ruby[3]

742 53 54
                                    

bölüm 3:[ademin istediği günahı başlattı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

bölüm 3:
[ademin istediği günahı başlattı.]


göz kapaklarımı aralarken yüzümü buruşturdum, midem dehşet derecede bulanıyordu ve gözüme gözüme gelen güneş ışınlarıyla etrafı görmem bir hayli zor olmuştu. yattığım yatakta doğrulurken yavaşça gözletimi açarak etrafa bakındım.

pekala, kendi evimde değildim. sikeyim, kendi evimde değildim!? yataktan hızlıca çıkarken doğruca odanın kapısını açıp etrafıma bakındım, daha önce gelmediğim bir yerdi. tüm korku bedenimi sarmıştı, ve bunun en büyük sebebiyse dün gece ne bok yediğimle ilgili hafızamda kalan şeyler hoş değildi!

kendi kendime fısıldarken gördüğüm merdivenlerden aşağı doğru hızlı adımlarla inemeye başlamıştım. "sikeyim, cidden bu boku yedin mi jennie!?"

merdivenin sonuna geldiğimde karşımda gördüğüm boy aynasıyla vücudum donup kaldı. üzerimde sadece beyaz ve bana bol gelen bir tişört vardı. sikeyim, sanırım boka bastım.

bar gecesi
jisoo'nun gözlerinin üzerimde olmadığı tek bir an bile olmadı bara geldiğimizden beri, sahnede dans eden deli gibi kadın ve erkekler, şarkının ritmine göre kalçalarını sallayan kadınlar, direkte profesyonelce sallanıp seksi hareketleriyle ona bakmanızı sağlayan insanlar varken, biz her ne kadar en güzel köşe olsada oturmuş konuşuyorduk.

Lisa, Rose ve Jisoo zenginlerdi. gerçekten fazlaca zenginlerdi. gerçi benim de maddi durumum çok iyiydi fakat sonuçta Kore'nin en pahalı şirketinin varisi olan kişilerden bahsediyoruz, sonuç olarak benden zenginlerdi işte. bu köşeyi ayarlamaları hiç zor olmamıştır biliyordum fakat ben oturmak istemiyordum. bunun en büyük etkeniyse cidden asla gözlerini benden çekmeyen Jisoo'ydu.

Rose ve Lisa oturmuş şirket hakkında konuşuyorlarken, jisoo'nun gözleri tenimi yakmak istercesine bendeydi. sıcaklığın yükseldiğini hissettiriyorlardı bana koyulaşmış gözleri. sebepsizce de kötü, fakat bu hissettiğim kötü duygunun aynı zamanda bana doygunluk hissettirmesi normal değildi, hiç normal değildi. içimde yanıp tutuşan bir şeyin jisoo'yla olacak her şeyin yasak olacağını bilmesine rağmen jisoo'nun bana değen gözlerinin hissettirdiklerini istiyordu.

elimde ki shotı kafama dikerken ağzımdan çıkan sessiz tek bir kelime olabilmişti. "siktir."

Lisa yanımda olduğundan bir şeyler dediğimi duymuş olacak ki "Jennie, bir şey mi dedin?" diye sordu.

Lisa'nın bana bakışlarını gördükçe içimde ki vicdan azabı daha da arttı, öyle arttı ki nefes almak gittikçe zorlaştı. ağlamak istiyordum ama en çok unutmak, biraz önce zihnimden geçen düşüncelerimi unutmak. Lisa'nın gözlerinin içine baktım bir müddet. sonrasındaysa istemsizce Jisoo'ya kaydı gözlerim, Rose telefona bakıyorken Jisoo bize bakıyordu. gözlerindeki soğuk ve sert bakışların altında yatan arzu ve şehveti görebilmekten nefret ettim. sadece iki saniye bakışımda bile tüm bunları anlayabilmekten çok nefret ettim.

incilWhere stories live. Discover now