜNFERİTWhere stories live. Discover now