Bölüm 26: Mavi

3.2K 231 85
                                    

Keyifli okumalar!

Dilimizin ucuna pelesenk ettiğimiz acılar, bir kırbaç misali sırtımıza acımasızca inerdi. Alıştığını sandığın her an tenin daha çok sızlar, vücudun da izler kalmaya başlar. Ya da üstü kapanan tüm yaraların tekrar kanamaya başlar.

Benim üstü kabuk bağlamış ama asla geçmeyen yaralarım kanıyor Mahi, ne olur geri gel.

Seni o kadar özledim ki her gün sızlayan göğsüme çare bulamıyorum artık. Baş ucumda otur, sana dokunmadan bile severim ben seni. Zaten ben sana hiç kıyamazdım ki. Naısl kıyabilirim? Nasıl o ipek saçlarına zarar verebilirim.

Ama seni benden çalanlar acımadılar. Benim öpmeye kıyamadığım saçlarından tuttular, bakmaya kıyamadım yüzüne onlarca çizik attılar. Affet beni, seni kurtaramadım. Sana yardım edemedim. Göğsüm öylesine çok ağrıyor ki ne yapacağımı bilemiyorum.

Oturduğum sandalyede arkadaşlarımın gözü bana dönmüşken yaşlı amcanın söylediği şeye hiçbir tepki veremedim. Ne diyebilirdim ki?

Benim sevdiğim yapmaz amca, o bir karıncaya bile zarar vermez. Dişlidir , hakkını savunur, haksızlığa asla gelemez ama yine de kimseye zarar veremez.

Bunu demeyi o kadar çok istiyordum ki dudaklarım karımcalanmıştı.

"Gidelim." Dedim başka bir şey diyemeyeceğim fark ettiğimde. Herkes ayaklanırken Semih hesabı ödemeye gitti. Ben başım yerde, omuzlarım düşük bulunduğumuz mekanı terk ederken aklımda durmadan kendini tekrar eden şey.

Mahi'ydi.

Öyle büyük bir çıkmazın içindeydim ki nereye dönsem yolun sonuydu ve nereye baksam onun çaresiz gözleri vardı.

"İyi misin?" Esma'nın tedirgin sesini duyduğumda baygın bakışlarımı, odaklandım yerden kaldırıp ona diktim. İyi miyim? Bu soru ekine tam olarak cevabım ne zaman 'iyiyim' olacak. Gerçekten bilmiyorum.

"Sence?"

Dudaklarımı sertçe ısırdı ve gözlerini acıyla üzerimden çekti. Bu gruptaki herkes Mahi'yi çok severdi. Çünkü o sevilmeyecek gibi değildi. Pamuk gibi kalbi vardı sevdiğimin, insanı severdi yaratandan ötürü. Ancak yaşıyorsa eğer artık insanlardan nefret ettiğine emindim. Benim güzel kızımı hayatta küstürdüler. Elinden çok güzel bir geleceği aldılar.

Onun yaşıyor olma düşüncesi bile içimi titretirken eğer görsem ne yapacağımı düşündüm. Bayılır mıydım? Çok ağlar mıydım? Çıldırır mıydım? Yoksa koşup sımsıkı sarılır mıydı?

Ona sarılmak istiyordum. Sımsıkı ama incitmeden.

"O," dedi adını anmaktan korkarcasına Esma. "Gerçekten birilerini öldürmüş olabilir mi?"

İçimde avaz avaz hayır diye bağıran yanım, onun birilerini öldürmüş olabileceğine inanmıyordu. Ya da inanmak istemiyordu, bilmiyorum. 

"Sırada ne var?" bu sefer konuşan Ayvaz'dı. Sesi düşünceliydi. Kafasının içerisinde kim bilir ne fırtınalar kopuyordu. Çünkü biliyordum ki; benden sonra ona en bağlı kişi Ayvaz'dı.   

"Eğer Mahi yaşıyorsa ve bu cinayetleri o işliyorsa, ne yapacağız?" diyen Semih'e döndü bu sefer bakışlarım. Herkesin gözünden okunan korku benim içimde büyüyor. büyüdükçe devasa yangınlar başlatıyordu. Kafam patlamak üzereydi. Ne düşüneceğimi yahut ne yapacağımı bilmiyordum. 

"O katil değil." dedim net bir şekilde. Ortamda kısa süreliği sessizlik oluştu. Beni bu kadar net konuşturan tam olarak ne, merak ediyor olmalıydılar. Cevabı yoktu. Sadece içimden geldiği gibi konuşuyordum.

XI ' Vahşi ' +18Where stories live. Discover now