27

5.3K 602 278
                                    



📌ficleri karistiranlar oldugu icin simdi size kisaca fici ozetlicem tmm mi sonra bolume gecersiniz

simdi tum hikaye jisung'un kargosunun yanlis adres girdigi icin minho'nun evine gitmesiyle basliyo
sonra jisung hizli ciktigi icin ikisi yakinlasmaya basliyo

megersem ayni okuldalarmis, bu detay onemli

aradan zaman gectikten sonra bu minho jisung'un instagraminin en eski gonderisinde hyunjin'i goruyo
ve huncin, minho'nun eski manitasi
minho bulustuklarinda jisung'a soruyo taniyo musun onu diye o da evet ama gorusmuyoruz diyo, yersen

onceki bolum de minho ve jisung'un fanfinifon yaptiktiklari gecenin sabahi. bunlar kahvalti yaparken jisung'un lise arkadasi jeongin geliyo eve hem de manitasiyla
jisung'un jeongin'in manitasinin kim oldugunu biliyo elbette ve buna ragmen onu da eve aliyo

bu kadardi tsk

-

"Lee Minho?"

Karşımda durup gözlerimin içine bakan çocuk çok değişmişti. O uzun sarı saçları gitmiş, yerine kısa ve siyah saçlı birisi gelmişti. Fiziksel olarak ise tamamen aynıydı. Ama şimdi bir fark vardı ki, bu çocuğa baktığımda artık çok farklı şeyler hissediyordum.

Bu hislerin içinde nefret yoktu.

Gittiğini öğrendiğimde çok kırılmıştım, üzülmüştüm fakat hiçbir zaman ondan nefret etmemiştim. Sonuçta o bencil olmayı seçmiş ve kendi hayatını kurtarmaya, geleceğini daha iyi kılmaya gitmişti. Bunun için ona kızamazdım ama kendime kızmıştım. Nefret de etmiştim. Çünkü onu çok yanlış tanımıştım ve resmen ona olan sevgim beni kör etmişti.

Biz hepimiz aynı okuldaydık. Şu zamana kadar ne Hyunjin'i Jisung'la beraber görmüştüm, ne de herhangi bir arkadaşıyla adam akıllı tanışmıştım. Aslında onun beni hayatına hiç almadığını çok geç fark etmiştim.

Ben bunları bunları bilmiyor olabilirdim ama Jisung'un bilmemesine imkan yoktu. Ona Hyunjin'i tanıyıp tanımadığını sormuştum. Eğer onun yurt dışına çıktığını bilecek kadar ona yakınsa, beni de biliyor olmalıydı. Yine de buna rağmen tüm bunları benden saklamış üstüne bir de yalan söylemişti.

Bana onunla görüşmüyorum demişti ama şimdi o çocuk arkadaşının sevgilisi olarak karşımdaydı.

Bütün bunları benden gizlemesi yetmezmiş gibi onunla karşılaşmamı nasıl sağlayabilirdi? Amacı en başından beri beni üzmek miydi yoksa Hyunjin'e bak eski sevgilini ben kaptım demek miydi?

"Minho? İyi misin?"

Hemen yanımdan gelen tedirgin ses ve ardından omzuma konulan elle bu durumun gerçekliğinin farkına bir kez daha vardım.

"İyi miyim?" Sesim mırıltı gibi çıkarken omzumdaki elin sahibine baktım. O parlak kahve gözleri sanki bu olanları beklemiyormuş gibi şaşkınca bana bakıyordu.

Onun bu haline güldüm. Ama aslında en çok kendime gülmek istiyordum, kendi mallığıma.

Gitmek için bir adım attığımda Jisung hızlıca önüme doğru geçti. Benim tüm bedenimin aksine onun sadcee göz bebekleri titriyordu.

"Minho dur bi' dinle önce. Lütfen."

Ne kadar ona cevap vermek istemesem de yaşadığımız onca şeyden sonra bunu yapamazdım.

Hala kısık olan ses tonumla "Sonra konuşalım." deyip kenara çekildim ve hâlâ kapıda dikilmiş bir vaziyette bizi izleyen Hyunjin'e değmeden evden çıkıp kapıyı da ardımdan kapattım.

Yalnız kalmak istiyordum. Uzaklaşıp uzun bir süre kimsenin yüzünü görmek istemiyordum. Umursamaz Minho bunu yapmalıydı. Herkesin kafasında var olan bencil Minho bunu yapardı.

Ama ben bencil değildim. Hele kalpsiz hiç değildim.

Üzgündüm. Üzgün olduğum için de kendime kızgındım. Değer miydi bu kadar ufak bir şey için üzülmeme? Alt tarafı bir yalandı. Sevmeseydim eğer üzülmeme değmezdi belki ama sevmiştim.

Jisung'u bu kadar sevdiğimi ise şimdi daha iyi anlamıştım.




-

bolum cok uzun oldu biliyorum

opdum

so let's love | minsungWhere stories live. Discover now