10

467 76 123
                                    

Louis, kucağındaki Harry'nin bir yere çarpmasını engellemek adına başının dönmesini umursamayarak elinden geldiğince dikkatli yürüyordu. Harry ise başını, onun göğsünden kaldırmadan midesinin bulantısını geçirmeye çalışıyordu.

İkisi de niye bu kadar içtiklerini bilmiyorlardı aslında, öpüştükten sonra Louis'nin deyimiyle bok varmış gibi içmeye devam etmiş, soluğu Harry'nin kusmasıyla tuvalette almışlardı. Sonrasında Louis onun yüzünü daha fazla beyaz görmeye dayanamayıp bar sahibi olan arkadaşı Niall'dan ev adresini istemişti. Ve işte tam şu an Harry'i yatağına bırakıyordu.

"Loueh" Harry, Louis'nin kolunu tutup kendine doğru çektiğinde Louis ona şirin bir gülümseme vermişti "Efendim bebeğim?"

"Bugün burda benimle kalır mısın?" Louis bir eliyle onun saçlarını okşarken burda kalıp kalmamasının ne kadar doğru olacağını düşünüyordu. Kendisi ne kadar istese de sabah ayık Harry'nin ona olacak tepkisini kestiremiyordu. Ancak ne kadar kendi bu kararı içinde tartarsa tartsın biliyordu ki, Harry ona bu denli güzel bakarken Louis eve gidemezdi, bu nedenle yanına uzandı.

"Olur aşkım, kalırım." Harry son kalan enerjisiyle ona gülümsediğinde Louis yavaş hareketlerle rahatlasın diye karnını okşuyordu."Sana çay yapmamı ister misin?"

Harry sıkıntıyla kıpırdadı "Sadece yanımda kalmanı istiyorum Loueh, başka bir şey değil." Harry bu cümleleri söyledikten sonra birazcık daha Louis'nin yanına sokuldu. Aslına bakarsanız Louis'nin düşüncesi bu yönde değildi. Gece olur da yine Harry kusarsa diye odadaki küçük koltuğa uzanacak, fazla derin olmayan uykusuyla en azından onu güvende tutacaktı ama kıvırcık çocuk onu o kadar sıkı tutuyordu ki Louis bırak ayağa kalkmayı kıpırdayamıyordu bile. 

Louis'nin yanında sarhoş olan, kusan, ayakta duramayan bir çok kişi olmuştu ama Louis hiç birine Harry'e gösterdiği ilgiyi ve şefkati göstermemişti. Zayn bile körkütük sarhoş olduğunda onu kapısına bırakıp evine geri dönmüştü. Harry, çok kısa bir zaman içinde çoğu kişiden farklı olmaya başlamıştı Louis için.

Bu onu biraz korkutuyordu, daha önce ailesi dışında birisine bu kadar tolerans göstermemişti. Onunla olmaktan, gülmekten fazlasıyla zevk alırken kaybetmekten de bir o kadar korkuyordu. Kollarının arasında uyuyan Harry'e baktığında içinde bir yerlerde onu kaybetmemek adına söz verdi. Harry uyanmadan yanından kalkıp koltuğa geçebilirdi. ancak şu an alkol direnci düşmeye ve yerini uykuya bırakmaya başlamıştı. Harry'e iyice sokulup uykuya daldı. 


 Harry inanılmaz bir baş ağrısıyla kalktığında kendisini sıkı sıkıya sarmış kollara baktı, arkasındaki adamın Louis olduğunu görünce gülümsedi ve geceyi düşünmeye başladı. Dün geceye dair hiç bir şey hatırlamıyor değildi. Louis'nin onu öpüşünü, tuvaletteyken saçlarını  tutuşunu ve kucaklayıp bir arabaya bindirdiği sahneler kafasında canlanmıştı. 

 Kocaman bir sırıtışla komidinde duran telefonuna uzandığında yanına bırakılmış bir su şişesi ve ağrı kesiciyi gördü, imkanı varmışcasına gülüşünü daha çok büyütüp yerinden zor da olsa kalktı. Tuvalete girip rutin işlerini hallederken Niall'ın cevapsız aramalarına ve sayısı yirmiyi geçen mesajlarını yanıtlamıştı.

Mutfağa geçerken aklında tek bir  düşünce vardı; Onunla ilgilenen adama yapabileceği en iyi kahvaltıyı hazırlamak.  

Kendisi her ne kadar kahvaltı yapmaktan hoşlanmasa da bir konuşmalarında Louis kahvaltıdan ne kadar hoşlandığını dile getirmişti. Harry'de en iyi teşekkür için bunu yapmayı tercih etmişti. Arkadan bir şarkı açıp mırıldanırken yumurtaları kaynamaya bırakmış, ısınmış süte bal ekliyordu. 

Louis ise kollarının arasındaki çocuğun eksikliğini hissetmiş, Harry kalktıktan bir kaç dakika sonra kalkmıştı.  Koltukta olmadığını fark edince bir küfür savurmuş ardından hızla kalkıp güzel kokular gelen mutfağa inmişti. Mutfakta dönerek dans eden Harry'i görünce gülümsedi, Her gün mutfağında bu manzarayı görmek isterdi. "Günaydın Harry."

Harry, yerinden sıçradığında hızla arkasına döndü. "Korktum! ve Günaydın Loueeeh!" Louis'nin asık suratını görünce ona yaklaştı. "Bir sorun mu var? Benle kaldığın için bana kızdın mı Louis?"

Louis kafasını iki yana sallarken "Hayır, ben sadece yanında yattığım çin özür dilerim? Biliyorum böyle diyince saçma olacak ama sarhoştun ve senden yararlandığımı düşünmeni istemiyorum Harry. Yemin ederim koltuğa geçecektim ama uyuyakalmışım."

"Ben yalnız uyanmaktam nefret ederim Louis ve 24 yıldan beri yalnız uyandığımı düşünürsek, felaket ağrıyan başıma, bulanan mideme rağmen bu sabah benim en enerjik kalktığım sabahtı. Onun için bir daha bunu duymayayım olur mu? Ayrıca yanıma yatmanı ben istedim."

Louis ona aşık gözlerle bakarken afallamıştı. "Sana hayranım." 

"Biliyorum." Harry topladığı saçını savururken peynirleri kesip peynir tabağına koymaya devam etmişti. "Orda dikilecek misin? Biraz yardım etsene Lou! Domatesleri kesebilirsin ya da kendine bir kahve hazırlayabilirsin."

Louis onun ağzından çıkan her bir kelimeyi emir olarak algıladığından. hemen kahve makinesinin yanına geçmiş kendine kahve yapıyordu. "Sen ister misin?"

"Ballı sütüm var benim." 

"Awwwww Hazzz, sen yemin ediyorum minicik bir bebeksin." 

"Sana bu reçel dolu kaseyi fırlatırım Louis." Louis hazırladığı kupayı bir kenara koyup arkadan Harry'e sarılmıştı. "Ondan demedim bebeğim. Çok tatlı bir bebek gibisin onu demeye çalıştım."

Harry beline sarılan kollarla duraksadı. Bedenleri uyudukları geceyi saymazsak ilk kez bu kadar yakındı ve ikisininde bilinci yerindeydi. Louis'nin kokusunu almak istercesine derin bir nefes aldı ve kolunu ısırdı. "Bebekler sinir oldukları kişileri ısırmayı çok severler Loueh biliyor muydun?"

"Bebekler bir şeyi daha çok severler Harry." Louis sırıttığında Harry ilk başta anlamamış sonrasındaysa Louis'nin kollarını ittirmişti. "İğrençsin Louis!"

"Ama güzelim ben sadece aklıma geleni söyledim." Harry ona gözlerini devirdiğinde Louis bir şey demeyip salatalıkları doğramaya başlamıştı.

Harry krepleri yaparken Louis hazırlanan şeyleri masaya yerleştirmiş. Harry'nin midesi kazındığı için içtiği ballı sütünü yenilemişti. Harry son krepi tabağa koyup Louis'nin karşısına oturmuştu.

Louis kucağında Dusty'i severken Harry'e bakmıştı. "Dünyanın en şirin kedisine sahipsin." 

"Sende öyle Louis." 

"Benim kedim yo- Oh, öyleyim sanırım?" Harry Louis'yi alt etmenin sevinciyle gülümsedi.

"Dün gece çok abartı hareketler yapmadım değil mi Louis? 

"Aslına bakarsan çok uysal bir kediydin. bana sırnaşıp durdun?"

Harry ağzına domates atarken konuştu. "Hiç dağıtmadım yani" 

"Yani etrafı dağıtmadın ancak benim için aynısını söyleyemeyeceğim Harry."

Harry utanıp gözlerini kaçırırken Louis gülerek bir şeyler anlatmaya başlamıştı.  Harry bir kaç saniye sonra kafasını kaldırıp ona baktı. "Sonra Niall beni toz beziyle dövmeye çalıştı, biliyorum direkt Harry'i eve götürmek istiyorum demem yanlıştı ama ne kadar sert vurduysa hala kafam acıy- Hazz iyi misin?"

"Louis sanırım senden çok hoşlanıyorum" 



ARKADAŞLAR SELAM! ölmedim burdayım. umarım iyisinizdir nolur bir şeyler yazın da konuşalım. beklettiğim için ve bu bölüm kısa olduğu için özür dilerim ama paslanmışım, 1 saatte yazacağım bölümü 2.5 saatte dinlene dinlene yazabildim? Umarım tekrar yazmayı bırakmayıp pasımı atabilirim..

hala okuyan varsa iyi okumalar ve sizi çok seviyorum!!!

VE LNT MV ÖNCESİ HEYECANIYLA YAZDIM UMARIM OLMUŞTUR.



Kamu telah mencapai bab terakhir yang dipublikasikan.

⏰ Terakhir diperbarui: Jul 13, 2022 ⏰

Tambahkan cerita ini ke Perpustakaan untuk mendapatkan notifikasi saat ada bab baru!

kindergarten || larry stylinsonTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang