20.Bölüm

4K 293 107
                                    

Yarın bölüm gelmesi için en az 20 yoruma ihtiyaç var canlar. 😊🥰

Önceki bölüm

Sadece ağına takacak başka bir genç kız bulduğunu düşünmüştü. Ne yazık ki elde edemeyecekti.
.
.
.
Mighta, karmaşık duygularla balkondan dışarıyı izlemeye devam etti. Hayatı boyunca bir odada kapana kısılmıştı. Dışarı çıkmasına izin verilmemişti.

Şimdi biraz daha iyi imkanlara sahipti. Sadece küçük bir hapishane yerine daha büyük bir hapishaneye geçmişti. Yeni hapishanesine ziyarerçiler gelebiliyordu. İyi yemekler veriliyordu. Arada bu balkon gibi hava almasına izin vardı.

Sadece şaşalı bir hapishane...

Mighta, dile getirmeye cesaret edemese de hep dışarı çıkmak ve gezmek istemişti. Fakat bunu yapamazdı. Neden mi?!

Herkese göre dış dünya tehlikeliydi!

Eh, bunu biliyordu. Zaten o da bu tehlikeyi istiyordu. Belki de içtiği şeyden dolayı içi sıcaklamıştı. Ayrıca bastırdığı duyguları dışarı çıkıyordu.

Ne içtiğinden emin değildi. Sadece...ağlamak..evet ağlamak geliyordu.

Salondan gelen neşeli kahkahaları ve müziğin sesini duyabiliyordu ama o depresif hissediyordu. Yalnız olduğunu fark etmek...eh o çok da acıtmıyordu. Fakat dayanmak zordu.

Mighta, kendi düşüncelerine dalmışken Kailanden de en sonunda bunaltıcı ve sülük soyluların pençesinden kurtulmak amacıyla balkona çıktı.

-Küçük bir erkek eş...

Kailanden, içinden bu sözleri söyledi. Küçük sırta bakarken nedense tuhaf bir hisse kapıldı. Sanki omuzlarında büyük bir yük varmış gibi görünüyordu.

Kailanden, bu düşünceleri kafasından attı ve kaşlarını çattı. Eşinin üstüne atılmış erkek ceketi de kime aitti? Kim böyle cüretkar bir hamle yapmıştı?

Mighta'yı pek sevmese de eşiydi. Bu da sinir olmasına yetmişti.

-Mighta, burada ne arıyorsun? Salondan çıkmanı söylememiştim.

Mighta, arkasından duyduğu sesle önünü döndü ve kailanden'e baktı. Hiçbir şey söylemedi..sadece baktı..

Kailanden, Mighta'nın gözünden akan sessiz göz yaşlarını gördüğü anda afalladı. Neden ağladığını anlamamıştı. Acaba çok yorulduğu için mi ağlıyordu? Belki de haddini bilmezin birisi onu kırmıştı.

İki türlü de mighta'nın yaptığı yanlıştı. Çünkü ağlamak sorun çözmezdi. Yorulduğu için ağlıyorsa dinlenmek için ayrılmalıydı. Birisi kırmışsa da aldığı derslerden bir şey anlamamış demekti.

-Neden ağlıyorsun? Şunu kes!

Mighta, şaşkınlıkla elini yüzüne götürdü ve hissettiği ıslaklıkla şok oldu.

-Eh, neden ağlıyorum?

Kailanden, tuhaf bir bakış attı. Ne yani? Neden ağladığı konusunda bir fikri yok muydu? Yavaş adımlarla mighta'ya yaklaştı.

Mighta'nın o iç gıdıklayıcı hoş parfümün kokusu ve...alkol kokusu burnuna geldi Kailanden'in..

-Sen! Alkol! Mü! Aldın?!

Kailanden'in gerçekten de sinirlendiğinde çıkarttığı o sert, keskin ve boğuk sesi, söylediği her kelimede daha korkunç bir hal aldı.

Mighta, irkilerek aceleyle konuştu. İçinde kötü bir his oluşmuş ve durmaya yakın olan göz yaşları daha bir hızla akmaya başlamıştı. Çünkü korkmuştu!

Wife of the Tyrant Emperor(Zorba imparatorun eşi)[BL] [Tamamlandı] Where stories live. Discover now