Yatağına doğru giderek ışıkları iki yandan yapıştırdım.Diğer yanları da yapıştırdığımda,geriye doğru çekildim.

Işıklar yatağını rengarenk sarmıştı.

Şaşkınlıkla bana bakarken gülümsedim.

"Artık ışıklar uykularını renklendirecek."

Işıklara dokundu ve "teşekkür ederim"diye mırıldandı.

Odasından çıkıyorken seslendi.

"Ab-Şey...bana hikaye anlatır mısın?"diye sordu.

Arkamı döndüğümde eli ensesinde,tuttuğu nefesiyle bana bakıyordu.

Kafamı salladığımda,tuttuğu nefesi geri bıraktı.Dudağımın kenarını kaşıyarak gülümsememi saklamaya çalıştım.

Yatağına oturduğumda geriye çekildi.Yastığına yatacakken kafasını tutarak kucağıma yatırdım.

Gözlerini kapatarak iç çekti.Elimi saçlarına götürdüğümde okşamaya başladım.

"Ay tanrıçasının hikayesini biliyor musun?"diye sordum.

"Hayır"dedi uykulu bir sesle.

Gözlerimi ay'a çevirerek,elim saçlarında anlatmaya başladım.

"Selene ay tanrıçasıdır. Her gece iki boynuzlu atın çektiği gümüş savaş arabasını sürerek , ayın gökyüzünde solgun bir ışıkla parlayarak ilerlemesini sağlar.

Rivayete göre gümüş tekerlekli arabasıyla gökyüzünde Latmos (Beşparmak) semalarında dolandığı bir gece yeryüzünü seyre koyulur. Hatta öyle imrenerek bakar ki ölümlülere özenir.

Onlar gibi olmayı diler.

Ancak bu dileği gerçekleşemeyecek bir dilektir. Bu sırada Endymion'u gökyüzünden görür. Bafa gölünün kenarında koyunlarını otlar iken kavalını çalan yakışıklı bir gençti."

Ay'ın ışığıyla oda biraz aydınlanıyordu.

"Endymion da Selene'nin her gece yansıttığı bu ışığa karşı koyamaz. Bunun üzerine iki sevgili birlikte olmak isterler ama diğer Tanrılar ölümlü olması sebebiyle Endymion'u Zeus'a şikayet ederler.

Zeus onların aşkı karşısında Endymion'a bir dilek hakkı sunar.

Endymion ise sevgilisiyle geçireceği zamanları sonsuz kılmak için sonsuz uyku ister.

Zeus, çobanı sonsuz bir uykuya yatırmış sevgilisi onu her gece gelip sarmalasın diye."

Egenin sesi çıkmamasıyla ona baktım.Ay'ın ışığını vurduğu kirpikleri parlıyordu.Göğsü inip kalkıyordu aldığı nefeslerden.

Kafasını kaldırarak yastığına bıraktım.Yüzüne doğru eğilerek alnından öptüm.

"İyi uykular çocuk"

Geri dönerken bileğimden tuttu.Egeye döndüğümde uykulu bir sesle mırıldandı.

"Niye bu kadar geç kaldın?"

BULUTWhere stories live. Discover now