6

551 80 278
                                    

çok yorum atmazsanız ölürmüşüm...

Louis 5 saattir susuz, yemeksiz hatta molasız çizim yapıyordu, önemli bir iş ayaklarına gelmişti. Kendini o kadar vermişti ki işe en son telefonu eline Lottie'yi çocukları al emrini vermek için almıştı. Zaten sonrasında kızın attığı 'alamam dersim var' konulu 2 mesajı ve Harry'nin 8 aramasını görmemişti.

Ellerini başına alıp gözlerini ovuşturduğunda telefonuna gözleri takılmıştı, Harry arıyordu. Beklemeden cevapladı muhtemelen Lottie hakkında bir kaç soru soracaktı.

"Alo Harry, bir şey mi oldu?"

"Uhmm, Bay Tomlinson 1 saattir çocuklarla bekliyoruz ve tam olarak kapanma saatimize 5 dakika var, kimse almaya gelmedi bir sıkıntı mı var acaba?" Louis içinden koca bir siktir çekti, hızlıca eşyalarını toplamaya başladı.

"Çok özür dilerim Harry, ben işe dalmışım telefonuma bile bakmadım yemin ederim! Aslında kardeşime haber vermiştim, gelemeyeceğini söylemiştir ama ben görmedim sanırım. Çok çok özür dilerim, olabildiğince hızlı olacağım söz veriyorum! Trafik vardır ama 5 dakikada orda olmaya çalışacağım. Cidden çok özür dilerim, çok sorumsuz bir abiyim hepsi benim hatam."

"Bay Tomlinson sakin olun! sorun yok bu başımıza sürekli gelen bir durum.Lütfen benden özür dilemeyin seve seve beklerim. Biz muhtemelen bahçede oluruz."

Louis ofisten koşar adımlarla çıkarken devam etti "Hava soğuktur, üşümeyin. Siz şey yapın... Buldum! Okulun yakınlarında olan bir kafe var, Beachwood'a gidin! Yani müsaitsen Harry. Ben de oraya gelirim ve kendimi affettirmek için bir tatlı ısmarlarım? Uygun mudur?"

Harry kocaman gülümsedi "Kendinizi affettirmenize hiç gerek yok ama tatlıya hayır dediğim görülmemiş, o zaman orda buluşuyoruz?"

"Evet, 10 bilemedin 15 dakikaya orda olacağım."

"Bekliyoruz o zaman sizi orda, hızlı sürmeyin yerler kaygandır!"

"Dikkat edeceğim Harry teşekkür ederim, görüşürüz."

"Görüşürüz Bay Tomlinson!" Harry neşeyle cıvıldadı ve telefonu kapattı. Ernest ve Doris'e dönerek devam etti "Bebeklerim abiniz sizi beklettiği için özür diliyor ve üçümüzü bir kafeye götürmek istiyor, istersiniz değil mi?" ikisindende evet nidaları yükselince gülümsedi. "Hazırlanın, Gidiyoruz!"

Harry ikisininde montlarını, berelerini, eldivenlerini giydirdikten sonra ellerini tutup kafeye ilerlemeye başladı. Yolda bugün öğrendikleri dinazorlar hakkında şarkı söylüyorlardı, "Gidelim dinazoru bulmaya ama saklanmış mağaraya!"

Ernest küçük elleriyle daha yeni yağan karı toparlayıp öğretmenine doğru fırlattı. "Savaş yapalım öğretmeniiimm!"

"Üzgünüm bebeğim, üşümenizi istemiyor-" Harry, Doris'in göğüsüne kartopu fırlatmıştı. "Öğretmenim siz çok kötüsünüz!"

çok kısa süren savaşın sonunda Harry yerdeyken çocuklar ona kartopu atmaya devam ediyordu. ayağa kalkıp silkelendi "Tamam bücürler siz kazandınız ve ben üşüdüm. Artık gidebilir miyiz?" diyip onlara elini uzatmıştı. İki çocukta onun elini tutup yürümeye başlamıştı.

Kafeden içeri girdiklerinde Harry kaloriferin yanına olan bir masayı tercih etmiş, yanlarına gelen garsondan üstlerinde bulunan ısıtıcıyı açmasını rica etmişti. Çocukların ve kendi eldivenlerini kalorifere koyarken içeri Louis girmişti.

"Çok beklettim mi diye soracaktım ama kıpkırmızı burunlarınızdan yeni girdiğinizi anlıyorum. Karla mı oynadınız siz?" Harry onun kızacağını düşünüyordu, özür cümlelerini içinden sıralamaya başlamıştı.

kindergarten || larry stylinsonWhere stories live. Discover now