15.Bölüm

4.3K 312 104
                                    

Önceki bölüm

Mighta, ayıplı şeyleri yapmayı kesinlikle istemiyordu. Yapmayacaktı da. Sadece kailanden'i birazcık kızdıracaktı. Sonuçta öğrendiği bir şey varsa o da Kailanden'in çiçekleri sevmediği idi. Hizmetçiler gittikten sonra işlerine geri döndü.
.
.
.
Mighta işini bitirdikten sonra hafifçe gülümsedi ve odasında Kailanden'i beklemeye başladı. Aslında tam 4 saatlik bir işkence pardon bakımdan sonraydı bu bekleme işi...

Mighta, hizmetçilerin onun için giydirdiği geceliğe bir bakış atmış ve daha fazla da umursamamıştı.

Onun amacı başkaydı!

Öncelikle biraz Kailanden'i kızdıracaktı. Sonra da...dedikoduları kullanacaktı.

İnsanlar çoktan, Mighta'nın başarısız bir eş olduğu konusunda laf ediyordu. İlk geceden beri eşiyle birlikte olmadığı için(!) imparatorun mighta'yı beğenmediği hakkında da bir çok laf vardı.

Mighta, hizmetçilere kendisini gece için hazırlamasını söylemesinin sebebi de buydu.

Tabi ki hiçbir şey olmayacağı konusunda da kendisine güveniyordu.

Kailanden'in gereğinden fazla talibi vardı. Genç kızlar, orta yaşlı kadınlar hatta dullar bile Kailanden ile bir gece geçirmeye istekliydi. Hatta evli kadınlar bile!!

Haliyle de kailanden'in küçük bir erkek çocuğuna dokunmayacağına emindi.

Zaman yavaşça geçtiğinde Kailanden yorgun bir şekilde odaya geldi. Mighta'ya tuhaf bir bakış atıp konuştu.

-Neden bana çiçek gönderdin? Üstelik de bir gül buketi! Çiçekleri sevmediğimi bilmiyor musun?

Mighta, kendisini sakinleştirdi ve olabilecek en tatlı gülümsemesini takınarak konuştu.

-Ah öyle mi? Bunu bilmiyordum kai.

Kailanden, kendisine kai denilmesinden de rahatsız oluyordu. Kaşlarını çattı ve hafif sinirli bir sesle konuştu.

-Bana ikimizken kai diye seslenme. Çok rahatsız edici.

Mighta, yüz ifadesini bozmadı. Fakat içten içe kahkaha atıyordu. Usulca Kailanden'e yaklaştı ve konuştu.

-Anladım. Yorulmuş olmalısın. Sana masaj yapmamı ister misin?

Kailanden, iyice kaşlarını çattı ve şüpheyle baştan aşağı mighta'yı inceledikten sonra konuştu.

-Senin amacın ne? Ne istiyorsun?

Mighta, yeni sıktığı yasemin kokulu parfümün kokusunu alması için iyice kailanden'e yaklaştı ve masum bir gülümseme ile konuştu.

-Bir amacım yok. Açıkçası...sadece iyi anlaşmak istiyorum. Kendimi burada yalnız hissediyorum. Sen de sahte de olsa eşimsin ve öğretmenlerim de bana, bunu vurgulayıp duruyor.

-Birbirimize soğuk olmayalım tamam mı?

Kailanden, eliyle başını ovuşturdu ve daha fazla mighta ile konuşmak istemedi. Konuştukça başının ağrıdığını hissediyordu. Ayrıca uğraşmak için fazla yorgundu.

-İnsan içindeyken bu şekilde davran. Şu anda Yalnızız ve bu gereksiz. Önümden çekil!

Mighta, sakin bir ifadeyle çekildi ve göz ucuyla da kailanden'in banyoya girdiğini gördükten sonra da kıs kıs güldü.

-Daha yeni başlıyorum. Sevgi dolu olmak neymiş gör bakalım!

Mighta, bugünlük yeterince sevgi dolu davranmıştı. Daha fazla haddini aşmasının gereği yoktu. Yatağa girip yattı.

Kailanden de bir süre sonra kurulanıp yatağa yattı ve direk uyudu. İkisinin yatağı kocamandı. Öyle ki içine 10 insan rahatlıkla sığardı. Haliyle de ikisi de yqtağın iki tarafında birbirinden uzakta yatıyorlardı.

Mighta, içinden yüze kadar saydıktan sonra gözlerini kapattı ve yavaşça yatakta hareketlendi. Daha sonra yine aynı yavaşlıkta kailanden'e yaklaşmaya başladı. Yeter diye düşünmesine rağmen son bir hamleden zarar çıkmazdı.

En sonunda tam dibine girecekken Kailanden yataktan kalkıp odada ki koltuğa geçti ve uykusuna devam etti.

Mighta, hala uyuyormuş gibi yapıyordu. Biliyordu ki Kailanden kendisine fazla yaklaşılmasından da hoşlanmıyordu.
.
.
.
Sabah olduğunda mighta, yorgun bir şekilde kalktı. Her zamanki gibi Kailanden erkenden gitmişti. Umursamadan hizmetçilerin onu hazırlamasını bekledi.

Kısa sürede iki hizmetçi odaya gelmişti. Mighta'yı hazırladılar ve bir oyuncak bebekmiş gibi süslediler.

Mighta, buna alışsa da hala süslü kıyafetlerden, öksürmesine neden olan pudradan, tuhaf kokulu yağlardan ve meyveli parlatıcılardan nefret ediyordu.

En sonunda hazırlanması bitmiş ve açlıktan ölme aşamasında da kahvaltı yapmak için salona gidebilmişti.

Bazıları lüks yaşamı çekici bulabilirdi. Fakat aslında göründüğünden daha zordu. Aklına yine dedikodular gelmişti.

Göğüsleri de konulardan birisydi!

Neden hala büyümediği ile ilgili dedikodular yüzünden siniri bozuluyordu. Ağzı olan konuşuyordu. Neyse ki ifadelerini ve çenesini tutmayı öğrenmişti.

Kahvaltıdan sonra ise yoğun geçen bir ders seansı başlamıştı. 2,5 saat ders, 15 dk dinlenme sonra testler ve ödevler 15-20 dk dinlenme ve sonra tekrar testler...arada atıştırmalar ve sonra dersler...

Sonunda öğle molasına gelebilmişti!

Mighta da bunu bekliyordu. Hızla yemeğini yedikten sonra hazır dinlenme arasındayken Kailanden'in odasına yöneldi. Yüzünde saklamaya bile gerek duymadığı bir gülümseme vardı.

Her ne kadar gülümsemesini saklamasa da elbette bakışlarının içinde ki kızgın ve alaycı ifadeyi saklamıştı...

-Bana zorbalık etmek istiyorsun...gerçekten de canıma yetti artık.

Mighta, normalde sessiz biriydi. İçine kapanık da denilebilirdi. Fakat buraya geldiğinden beri defalarca baskı, stres ve kirli sözler duymuştu.

Eskiden de duyuyordu. Fakat söylentiler o kadar sinir bozucuydu ki...bir de Kailanden'in hareketleri..

Yavaş yavaş içinde sakladığı yırtıcıyı açığa çıkartmayı başarmıştı.

Tabi hala neden Leonrx krallığının yok edilmediğini de merak ediyordu. Her güne aşırı gergindi.
.
.
.
.
.
.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Umarım sevmişsinizdir. Bu seriyi unutmadım a dostlar!

Sizce neler olacak?

Mighta ne yapacak?

Kailanden ne yapacak?

Karakterler hakkında ne düşünüyorsunuz?

Beni takip etmeye devam edin canlarım. Sizi seviyorum. 😘😘😘😘😘

İnanın bu resim için uğraştım

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

İnanın bu resim için uğraştım. Özellikle göğüsleri silme kısmında! 😀. Mighta için saygı duruşu lütfen.

Wife of the Tyrant Emperor(Zorba imparatorun eşi)[BL] [Tamamlandı] Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang